İran Çıkmazı mı?

Türkiye'nin dış politikada İran çıkmazına sürüklendiğini söyleyenlerin sayısı artıyor. Bu pozisyon üç temel iddia ile destekleniyor. İlki, İran'ın uluslararası sistemle sorununun boyutu Türkiye'nin katkısına izin vermiyor. İkincisi, İran nükleer sorununda samimi değil ve tüm diplomatik çabaları nükleer silaha ulaşmak için kullanıyor. Son olarak ise, Türkiye'nin İran yöneliminin dış politikanın saklı gündeminin sonucu olduğu iddia ediliyor. 1979 İslam Devrimi ve akabindeki gelişmeler İran ile uluslararası sistem arasında tamiri zor bir sorun oluşturdu. İran'ı 30 yılı aşkın bir zamandır sistem dışı tutan ortam bu sorunun çözümünde hemen hiç mesafe alamadı. Son dönemde İran ile ilişkiler sürekli tırmanan bir gerilim eksenine oturdu. İran'ın nükleer çalışmaları bir anlamda İran'ın uluslararası sistemle hesaplaşmasının son noktası olarak görülmeye başlandı. Bu çatışmacı söylem İran ile hesabın bir an önce görülmesi ve işgal senaryolarına kadar varan sert tedbirler gündeme getiriyor. Diğer bakış açısı ise Amerika Başkanı Obama'nın dillendirdiği İran'la müzakere yoluyla bu sorunun çözülmesi.

Devamı
İran Çıkmazı mı

Soykırımın Jeopolitiği

Kafkasya'daki yeni düzende yer almak isteyen ülkeler arasında Rusya ve ABD'nin yanı sıra İsrail'den Fransa'ya, İran'dan Hindistan'a birçok ülkenin hesabı var. Bu hesabın da basitçe 'bölgede istikrar' olmadığını söylemeye gerek dahi yok. Böyle bakıldığında Ermenistan'ın Türkiye üzerinden Batı ile entegrasyonu ABD için olumlu bir gelişme.

Devamı

TÜRK dış politikasının en karmaşık sorunlarından biri, İsrail ile ilişkilerin düzenlenmesi olageldi. Kurulduğunda İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olan Türkiye, bir süre sonra ilişkileri maslahatgüzar düzeyine indirmekte beis görmedi. İnişli-çıkışlı bir seyir izleyen ilişkiler, 1990’larda “stratejik” olarak tanımlanırken, 2000’ler kriz dönemi oldu. Zamanın başbakanı Bülent Ecevit’in İsrail’in Nisan 2002’deki Batı Şeria’ya yönelik Koruyucu Kalkan Operasyonu ve Cenin Kampı’ndaki katliamı için “soykırım” ifadesini kullanması, kriz döneminin başlangıcıydı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Mart 2004’te Hamas’ın manevi lideri Şeyh Ahmed Yasin’in katledilmesine verdiği tepki, sonrasında Hamas lideri Halid Meşal’in Şubat 2006’daki Türkiye ziyareti, krizi daha da tırmandırdı.

Ülkemizde gündemi iç politik çekişmelerin belirlediği bir dönemden geçiyoruz. Yoğun olarak yaşanan Anayasa Mahkemesi kararları, asker-sivil ilişkileri ve darbe girişimi tartışmaları nerdeyse siyasetin tüm alanını işgal etmiş durumda. Siyasi tarihimizde benzer tartışmaların bu yoğunlukta yaşandığı yıllar sorunlu dönemler olarak iz bıraktı. Bu sorunlu dönemlerin ortak özelliği siyasetin alanının daralması ve siyasetin üzerine bürokratik vesayet gölgesinin çökmesi. Aynı dönemlerde dış politika, iç politikanın etkisinde kaldı ve dış politikada ülkenin ufku daraldı.

