SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman Türkiye ile Rusya’nın Soçi’de vardığı anlaşma hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın Rusya’nın Suriye’de izlediği strateji hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş Rusya ile Türkiye’nin Soçi’de vardığı anlaşmanın uygulaması hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar Türkiye ile Rusya arasındaki anlaşmaya ABD’nin yaklaşımı hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan Doğu Akdeniz’in stratejik önemi hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Türkiye ile Rusya’nın vardığı mutabakatın nedenleri hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’in Soçi’de yaptığı görüşmenin sonuçları hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
SETA Strateji Araştırmacısı Talha Köse Soçi’de varılan mutabakat hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
Soçi Zirvesi, Suriye krizinin yeniden çatışmalı ve kaotik bir döneme girmesi ile siyasi çözüm için imkan oluşturma arasında gidip gelirken gerçekleşti.
Erdoğan, Türkiye'nin İdlib'de olma kararlılığını 'Bizi Suriye halkı davet etti, Şu anda kimse orada İdlib'de ellerinde Rus bayrakları ile dolaşmıyor, ABD bayrakları ile dolaşmıyor, Alman ya da Fransız bayrakları ile dolaşmıyor. Türk bayrakları ile dolaşıyor.' cümleleriyle sergiledi.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran İdlib’in Suriye meselesine etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın Türkiye’nin Suriye’de izlemesi gereken strateji hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmacısı Talha Köse, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarının hazırlığı ve kapasitesi hakkında değerlendirmede bulundu.
Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Yusuf Özkır, Suriye topraklarında yapılan provokasyonun Türkiye’ye etkisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Suriye'de muhaliflerin imha edilmesi üzerine düşünülen bir zafer ilanı Suriye'nin geleceğinde büyük yaralar açacak. Kendini güvende hissetmeyen grup ve bireylerin daha da radikalleşmesi zor olmayacak. Tıpkı 2004 ile 2014 yılları arasında Irak'ta olduğu gibi. Ve çatışmalar sona erse dahi Suriye'nin yeniden inşası ve normalleşmesi mümkün olmayacak.
Rusya’nın amacı Kafkas ve Orta Asya kökenli teröristlerin İdlib’ten çıkamaması. İran ve Rejimle birlikte askeri zafer ilan etmek ve zayıflatılmış muhalefeti, Cenevre sürecindeki en zayıf aktör olarak görmek istiyor..
Türkiye tüm dünyanın gözlerini kapadığı bir dönemde bölgede son derece kapsamlı bir terörden arındırma mücadelesi yürütüyor. HTŞ tipi örgütlerin silah bırakması için elinden geleni yapıyor. Rusya bu çözüme razı olabilir. Onun için önemli olan Suriye'deki üsleri. Ancak Esed ve İran daha fazlası için bastırıyor.
Geçtiğimiz çarşamba günü 12 Eylül askerî cunta darbesinin 38. yıl dönümüydü. İngiliz yayın kuruluşu BBC, 2011 yılında Bilgi Edinme Yasası kapsamında yapılan bir başvuru üzerine, gizliliği kaldırılan 12 Eylül cunta darbesine ilişkin ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerini, üç günlük bir yazı dizisi ile yayınladı.
SETA Stratejik Araştırmalar Uzmanı Dr. Veysel Kurt, "Rusya ve İran, Esed iktidarına yeniden meşruiyet kazandırmak istiyor. Bu yüzden İdlib üzerinden bir zafer ilan etme planı kendileri için hayati bir anlam taşıyor.'' dedi.
AB'nin Amerika Birleşik Devletleri gibi Suriye ya da Ortadoğu kaynaklı mülteciler ve terör örgütlerini görmezden gelme lüksü yok.
Rusya ve rejim için İdlib askeri bir zafer olarak lanse edilecek olsa da siyasi olarak Astana sürecini yıkmanın maliyeti daha fazla olabilir. Dolayısıyla İdlib Suriye krizini ne hemen çözecek ne de Esed rejiminin bütün Suriye’yi kontrol etmesini sağlayacak. Tam tersine, nüfuz ve kontrol alanlarını daha fazla pekiştirerek siyasi çözüm sürecini dinamitlemiş olacak.