Yükselen İki Güç: Türkiye ve Çin

Son dönemlerde dünyada doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıyla öne çıkan Çin'den yatırım çekmek, ithalat artışı yüzünden oluşacak dış ticaret açığını rahatlıkla finanse edebilir.

Devamı
Yükselen İki Güç Türkiye ve Çin
Güvenlik ve Demokrasi Dengesinde İbre Neden Kaydı

Güvenlik ve Demokrasi Dengesinde İbre Neden Kaydı?

Muhittin Ataman: “Suriye'de meydana gelen gelişmeler Türkiye'nin güvenlik boyutunu çok daha öncelikli bir sorun olarak karşımıza çıkardı. Dolayısıyla demokrasi-güvenlik dengesinde ibre biraz daha güvenliğe kaydı.”

Devamı

Talha Köse, Kürt hareketinin bir karar vermesi gerektiğinin altını çizdi.

Suruç'taki intihar saldırısı, “dramatik siyasal olay” kategorisine girecek kadar önemli. Bu olayın iki boyutu var. İlk boyut insani boyut. 32 gencimizin bombayla parçalanması ifadesi zor bir acı yarattı. Terörün en acımasız şekline şahit olduk. Olayın ikinci boyutu ise siyasal. Bu patlama, yeni siyasal dinamikler üretebilecek potansiyelde bir olay.

Ufuk Ulutaş: “IŞİD terörü ile PKK terörünü ayırabilecek bir noktada değiliz.”

Burhanettin Duran, Şanlıurfa'daki saldırının amacını ve zamanlamasını değerlendirdi.

Hayırlı Devrim Edebiyatları

Bir yanda "Rojava devrimi 3 yaşında" çığlıkları, diğer yandan "Cudi yanıyor..." naraları. İnsan sormadan edemiyor: Siz hangi ara devrim yaptınız? Bir de neyi devirdiniz? Kastınız "iç etmek"se ona bir sözümüz yok. Ama bu devrim romantizmi gerçekten çok bunaltıcı. Suriye'de bir devrim yaşanabilirdi. Esed rejimi devrilmiş olsaydı şayet, Suriye'nin mazlum insanları bu eziyeti çekmiyor olacaklardı. Her gün yüzlerce insan ölmeyecek, milyonlarca insan evini, yurdunu terk etmek zorunda kalmayacaktı. Siz bu sürecin, bu mücadelenin parçası olmadınız. Onun yerine, kendi "kazanım"ınıza odaklandınız.

Devamı
Hayırlı Devrim Edebiyatları
İstanbul 3 Bölgeye Barış Geliyor

İstanbul 3.Bölgeye Barış Geliyor

Hazret şimdi de kalkmış, "bölgemizde de, Ortadoğu'da da barışın garantisi olacağız" demiş. "Bölgemiz" derken ne kastettiğini anladım. Aday olduğu İstanbul 3. Bölge'yi kastediyor. Fakat "Ortadoğu" ile neyi kastediyor, anlayamadım. Bizim bildiğimiz, Türkiye'nin de parçası olduğu bölge değil sanırım. Öyle olsa, silahlı mücadeleyi kutsamaz, bir terör örgütünün himayesi altında siyaset yapmaz. Daha doğru bir ifadeyle, siyaset yaptığını iddia etmez, zira silahın gölgesinde siyaset olmaz. Hele ki, KCK'nın sudan sebeplerle "ateşkesi sonlandırdık" açıklamasını yaptığı bir ortamda iki gün sus-pus olmaz. İki gün sonra bir yerel gazeteye yazılı açıklama yapıp, "biz PKK'ya silah bıraktıramayız" demez.

Devamı

Türkiye'de siyaset, uzlaşma değil mücadele merkezli devam ediyor. Niye mi böyle düşünüyorum? Bunu bana düşündüren başlıca saik silahlı Kürt milliyetçilerinin tavırları. KCK'nın ateşkese son veren açıklamasından ve eylemlerinden bahsediyorum: "Türk devleti ateşkese uymamış, çatışmalara yol açacak edimlerde bulunmuştur. Tüm barajlar artık PKK'nın hedefidir." HDP'liler bu açıklamaya "uyarı" dese de hemen akabinde TIR'lar yakıldı, asker saldırıya uğradı. Hakkını teslim etmek lazım, 7 Haziran seçimlerinde ülkedeki siyasi atmosferi en iyi kullanan PKK-HDP çizgisi oldu. Bu uygun atmosferin bölgesel bir zemini var. Kürt milliyetçileri Arap baharının kışa dönmesiyle bölgede yakaladıkları "tarihi fırsattan" sonuna kadar istifade ediyorlar.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Altun, "Şiddeti başlatan taraf gün sonunda kaybeder. Bu süreçte de demokratikleşmeden yana tavır alan siyasi hareketler kazanır" dedi.