Müslüman bir ülkenin neden başka bir Müslüman ülkeye yardım götüren konvoyu bunca çabayla engellediğini, hatta birtakım bahanelerle kafasına taş yağdırdığını durup düşünmek gerek. Zira söz konusu durumun bizatihi kendisinde ahlaki olmayan bir tavır var. Kimden kime giderse gitsin insani yardım taşıyan bir konvoya bu muameleyi reva görmek herhalde hiçbir hukukla açıklanamaz. Kaldı ki o konvoyu organize edenler Müslüman, konvoyun ulaşmak istediği insanlar Müslüman ve o konvoya zorluk çıkaranlar da Müslüman. Mısır'ın (çelik duvar dahil) birçok eylemine fetva veren Ezher şeyhi dahi bu çelişkiyi açıklamaya ve bu durumu meşrulaştırmaya yetmez. Çünkü tarih vicdanında Gazze unutulmaz bir yara olarak kalacaktır ve “Filistin'e Yol Açık” konvoyuna atılan taşlar da hatırlanacaktır. Demek ki tek başına Müslüman olmak burada yaşanan krizi anlamlandırmaya yetmiyor. Bu çelişkiyi açıklayabilmek için kardeşlik hukukuna atıf yapmak yeterli olmuyor. Bu işi yapanlar eğer İsrailli askerler olsaydı sanırım kimse bunu yadırgamazdı. Ancak burada söz konusu olan ülke İsrail değil Mısır, söz konusu olan kişiler İsrailli değil Mısırlılar. Dolayısıyla açıklanmaya muhtaç bir çelişki var: Neden Müslüman bir ülkenin polisi, mağdur bir ülkenin insanlarına yardım götüren konvoya taş yağdırır?

Batı dünyasının en saygın gazete ve dergilerinde Türkiye’nin Transatlantik sisteminden uzaklaşarak yüzünü Ortadoğu’ya dönmesi şeklinde bir eksen değişikliği içinde olup olmadığına dair hararetli bir tartışma var. Batı medyasında yoğun şekilde bu konuda yorum, makale ve köşe yazıları yayınlanıyor. Türkiye’nin dış politika yönelimine ilişkin bu ateşli tartışmayı dikkatle takip eden Türk liderler ise ısrarla mevcut pozisyonun devam ettiğinin altını çiziyorlar. Eksen kayması iddialarına karşı Türk liderlerin yaptıkları bu açıklamalara rağmen, Türkiye’nin kimliği ve dış politikada yönelimi hakkındaki tartışmalar hız kesmiş değil. Türk dış politikasında bir değişim süreci yaşandığı doğrudur. Ancak bu değişim süreci, Türkiye’nin Batı ile bağlarını kopararak bunların yerine Doğu ile yeni bağlar kurması olarak görülmemelidir. Yaşanan daha çok Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile kaçınılmaz olarak ortaya çıkan güç kaymasının sonuçlarıdır ve yeni yüzyılın bir gerçeğidir.

İsrail'le İlişkilerin Zayıf Halkası: Gazze

İsrail’in son Gazze saldırısıyla sarsılan ve akabinde yaşanan artçı şoklarla sallanmaya devam eden Türkiye-İsrail ilişkilerinde son günlerde normalleşme rüzgarları esmekte. Normalleşmenin ilk sinyallerini, İsrail Sanayi ve Ticaret Bakanı Benyamin Ben-Eliezer Türkiye ziyareti ile vermişti. Ziyareti esnasında Ben-Eliezer, Türkiye’yi İsrail-Suriye arasındaki dolaylı barış görüşmelerinde yeniden aktif rol oynamaya çagırmıştı. Bu çağrıyı, İsrail’de Türkiye’nin arabuluculuğuna olabildiğince soğuk bakıldığı o dönemde üst düzey bir aykırı ses olarak yorumlayabiliriz.

Devamı
Türk Dış Politikasında Eksen Tartışmaları Küresel Kargaşa Çağında Realist Proaktivizim

Türk Dış Politikasında Eksen Tartışmaları: Küresel Kargaşa Çağında Realist Proaktivizim

Türkiye’nin tampon devlet kimliğinden hızlı bir biçimde proaktif ve çok boyutlu diplomatik aktivizme geçişi, son dönem Türk dış politikasının amaç, niyet ve realizmi hakkında bazı soru işaretlerine neden olmuştur. Belli alanlarda ve belli durumlardaki bu soru işaretleri, Türkiye’nin yönelimleri hakkında artan bir şüpheciliğe dönüşmüştür. Bu makale, üç tür şüpheci yaklaşım olduğu, bunlardan ikisinin Türk dış politikasının yeni dinamiklerini anlamaktan uzak olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun yerine bu çalışma, yeni proaktivizmin yaşama imkanı ve potansiyel yönelimlerini mütalaa etmek için üç objektif kriter sunmaktadır, yani ortam, kapasite ve strateji. Bunun da ötesinde bu çalışma, çok boyutlu ve yapıcı dış politika aktivizminin sürdürülebilirliği için Türkiye’nin, Avrupa Birliği çıpasını kendi dış politikası ve sağlam demokrasisinin ana ekseni olarak görmesi gerektiğini ifade etmektedir.

