Washington eliti kendi iç rekabeti ile meşgul iken dünyanın önde gelen başkentleri de ABD'nin yeni dış politikasının nasıl şekilleneceğini merak ediyor.
Devamı
Nükleerden kopuk, terör ve insan hakları gibi meselelerde, ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımlar sonuçta halen kâğıttan silinmedi. Trump, kuvvetle muhtemel bunlar üzerinden gidecektir.
Devamı
Trump kendi yaklaşımını belirleyip stratejisini ortaya koyana kadar bir müddet ABD devlet bürokrasisinin otomatik pilotunda ilerleyecektir. Fakat ABD dış politikası kısa sürede Trump'ın kendini kanıtlayacağı bir alan haline gelebilir.
Bu başkanlık seçim kampanyasının en önemli özelliği hiçbir dış politika meselesinde adayların uzun ve kapsamlı bir diyalog veya tartışma içine girmemesiydi.
Türkiye - Suudi Arabistan ilişkilerinin stratejik düzeye taşınması bölgesel denge açısından ellerinin rahat olmasını ve güvenlik meselelerinin daha koordineli olarak idare edilmesini sağlayacaktır.
Türkiye'nin sınırlandırılması isteği 15 Temmuz gecesi milli iradenin Türkiye siyaseti açısından artık gerçek bir aktör olma hüviyetine kavuşması ile bir kez daha akamete uğradı.
Türk dış politikası gerçekten değişiyor mu? Bu bir üslûp değişikliği mi yoksa prensipler mi değişen? Bu değişim nereye varabilir? Suriye'yi de kapsar mı?
Devamı
Uygulama Günü'nün üzerinden 4 ay geçmesine rağmen, işin bu tarafındaki gelişmeler pek gelişememiş görünüyor. Nitekim uluslararası pek çok banka, dünyanın koskoca 6 gücünün bahşettiği yaptırımsız İran'a içeriden ya da dışarıdan bulaşmaktan halen çekiniyor.
Devamı
Bölge ülkeleri bağımsız politikalar ürettikçe rahatsız edici bulunuyor ve bir anlamda onlara ayar verilmek isteniyor. S. Arabistan'ın kadın hakları sorunu hatırlanıyor. Türkiye için ise "basın özgürlüğü" sopası sürekli gündemde tutuluyor.
ABD- Suud ilişkilerindeki yapısal ayrışma Obama döneminde yerleşik hal aldı. Bu da Arap isyanlarını yönetemeyen Obama'nın ana ilgisini Ortadoğu'dan çekmesiyle irtibatlı.
Arap Baharı ile birlikte rejim güvenliği endeksli iç politik güvenlik kaygıları taşıyan Körfez ülkeleri, İran nükleer anlaşmasıyla bölgesel düzlemde jeopolitik güvenlik tehdidi ile karşı karşıya kaldı.
Analizde Arap Baharı, İran nükleer anlaşması ve ABD’nin yeni bölge politikası sonrası Körfez ülkelerinin değişen güvenlik politikası analiz edilmektedir.
İran’da İç siyasetin, ambargoların kalkmasıyla gelecek ekonomik canlılıkla kontrollü şekilde rahatlatılması beklenebilir. Ancak dış politika, temel mecrasında akacaktır.
Bölgede artan gerginlik, dinsel temelli bir mezhep çatışması değil, İran’ın bölgesel stratejik hırsı ile Suudi Arabistan’ın siyasi korkularına dayalı siyasi bir çatışmadır.
İran’a uygulanan yaptırımların İran ekonomisine maliyeti ne oldu? Batılı şirketlerin nükleer anlaşma sonrasında İran’a yaklaşımları nasıl değişti? Ruhani’nin İtalya ve Fransa ziyaretinin ekonomik yansımaları nelerdir?
Ufuk Ulutaş, İrana yaptırımlar sürecinde uygulanan ambargolar ve İranın nükleer haritası üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Geçen Salı İran'ın sorunlu nükleer programı nedeniyle P5+1 (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) ile vardığı Kapsamlı Eylem Planı Anlaşması İran-Batı ilişkilerinde 1979'daki İslam devriminden bu yana yaşanan gerginliği yeni bir işbirliği evresine taşıyacak ölçüde tarihsel bir durum ortaya çıkardı.
İran'ın bölgesel anlamda yeni bir jeopolitik değerlendirme yapacağının altını çizen Burhanettin Duran, Ortadoğu'da paradigmatik bir dönüşüm gerçekleştirdiğine dikkat çekerek İran'ın hangi unsurları nasıl kullanacağına da bağlı
Insight Turkey Yayın Yönetmeni Talip Küçükcan, İran'ın P5+1 grubuyla Cenevre'de yaptığı anlaşmanın İsrail ve Suudi Arabistan'ı rahatsız ettiğini belirtti.
P5+1 ile İran arasında imzalanan anlaşmadaki şartların neredeyse hepsini taşıyan bir anlaşma, Türkiye-Brezilya ve İran arasında 2010'da imzalanmıştı.
SETA Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, Cenevre'de İran ile P5+1 ülkeleri arasında yapılan nükleer görüşmeler sonucu yapılan anlaşmanın geleceği hakkında değerlendirme yapmak için henüz çok erken değerlendirmesinde bulundu.