Analiz: Trump Yönetiminin Politika Öncelikleri

Bu çalışma göreve gelecek Trump yönetiminin birtakım uluslararası konulara dair muhtemel politika gündemi ve yol gösterici ilkeleri hakkında bir perspektif sunmaktadır.

Devamı
Analiz Trump Yönetiminin Politika Öncelikleri
Trump Türkiye yi Nasıl Etkiler

Trump Türkiye’yi Nasıl Etkiler?

Türkiye'nin son dönemdeki çabasının bağımlılıkları aşma girişimi olduğunu defalarca ifade etmeye gayret ettim. Yeni dönemde bu çabanın ne denli değerli olduğunu hep birlikte göreceğiz.

Devamı

Trump dönemi büyük bir belirsizliğe işaret ediyor ve bu dönemdeki ABD politikalarının Türkiye’ye yansımaları konusundaki öngörüler spekülasyondan öteye geçemiyor.

Pekin, Trump'ın ekonomiyi stratejik müdahale amaçlı kullanma ihtimalinden ziyadesiyle çekiniyor. İşi baştan sıkı tutmak için medya üzerinden sert uyarılarda bulunuyor.

SETA Güvenlik Araştırmacısı Talha Köse Obama'nın 8 yılı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

ABD tarihinin ilk siyahi başkanının bir yenilik vaat etmesi bekleniyordu. Oysa kaçırılan en mühim nokta Obama’nın sadece ten renginin siyahi olduğuydu.

Washington-Moskova İlişkileri Üzerinden Türkiye’yi Bekleyen Tehlikeler

Yeni başkan Donald Trump döneminde ABD’nin İslam dünyasıyla ve Türkiye ile ilişkileri nasıl şekillenecek?

Devamı
Washington-Moskova İlişkileri Üzerinden Türkiye yi Bekleyen Tehlikeler
Obama nın Mirası Trump ın Farkı

Obama’nın Mirası, Trump’ın Farkı

Demokratlar sadece Beyaz Saray'ı kaybetmedi, Kongre'nin iki kanadında da azınlık durumundalar. Tek yapabildiği, mirasını alt üst edecek Trump'ın önüne bazı sıkıntılı konular bırakmak oldu.

Devamı

Tillerson’un başında olduğu Trump dönemi ABD dış politikası, İsrail’le yakın ilişkiler kuracak ve Obama-Netanyahu kan uyuşmazlığının izlerini silmeye çalışacak.

Bugün için Türkiye açısından en öncelikli konu ABD, Rusya ve AB arasında dengeli bir ilişki tutturabilmektir. Bu aktörlerden en az ikisi ile geliştirilebilecek iyi ilişkiler Türkiye’nin istikrarı açısından önemlidir.

Bilmeliyiz ki ülkemize yönelik kampanya, etrafımızdaki olayların yoğunluğu devam ettikçe, hız kesmeyecek. Zira yaşadığımız sorun, devletlerin soğuk, çıkarcı ve çok yüzlü hesaplarının çirkin yüzü.

Geldiğimiz noktada küreselleşme paradigması dünya siyasetindeki karşılığını yitirmiş durumda. Ufukta küresel alanı şekillendirecek yeni bir tasavvur, liberal öğretinin yerini alacak yeni bir söylem de gözükmüyor.

Amerikan yönetiminin FETÖ ve PKK/PYD’den kaynaklanan tehlikeyi bilmemesi, Türkiye’de yaşanan darbe süreciyle ya da terörist saldırılarla bağlantılarından habersiz olması mümkün müdür?

Bu analizde Donald Trump yönetimindeki ABD’nin yeni dış politika ve güvenlik stratejisini belirlemesi beklenen faktörler incelenecektir.

Eğer ateşkes bozulmaz taraflar ateşkese uyarsa o takdirde gözler Suriye'nin toprak bütünlüğünü ihlal eden aktörlere dönecek: DEAŞ ve PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD.

CNN Türk'te perşembe gecesi bir kez daha "Türkiye Batı'dan uzaklaşıyor", "Türkiye'nin yeni müttefikleri İran ve Rusya" algısı oluşturulmaya çalışıldı. O bayat "eksen değişimi" söylemi yeniden servis edildi.

Belki siyasi görüşü farklı olan Trump bu kadar kötü olmayabilir diyoruz ya. Çok sevinmeyin diyor bize. Daha beter olacaksınız.

AK Parti hazırladığı teklifi Meclis Genel Kurulu’na getirecek. MHP bu dönüşüm sürecine katkı vereceğini ifade ediyor. Ne yazık ki CHP, üzerindeki “ana muhalefet partisi” etiketine rağmen tartışmanın içeriğine girmeyi reddediyor, HDP’nin kuyruğuna takılıp gitmeyi tercih ediyor.

Fırat Kalkanı Harekatı başladığında “Zor Oyunu Bozdu” manşetini atmıştık Kriter’e. Türkiye’nin müdahalesi neredeyse bütün aktörlerin oyunlarını bozdu. Suriye’den başlamak üzere bölgeyi şekillendirmek isteyen bütün aktörler Türkiye’nin oyun dışı kalacağı varsayımını esas almışlardı. Bunun için de ellerinden geleni artlarına koymadılar.

ABD ve Rusya’nın Suriye krizindeki bundan sonraki tutumları savaşın ne kadar daha devam edeceği konusunda belirleyici olacaktır. Çünkü bölgesel ve yerel aktörlerin uzun süren iç savaşta birbirlerine üstünlük sağlayamadıkları görülmüş ve giderek artan bir şekilde Rusya ve ABD’nin meseleye dahil olmaları söz konusu olmuştur.

11 Eylül saldırılarının üzerinden tam on beş yıl geçti. Bu süre zarfında dünya 11 Eylül’dekinden çok daha büyük yıkımlarla, çok daha ağır krizlerle karşı karşıya kaldı. Özellikle İslam dünyasında devasa kayıplar verildi, şehirler tarumar edildi, milyonlarca insanın canı yandı, devletler çöktü, ülkeler bölündü.