Devamı

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, 7 Aralık 2009’da ABD Başkanı Barack Obama ile Beyaz Saray’da bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin en önemli özelliği, gündeme gelen konuların ekseriyetinin ulusal değil, bölgesel ve küresel nitelik taşımasıydı. Görüşme, Obama yönetimiyle gündeme gelen “model ortaklık” nosyonunun ilk defa ete kemiğe büründüğü bir çerçeveyi oluşturarak ekonomik işbirliğinin kurulması kararı ile sonuçlandı. Model ortaklığın içinin doldurulmasıyla karakteri değişen ilişkileri hâlâ eski çerçevede değerlendiren siyasi gözlemcilerin kriz beklentisi doğru çıkmadı.

SETA PUBLIC EVENT Speakers: Selçuk Çolakoğlu  Adnan Menderes University Bülent Aras  Istanbul Technical University and SETA Date: December 14, 2009 Monday Venue: SETA Foundation, Ankara

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Talip Küçükcan     SETA Konuşmacılar:     Hüseyin Yayman     Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fak. Öğretim Üyesi     Mümtaz'er Türköne     Zaman Gazetesi Yazarı     Nurettin Güz     Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Tarih: 3 Mart 2009 Salı Saat: 16.00 – 18.00 Yer: SETA, Ankara

SETA PANEL Konuşmacılar:     Gökhan Çetinsaya     İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü     Taha Özhan     SETA Ekonomi Araştırmaları Koordinatörü     Mete Çubukçu     NTV Haber Müdürü     Soli Özel     İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarih: 10 Şubat 2009 Salı Saat: 14.00 – 17.00 Yer: Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü D Blok Konferans Salonu         Çırağan Caddesi Osmanpaşa Mektebi Sokak No: 4-6, 34353 Beşiktaş / İstanbul

Türkiye, 22 Temmuz ve sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimlerine yoğunlaşırken ABD'de de seçim süreci ilerliyor. 2008 Kasım'ında yapılacak seçimlere Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin kimleri başkan adayı olarak göndereceği 2008'in ilk aylarında belli olacak.

<p><span style="color: #999999; font-size: 7.5pt">SETA&nbsp;PANEL</span><span style="font-size: 9.5pt"><br /> <br /> Oturum Başkanı:<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp; <span style="color: #ff6600">Talip K&uuml;&ccedil;&uuml;kcan<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </span>SETA<br /> <br /> Konuşmacılar:<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp; <span style="color: #ff6600">Ahmet Sever</span><br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp; Başbakanlık Başdanışmanı, AB İletişim Grubu Başkanı<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp; <span style="color: #ff6600">Suat Kınıklıoğlu</span><br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp; The German Marshall Fund Ankara&nbsp;Ofisi Direkt&ouml;r&uuml;<br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp; <span style="color: #ff6600">Klaus Jurgens</span><br /> &nbsp;&nbsp;&nbsp; Bilkent &Uuml;niversitesi Kamu Y&ouml;netimi B&ouml;l&uuml;m&uuml; &Ouml;ğretim &Uuml;yesi<br /> <br /> Tarih: 25 Nisan 2007 &Ccedil;arşamba<br /> Saat: 15.00 - 17.00<br /> <b><br /> </b>Yer: SETA, Ankara</span></p>

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Dr. İbrahim Kalın      SETA Konuşmacılar:     Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne     Gazi Üniversitesi; Başlık: "Türkiye'de Üç Milliyetçilik: Ankara, Diyarbakır ve İstanbul"     Doç. Dr. Mesut Yeğen     ODTÜ, Başlık: “Türk Milliyetçiliğinin Kürt Meselesini Algılama Biçimleri”     Dr. Abdülhamit Kırmızı     SETA, Başlık: “Türkiye’de Milliyetçiliğin Yeni Halleri” Tarih: 19 Nisan 2006 Çarşamba Saat: 18.00 - 20.00 Yer: SETA, Ankara

SETA RAPOR TANITIM TOPLANTISI Tarih: 2 Mart 2006 Perşembe Saat: 16.00 – 17.30 Yer: Dedeman Otel, Ankara

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya     İTÜ Konuşmacılar:     Prof. Dr. Meliha Altunışık     ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü     Prof. Dr. Mustafa Aydın     TOBB Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü     Doç Dr. Çağrı Erhan     Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Tarih: 2 Şubat 2006 Perşembe Saat: 14.00 - 16.30 Yer: SETA, Ankara