Yeniden Libya

Yüz yıl önce Osmanlı subayları Libya'ya çaresizlik içinde gitmişti. Ordunun gitmesi mümkün değildi. Hatta Libya'daki aşiretleri organize etmek bile çok tehlikeli görüldüğünden subaylar hiçbir devlet güvencesi olmadan gizli kimliklerle gitmek durumunda kalmıştı. Sonunda da çaresizce geri dönmüşlerdi. Tarihimizin acı hikayelerinden biridir. İmparatorluğun çözülme sürecinde önemli duraklardan biri...

Devamı
Yeniden Libya
Modernleşme Serüvenimizde AK Parti

Modernleşme Serüvenimizde AK Parti

AK Parti birçok padişahın, sivil ve askeri kanadıyla bürokratik orta sınıfın, iktisadi burjuvazinin ve farklı siyasi partilerin dahil olduğu modernleşme sürecinde özel bir konumda bulunmaktadır. AK Parti'nin Türk siyasi hayatı içerisinde teşkil ettiği bu özel konumu anlamak için iki yüz yılı aşkın bir süreyi kapsayan modernleşme tecrübemize yakından bakmak gerekir.

Devamı

Türkiye'nin kendi coğrafyasının sorunlarını görmezlikten gelme, ilgilenmeme gibi bir durumu yoktur. Bir kere bu seçenek değildir.

Türkiye'nin en önemli önceliği kendi sınırında uydu devletçikler kurulmasını engellemek olacak. Bu hedeften şaşmadığı müddetçe kim ne yaparsa yapsın başaramaz.

Türkiye’nin Batı karşısındaki hiyerarşiyi reddeden arayışına yönelik tepki, kuşkusuz en açık şekilde medya bağlamında görünür olmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri Batı dünyasının Türk dış politikasındaki yeri hep önemli oldu. Batı’nın önemli parçalarından biri olan Avrupa’nın Türk devletleri için önemi ise, bilindiği gibi cumhuriyetin çok öncesine kadar uzanır. Osmanlı İmparatorluğu aynı zamanda bir Avrupa devletiydi ve yüzyıllar boyunca Avrupa’nın siyasi ve ekonomik yaşantısında önemli bir rol oynadı.

24 Haziran’da O Büyük Dönüşüm Tamamlanacak

Birçok Batılı Osmanlı'ya yenileşme ve modernleşme adı altında bağımlılık politikaları dayattı. Cumhuriyet döneminde de bu kıskaçtan kurtulunamadı.

Devamı
24 Haziran da O Büyük Dönüşüm Tamamlanacak
CHP'li Olmak

CHP'li Olmak...

aşılacak bir şey yok aslında. CHP'li olmak biraz da..

Devamı

Türkiye kamuoyu batıdan esen bu “yalan rüzgârı”na her seferinde “yeni” muamelesi yapmayı sevse de, arşivler problemin neredeyse gazeteciliğin tarihiyle yaşıt olduğuna işaret ediyor.

İçinde yaşadığımız dönem itibariyle Türkiye'de yüksek din eğitim ve öğretimi, dolayısıyla ilahiyat fakültelerini etkileyen iki önemli belirleyici bulunmaktadır.

İnsan hakları, modern dönemde Batılı ülkelerin kendilerini en iyi gördükleri ve başka ülkelere “ders verme” eğiliminde oldukları bir alan olmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart Kadınlar Günü'ndeki açıklamalarıyla yeni bir tartışma başlattı. "Din adamı olarak ortaya çıkanların kadınlarla ilgili dinde yeri olmayan içtihatlarda" bulunmalarını eleştirdi.

İslam dini fakirlerin, zayıfların, mazlumların, ezilenlerin, aşağıdakilerin, yetimlerin ve öksüzlerin korunup kollanmasını evrensel bir hedef olarak Müslümanların önüne koyar.

İslam düşüncesinde, devlet yönetimi ile siyasette bütünselliği, karşılıklı etkileşimi ve ilişkiselliği ifade etmek üzere adalet dairesi ismi verilen bir yaklaşım bulunmaktadır.

Trump beklenen güvenlik strateji belgesini açıkladı. Birçok yönüyle tartışıldı ve tartışılmaya devam edilecek. En önemli eleştirilerden biri aslında bu belgenin strateji tarafının oldukça zayıf olduğuna yönelik olması.

Evrensel değerleri savunan, mazlumların ve göçmenlerin yanında duran sol akli geleneğinin temsilcisi bir CHP bu ülkenin önünün daha da açılmasına katkıda bulunabilir.

Donald Trump Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak kabul edilen kararın uygulanacağını ilan ettiği konuşması yüzyıllık bu hikaye çağrıştırdı. Yüz yıl sonra yine bir devlet bir başkasının sahibi olduğu bir toprağı –üstelik kutsal bir toprağı- bir başkasına vermektedir.

Röportaj: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Insight Turkey Dergisi Editörü Prof. Muhittin Ataman: "Körfez ülkeleri ciddi bir şekilde ABD ve İngiltere'ye bağımlı hareket ediyor. Sadece siyaset alanı değil, ekonomi ve eğitim alanı da bu iki ülkenin kontrolünde... ABD yönetimi ve Bin Selman elbirliğiyle bölgeyi bir bilinmeze sürüklüyor"

Alman tarihi bir yayılma ve daralma tarihi gibidir. Tekrar yayılmaya başlayan Almanya zayıf bir Türk devleti değil kendi başına karar almaya çalışan bir aktör ile karşılaştı.

Ülker firmasının "hesaplaşma" temalı, "darbe" çağrışımları olan itici bir reklam çekmek acaba kimin, kimlerin fikriydi? Bu sorunun cevabı önümüzdeki günlerde netleşecek.