Türkiye-Amerika İlişkilerinde %49,5 Etkisi

Seçim öncesinde ABD’nin Türkiye ile ilişkilerdeki savruk hali %49,5’la kendini toparlamış görünüyor.

Devamı
Türkiye-Amerika İlişkilerinde 49 5 Etkisi
Belgrad'da Bir Hayali Skandal

Belgrad'da Bir Hayali Skandal

Gerçekten olgun bir toplum olabilmemiz için evvela yeterince bilmediğimiz konularda söz söylememeyi öğrenmeliyiz. Bu konuda aydınlara, yazarlara, gazetecilere çok daha fazla sorumluluk düşüyor.

Devamı

2016'nın, kendi dinamikleri içinde boğulmayıp uzun vadeye odaklanan, kararlı ve farklı bir sene olması temennisiyle, Türkiye'mize hayırlı bir yeni yıl dilerim.

Türkiye ekonomisinin geleceği ile ilgili merak edilen soruları SETA Ekonomi Direktörü Doç. Dr. Sadık Ünay cevapladı.

İsrail ile ilişkilerde çatışmanın azaltılmasına yönelik adımlar Türkiye’nin Filistin davasına sırtını döneceğinin değil daha fazla sahip çıktığının göstergesidir.

SETA Ekonomi Direktörü Doç. Dr. Sadık Ünay, Türkiye ile Rusya arasında yaşanan gerginliğin bölgedeki enerji jeopolitiğini nasıl etkileyeceğini Al Jazeera için yazdı. Ünay’a göre, Rusya ile yaşanan kriz, Türkiye’nin enerji jeopolitiğini daha dengeli bir yapıda yeniden şekillendirmesi için ciddi bir fırsat olarak algılanabilir.

Tecrübe, Reform ve İcraat Siyaseti

İktidar olduğu 2002’den, bu hafta açıklanan 64. Hükümet programına kadar, AK Parti 6 program açıkladı.

Devamı
Tecrübe Reform ve İcraat Siyaseti
Muhalefet Başkanlık Sistemini Tartışamıyor

Muhalefet Başkanlık Sistemini Tartışamıyor

Fahrettin Altun, başkanlık sistemi tartışmalarının normalleşmesi gerektiğini vurguladı.

Devamı

AK Parti’nin sorumluluğu muhalefetin makul kısmını da ikna ederek Türkiye için yeni bir anayasa yapıp toplumsal mutabakatı sağlamaktır.

Fahrettin Altun: “İrrasyonalite üzerinden siyasete bakma, yani her şeyi Erdoğan karşıtlığı üzerinden yorumlama hastalığı ortadan kalkarsa, bu durum Türkiye siyasetine bir rahatlatma evresi getirecektir.”

AK Parti, Türkiye'yi taşıdığı üst ligde kalıcı hale getirecek politikaları hayata geçirmek gibi özel bir sorumluluğa sahip.

Fahrettin Altun: “Türkiye çok ciddi bir fırsat yakaladı. Bu da siyasi partilerin sorumluluk göstermesiyle mümkün olacaktır.”

Evet, beklediğimiz gün geldi çattı. Türkiye kararını verdi. Zor bir ortamda girdik seçime. Her şeyden önce illegal yapıların, yasadışı terör örgütlerinin siyaseti zehirlemeye çalıştığı bir ortamda sandığa gittik.

Küresel sermaye çevrelerine şirin görünmeye çalıştınız. Bunun için Erdoğan'la mesafenizi göstermeniz gerektiğinde, bundan geri durmadınız.

Amerika IŞİD’e odaklanmış durumda ve Esad rejimini ikincil bir sorun olarak görüyor. Bu noktada Türkiye ve Amerika bir ortak zemin bulamazsa görüş ayrılıkları devam edecek ve çözüm daha da zorlaşacaktır.

Türkiye hızlı bir dönüşüm yaşıyor. Bir devrim değil belki; ama büyük bir tezekkür! Maalesef bu tezekkür, tefekkür halinin sonucu değil. Ama tezekkürün neticesinde, tefekkür haline rücu edebilme umudu var. Sosyal muhayyilemiz her gün farklı siyasi açılımlar, dış politika gelişmeleri, adli kovuşturmalar veya son günlerde şahit olduğumuz üzere siyasi gaflar üzerinden hem zenginleşiyor hem de ezberlerinden kurtuluyor. İmparatorluğu kaybedişimizin üzerinden neredeyse bir asır geçmişken travmalarımızla yeni yeni yüzleşiyoruz. İsmini koymaya cesaret edemediğimiz için, her fail-i malum sorunumuzu fail-i meçhul addedip, etrafında dolaşıp, farklı isimler takıp, kimini kırk yıl kimini seksen yıl inkar veya tehir ettikten sonra onunla yüzleşiyoruz.

Ankara ve Erivan, statüko ve normalleşme arasında, sonuca ulaşmak için önemli bir fırsatın eşiğinde. Hem kendileri hem de yer aldıkları coğrafyanın yarınları adına tarihi bir dönemeçteler. Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkilerde birbiri ardına önemli gelişmeler yaşanıyor. Son olarak, 31 Ağustos 2009 tarihinde İsviçre’nin gözetiminde Türkiye ile Ermenistan arasında normalleşmeyi öngören “İlişkilerin Geliştirilmesi Hakkında Protokol” ve “Diplomatik İlişkilerin Kurulması Protokol”leri parafe edildi. Protokoller 10 Ekim 2009 tarihinde Türkiye ve Ermenistan Dışişleri Bakanları tarafından Zürih’te imzalandı. İmza töreni zorlu diplomatik sürecin habercisi olacak şekilde tarafların birbirlerinin törendeki konuşma metinlerine itirazlarıyla gecikmeli imzalandı. Protokollerin hemen sürecin başında farklı algı ve beklentiler oluşturduğu ortaya çıktı.

Türkiye ve Ermenistan dışişleri bakanları küçük çaplı bir krizden sonra 10 Ekim akşamı protokolleri imzaladı. Krizin küçük çaplı olması nefeslerimizi tutup beklememizi engellemedi. Protokollerin imzalanmasıyla kökeni bir önceki yüzyıla uzanan bir sorunu geçmişte bırakacak sürecin ilk adımı atıldı. Ancak kimse Türkiye ve Ermenistan arasındaki sorunun geceden sabaha çözülmesini beklemiyor. Aynı şekilde imza krizi dolayısıyla, sürecin zorluğu daha başlangıçta gözler önüne serildi.