Önce DEAŞ’la mücadele adı altında hem kendilerinin hem de Türkiye’nin terörist olarak kabul ettiği PKK’yı eğittiler, donattılar. SDG tiyatrosunun sözcüsü Talal Silo’nun da teslim olduktan sonra söylediği gibi ABD, PKK’ya silah yardımı yapabilmek için SDG tiyatrosunu kurdu.
Devamı
"Gülen ve taraftarları, ABD'nin bölgedeki çıkarları için daha uygun bir aktör olarak dikkat çekmektedir."
Devamı
2013'ten bu yana Türkiye'nin çıkarlarını ihlal etmeyi müttefiklik hukuku içinde görmeyen ABD, konuyu sadece bir "ambargo delme" davası olarak sunmayı tercih ediyor. Önümüzdeki hafta çapraz sorgular ve Atilla'nın savunma avukatının söyledikleri ile davanın gidişatı daha da netleşecek.
Geçmiş dönemde Balyoz davasının “Bavul belgeleri”ne benzer bir sürecin yaşanmasına rağmen, CHP’nin burada Taraf gazetesi görevini üstlenmesini kabul etmek mümkün değil.
Türkiye'de siyaset, medya, ordu, sivil bürokrasi, sermaye arasındaki çarpık ilişkiler ortadan kalktı. Her kurumun kendi işine odaklanacağı yeni bir toplumsal gerçeklik çıktı karşımıza. 15 yıllık zorlu bir süreçti bu.
ABD politika yapıcıları 15 Temmuz'un Türkiye siyaseti için ne ifade ettiğini hiç anlamadılar. Hiç olmazsa bu darbe girişiminin suçunu kendi elleriyle üstlenmeyebilirlerdi. Nafile, Washington'daki dağınıklık ve Türkiye karşıtı lobilere açılan geniş alan Türkiye'nin kaybedilmesi sürecini hızlandırıyor.
Röportaj: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Insight Turkey Dergisi Editörü Prof. Muhittin Ataman: "Körfez ülkeleri ciddi bir şekilde ABD ve İngiltere'ye bağımlı hareket ediyor. Sadece siyaset alanı değil, ekonomi ve eğitim alanı da bu iki ülkenin kontrolünde... ABD yönetimi ve Bin Selman elbirliğiyle bölgeyi bir bilinmeze sürüklüyor"
Devamı
Uzmanlar Deaş'ın toprak kontrolünün bitmesinin bu örgütün bitişi anlamına gelmediği konusunda hemfikir. Mesele, topraklarını, çok sayıda militanını ve önde gelen 120 liderini kaybeden Deaş'ın geleceğinin ne olacağı
Devamı
Aslında bazı ülkeler terörist örgütleri sadece bir tehdit olarak değil, aynı zamanda bir dış politika aracı olarak görmeye devam ettikleri sürece bu konuda yapılabilecekler çok sınırlı.
Türkiye ve İran’ın birbirleriyle girdikleri rekabet ve çatışma, ekonomik alanda iş birliği yapmalarının önünde engel oluşturmak suretiyle her iki ülkeyi de küresel güç mücadelesinde aşağı çekiyor.
Büyükelçi Türkiye’deki medyayı, yürüyen yargılama süreçleri ile ilgili tutumundan dolayı eleştirecekse önce kendi ülkesindeki medyadan başlaması gerekiyor. Çünkü onlar kötü örnek oluyorlar.
Barzani Pan-Kürdizme ve bu sürecin hormonlu gücü PKK'ya hizmet etmiş oldu. Türkiye ve İran bunun farkında ve bu nedenle aralarındaki yakınlaşma hayati bir yakınlaşma.
Türkiye, K. Irak'ta ABD'nin siyasetine güvenerek yol alamaz. Almaya kalkarsa da yarı yolda kalır. Tıpkı Suriye'de olduğu gibi.
Cumhurbaşkanı çok net konuşuyor. Ne yazık ki Kuzey Irak yönetimi bu netliğin farkında değil.
Bağımsızlık kararı alınsa bile realize edilme süreci çok sıkıntılı geçecek. Milliyetçiliklerin kapıştığı ve birbirini suçladığı günlere gidiyoruz.
Meğer ne çok Barzani hayranı varmış memlekette! Öyle anlaşılıyor ki Apoculuk üzerinden sürdürülemeyen Kürtçülük Barzanicilik üzerinden sürdürülmek isteniyor.
Türkiye karşıtları gün sonunda, Kuzey Irak'ı Barzani ekibinden de, İran'a müzahir gruplardan da arındırıp terör örgütü PKK'ya peşkeş çekmenin derdindeler.
Erdoğan BM toplantısına katılmasın diye birkaç yıldır ne çok uğraşıyorlar. Her türlü yola başvuruyorlar. FETÖ'cüler başrolde, Batı'nın derin yapılarıyla işbirliği halinde operasyona girişiyorlar.
Bugünlerde Soğuk Savaş'ın bitiminden sonra Washington-Ankara arasındaki en sorunlu dönemi yaşıyoruz.
BM uluslararası kriz ve çatışma alanlarında büyük güçlerin güç mücadelesinin kurbanı olarak uluslararası norm ve değerleri ancak BMGK'nın daimi üyelerinin algıladığı şekilde uygulayabilen bir kurum haline geldi.
Bir devlet eliyle düzenlenen katliamların engellenmesi için o devlete silah satışının durdurulması gibi bir konuda dahi karar çıkaramayan bir örgüt sorgulanır oldu.