Zeytin Dalı'nın Suriye'deki Denkleme Etkisi

Uzun süredir beklenen Zeytin Dalı operasyonunun başlaması Rusya ile uzlaşmaya dayanıyor. Bu yönüyle Astana-Soçi süreçleri ile somutlaşan Ankara-Moskova işbirliğinin sonucu.

Devamı
Zeytin Dalı'nın Suriye'deki Denkleme Etkisi
ABD nin Siyasi İstikrarsızlığının Suriye deki Denkleme Etkisi

ABD’nin Siyasi İstikrarsızlığının Suriye’deki Denkleme Etkisi

SETA Avrupa Araştırmacısı Çağatay Özdemir, ABD’nin siyasi istikrarsızlığının Suriye’deki denkleme etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı

SETA DC Genel Koordinatörü Kadir Üstün ABD’nin Suriye siyaseti hakkında değerlendirmede bulundu.

Trump yönetiminin Suriye'de birincil hedefi askeri üslerini koruyarak denklemde etkin olmayı sürdürmek.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş ambargonun İran ekonomisine etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Talha Köse: İran’da değil Afganistan’da olayların kontrolden çıkacağını düşünüyorum. ABD yeni süper güç olan Çin’in dünyaya açılma alanı olarak Afganistan’ı tıkamak isteyecektir. ABD zaten hiç memnun değil İpek Yolu projesinden.

İnsanlığın Ortak Meselesi: Kudüs

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın "2018’de Türkiye'nin Dış Politikasına Bakış" dosyasına verdiği röportaj:

Devamı
İnsanlığın Ortak Meselesi Kudüs
Türkiye-ABD İlişkilerinde quot Belirsizlik quot Dönemi

Türkiye-ABD İlişkilerinde "Belirsizlik" Dönemi

Amerikan dış politikası belirsiz kaldıkça daha az güvenilir bir ortak oluyor.

Devamı

Trump'ın muğlak politikaları ve geleneksel bölgesel düzeni kökten sarsıcı hesapsız hamleleri, post-Amerikan Ortadoğu'nun ortaya çıkmasını hızlandırıyor ve Amerikan liderliğinin ve nüfuzunun daha hızlı erimesine yol açıyor.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun Obama Dönemi’nin başarısız politikalarını değerlendirdi.

ABD'nin ekonomik refahı, iç güvenliği ve değerlerinin kurulması ilk halkayı oluşturmaktadır. Dışarıda kalan ikinci halka ise terörle mücadele, güç dengesi, NATO ve stratejik silahlara odaklanmaktadır.

Trump yönetiminin belirsizliklerle dolu dış politikası düşünüldüğünde, yayınlanan Ulusal Güvenlik Strateji (UGS) Belgesi kritik bir önem teşkil etmektedir. Zira ABD hegemonyasının sonunun geldiğine dair tartışmaların hız kazandığı, bölgesel gelişmelerde yeni aktörlerin ön plana çıktığı ve nihayetinde güvenlik paradigmasının değiştiği bir dönemde yayınlanan bu belge, Trump’ın dış politika vizyonu açısından temel bir gösterge niteliğindedir.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş ABD’nin ulusal güvenlik doktrini hakkında değerlendirmede bulundu.

Trump yönetiminin İsrail- BAE patentli "siyasal İslam" politikasının Obama'nın samimiyetsiz "ılımlı İslam" politikasından daha büyük bir iflasla sonuçlanacağını öngörmek için yakın tarihe bakmak yeterli.

Trump yaptığı konuşmada kararın ABD'nin çıkarlarına en uygun davranış olduğunun altını çizmiş olsa da gerçekten bu kararın ülkenin çıkarına ne şekilde hizmet edeceği meselesi tam olarak anlaşılmış değil.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun, Erdoğan ve Trump arasındaki diyaloğun Türkiye-ABD ilişkilerine etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Ankara, Moskova ve Tahran ile güç dengelerini etkileyecek somut işbirlikleri yapması. Dikkat çeken yönü ise Batı başkentleri ile gerilim yaşayan Türkiye'ye NATO ittifakının "ortak savunma ve siyasi-ekonomik faydalarının" hatırlatılması. Tillerson'un "uyarısının" beş hususu göz ardı ettiği kanaatindeyim:

ABD meşru bir yol ve diplomatik bir çözüm bulmak yerine, terörist bir örgütle mücadele ederken diğer bir terörist örgütü desteklemeyi tercih etti.

Üç ülkeyi "garantör" haline getiren bu uzlaşma Astana Süreci'nin somut bir başarısı... İç-dış muhalefeti ve her etnik-dini grubu kapsaması öngörülen Kongre, yeni anayasa, kurumların yapılandırılması ve adil-özgür seçimler gibi konuları belirleyecek.

İsrail, temelde Suudi Arabistan’ın İran endişesini paylaşmakla birlikte Suud kadar geniş coğrafyaya yayılmış bir İran’la mücadele yürütmeyi planlamamakta.

Eğer yeni dönemin güvenlik eksenleri Arap-Fars ve Türk-Kürt çatışmaları üzerinden kurulmak isteniyorsa bölge ülkelerinin yeniden bir değerlendirme yapmaları ve geri dönülemeyecek adımlar atmamaları elzemdir. Bu da İran’ın başta Suriye’de olmak üzere kendisine çeki düzen vermesi ve aşırılıklarını törpülemeyi birincil görev olarak addetmesinden geçmektedir.