Türk Siyasetinde Popülizm Zamanı

Türk siyaseti muhafazakâr popülizme karşı seküler popülizmin mücadelesince belirlenmektedir. Dolayısıyla, muhalefet partilerine elitizm üzerinden eleştiri getirmek artık millette istenen karşılığı bulmamaktadır. Günümüzde AK Parti’nin karşısında sahaya inip milletle bağ kurmaya çalışan ve popülist bir dil kullanan bir muhalefet bulunmaktadır. Böyle bir siyasi rakiple mücadelenin yolu değişmelidir.

Devamı
Türk Siyasetinde Popülizm Zamanı
Moral Üstünlük Kapışması

Moral Üstünlük Kapışması

Bu sebeple Batı medyasının Erdoğan karşıtlığı kimseyi şaşırtmıyor. Zira 16 Nisan referandumunda da 24 Haziran seçimlerinde de aynı yerdeydiler. "Türkiye'de demokrasi yıkıldı" söylemini yıllardır tekrarlamaktan yorulmadılar. Şimdi de İstanbul seçim iptalini malzeme olarak kullanıyorlar. Ankara veya Antalya'da başkanın değişmesini görmezden gelerek "sandığa güveni" hedef alıyorlar. "Diktatörlük" hikayesini yeniden piyasaya sürüyorlar. CHP adayı lehine moral üstünlük kurmaya çabalıyorlar.

Devamı

Güvenli bölge konusunda Türkiye'nin önceliği her ne kadar sınır hattının terörden temizlenmesi olsa da, bölgenin imar edilmesiyle birlikte mültecilerin geri dönüşünün sağlanması da büyük önem arz ediyor.

Trump, Türkiye ile çalışmak konusunda kararlı ancak bunu hayata geçirecek irade ve istek en yakınlarında bile mevcut değil. Bu noktada Ankara-Moskova arasında yeni bir sürecin hızlandırılmasına ihtiyaç var. Anlaşılan o ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’e yeniden iş düşecek.

Uluslararası güçlerin kontrolünde YPG'yi koruyacak bir güvenli bölgenin kabul edilmesi mümkün değil..

Seçim dönemlerinde gündemi kimin belirlediği önemlidir.. Son birkaç seçimdir CHP’ye yakın dizi oyuncuları, gazeteler, televizyon kanalları, gazeteciler, sanatçılar ya da bazı örgütler, CHP’nin gündemini belirleyebiliyor.

Amerikalı Danışmanlar Çabuk Döndüler

Bolton, Mattis ve diğerleri baştan beri çekilmenin karşısında pozisyon aldı. Trump'ı engellemeye çalışacaklar...

Devamı
Amerikalı Danışmanlar Çabuk Döndüler
Türkiye nin Planı Dışındakiler Çalışmaz

Türkiye’nin Planı Dışındakiler Çalışmaz

Çekilme Türkiye ile koordine edilmedikçe ABD'nin bıraktığı boşluk fiilen İran tarafından doldurulur. Ve Ortadoğu da ağırlıklı şekilde Rus nüfuzuna kalır. Tel Aviv dahil bütün müttefik başkentler yönünü giderek Moskova'ya çevirir.

Devamı

Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Yusuf Özkır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York Times gazetesinde yazdığı makale hakkında değerlendirmede bulundu.

Griffiths’in müzakerelerin açılışında “Yemen’in kaderi masada oturanların elinde” sözü üzerinde durulmaya değer. Bu ifade, tarafların ‘vekilliğini’ üstlendikleri Suudi Arabistan ile İran etkisinden kurtulması için bir çağrı olarak da değerlendirilebilir. Ama aynı zamanda müzakerelerin hangi noktaya kadar ilerleyebileceğine dair de önemli bir ip ucu.

Krizin bugüne kadar ürettiği insani maliyet de göz önünde bulundurulduğunda müzakerelerin başlaması ümit verici bir başlangıç.

Kendini iktidar alternatifi olarak gören bir ana muhalefet partisinin liderinin, her yurt dışı gezisinde ya da uluslararası medyaya yazdığı her yazıda, ülkesini Batılılara şikâyet etmesi problemlidir. Seçilmiş iktidarı değiştirmek için batılılardan destek istemek ve beklemek ise hepten sorunludur.

Filistin davasına sahip çıkma meselesinin bölgede İran tarafından domine edilmesine fırsat tanımak, Muhammed bin Selman için menfi sonuçlar doğurabilir. İsrail ile işbirliği yaparak bölgesel düzen kurmak ve Riyad’ı bu düzenin kurucu aktörü haline getirmek, çıkışları kapalı karanlık bir tünelde yol almaya benzer.

Washington Post gazetesi köşe yazarı Cemal Kaşıkçı cinayetine dair bulgular azmettiricinin kimliği konusunda kapıyı aralamış durumda. Kaşıkçı’nın yazarı olduğu gazetenin 25 Ekim’de Veliaht Prens Muhammet Bin Selman’ın (MBS) fotoğrafını tam sayfa yayınlayarak Suudi Arabistan’a giden ABD Dışişleri Bakanına hitaben “gerçeği talep edin” manşeti ile çıkması küresel medya açısından faile dair adresin yönünü de göstermişti.

Türkiye’nin Batı karşısındaki hiyerarşiyi reddeden arayışına yönelik tepki, kuşkusuz en açık şekilde medya bağlamında görünür olmaktadır.

Türkiye’nin siyasal alanda ABD ve AB ülkeleriyle gerilim yaşadığı süreçlerde, ekonominin Türkiye’ye karşı bir silah olarak kullanıldığı aşikar.

Kasım seçimlerine giderken Trump'ın 'geleceği' tartışması yeni boyutlar kazanıyor. Eski Başkan Obama, Demokratlar'ı toparlamak için sahaya inerken, Cumhuriyetçiler içinde de 'Trump'a darbe' polemiği başladı. Bir süredir Trump'ın, Nixon gibi istifa etmesini ve yardımcısı Pence'in görevi devralmasını isteyen çevrelerin hareketliliği konuşuluyordu.

Görevinin ikinci yılında olan ABD Başkanı Donald Trump, uyguladığı dış politika ve ticaret yaklaşımlarıyla ülkesini uluslararası arenada giderek yalnızlaştırıyor.

Bush'un 1991'de ilan ettiği yeni dünya düzenine bugün ABD kendi eliyle son veriyor.

Türkiye'ye yönelik yaptırımların ve gösterilen tutumun kabul edilemez olduğuna dikkati çeken Duran, 'Meselenin bir rahip Brunson meselesi olmadığı ortadadır. Türkiye'nin kendi menfaatlerini gözeten bir yaklaşımı göstermiş olmasının ABD tarafından hoşlanılmadığını görüyoruz...'

Türkiye siyasetinde etki oluşturmak için Batı medyasında propaganda yapmaya ihtiyaç duymak bambaşka bir acziyet. Türkiye siyasetini izah çabası değil bu, düpedüz Batı'dan yardım talebi.