Retorik İle Gerçeklik Arasında Trump’ın Ulusal Güvenlik Stratejisi

Trump'ın ulusal güvenlik stratejisi olarak ilan ettiği belge, kampanya sürecinden itibaren muğlak şekilde ifade ettiği “Önce Amerika” politikasının kâğıda dökülmüş halinden ibaret.

Devamı
Retorik İle Gerçeklik Arasında Trump ın Ulusal Güvenlik Stratejisi
AK Parti'nin Gelişim Mecburiyeti

AK Parti'nin Gelişim Mecburiyeti

AK Parti'yi 2002'de iktidara taşıyan unsurlarla, onu bugün iktidarda tutan ve onu yeni dönemde iktidara taşıması muhtemel unsurlar birbirinden çok farklı.

Devamı

Tüm siyasi meselelere dair sığ tavrı ve ilgisizliği, karar alma ve adım atma aşamasına geldiğinde Trump'ı avlıyor.

Trump'ın İran politikasının uygulama şeklinin ABD'nin Ortadoğu'daki müttefiklerine "ciddi yükler" getireceği kanaatindeyim.

Erdoğan BM toplantısına katılmasın diye birkaç yıldır ne çok uğraşıyorlar. Her türlü yola başvuruyorlar. FETÖ'cüler başrolde, Batı'nın derin yapılarıyla işbirliği halinde operasyona girişiyorlar.

Halihazırda nükleer silahı olan hiçbir ülke ekonomik yaptırımlar nedeniyle bu kapasitesinden vazgeçmez. Yani ekonomik yaptırımlar sonuç üretmez.

Kim’in Derdi Ne?

Kuzey Kore kendisine yönelik her hamle ve her kınamaya karşı nükleer denemeyle cevap veriyor. Ne kadar tehlikeli olabileceğini göstermeye gayret ediyor.

Devamı
Kim in Derdi Ne
Kuzey Kore Sorunu Neden Çok Tehlikeli

Kuzey Kore Sorunu Neden Çok Tehlikeli?

Kuzey Kore sorunu nedeniyle Uzak Doğu’da başlayacak bir çatışmanın sadece Uzak Doğu ile sınırlı kalmayacağı ve bütün dünyayı etkileyecek sonuçları olacağı açıktır.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş ABD ve Kuzey Kore arasındaki gerginlik üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Dünya siyasetinde olan olayları Türk ve yabancı yazarların yorumuyla ele alan Insight Turkey dergisi, bu sayısında Donald Trump’ın ABD Başkanlık seçimini kazanması ve peşi sıra yaşanan olayları geniş bir perspektiften ele alıyor.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş Kuzey Kore-ABD krizi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Bölgemiz bölünmüş devletlerle, istikrarsız siyasal yapılarla dolu. Türkiye, son 14 yılda içeride demokratikleşme, dışarıda özerkleşme çabası içinde oldu.

Amerika müttefikleri de dahil milyonlarca insanı yok edecek ve kendi sahip olduğu uluslararası düzeni ortadan kaldıracak bir eylemi başlatmak istemez.

ABD’nin savaşmayı göze aldığını düşünebiliriz. Fakat ABD büyük ihtimalle Çin’i daha fazla devreye sokup, Kuzey Kore üstündeki uluslararası ekonomik baskıyı artırarak Pyongyang’la mücadele edecek.

Suudi Arabistan’ın başını çektiği bir grup Arap ülkesinin İran’ı dizginleme amacı peşinde koşarken, ABD’nin Ortadoğu siyasetinin bir aracı haline gelebilecekleri ihtimalini de göz ardı etmemeleri bölge barışı açısından hayati önemdedir.

Taliban'ın 21 Nisan’da Mezar-ı Şerif'te gerçekleştirdiği katliam, yıllardır siyasi, askeri, etnik, sosyo-kültürel ve ekonomik sorunlar girdabında boğuşan Afganistan’ı daha derin bir kaosa sürükledi.

Esed’e bağlı unsurların 4 Nisan 2017'de İdlib’in güneyindeki Han Şeyhun bölgesinde toksik maddeler içeren silah kullanımı neticesinde ortaya çıkan dehşet görüntüleri, bir kez daha kimyasal ve biyolojik silahları dünya gündemine getirdi.

Esed rejimi bu tür toplu katliamlarla Suriye’yi tekrardan yönetebileceğini düşünüyor. Batı da Esed’li çözüm gibi sanal bir gerçekliğe iman etmiş durumda.

ABD için Kuzey Kore tehdidi giderek büyüyor, Çin de K.Koreden rahatsız. Ortada ortak bir sıkıntı varken, ABD-Çin arasında bir işbirliği doğar mı diye merakla bekleniyor.

Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehdit ve saldırılar halka anlatılırken, etrafımızdaki sorunlara diplomatik çözümler bulunması için çabalar da artırılmalıdır.

Bush döneminde çok agresif, tek taraflı ve sert bir şekilde girilen Ortadoğu'da Amerika bugün bu maliyeti başkalarının üzerine yıkmaya çalışıyor.