Çin’in NATO için bir tehdit olup olmadığı konusunda İttifak üyeleri arasında ciddi görüş ayrılıkları var.
Devamı
İttifak içi rekabet ve farklıklar ittifakın üçüncü taraflara yönelik politikalarından da kendini göstermiş durumda.
Devamı
NATO'nun tarihinde dönüşüm çabaları vardır. Soğuk Savaş sonrası doksanlı yıllarda genişleme sırasında yeni bir stratejik konsept geliştirip NATO'ya yeni anlamlar ve görevler yükleme çabası vardı. Ciddi bir reform için aslında doksanlı yıllar en uygun zamandı diyebiliriz. Çünkü Amerika NATO'ya öncülük ediyor ve diğer üyeler de Amerika'yı takipte sorun çıkarmıyordu..
Macron'un iç ve dış politikadaki manevra alanının daraldığını söyleyebiliriz. İlginç bir şekilde iki yıl önce Fransa Cumhurbaşkanı seçildiğinde kendisi Batı medyası tarafından popülizme karşı "liberal düzenin kurtarıcısı" olarak tanıtılmışken, bugünkü teşebbüsleri hem uluslararası çevrelerce kabul edilmiyor hem de Fransız halkı tarafından şiddetle reddediliyor.
Hukuken ve siyaseten bir temeli olmayan meselelerin sanki mümkünmüş gibi tartışılması giderek artan bir temayül..
Zirve öncesi konuşulan iç bütünlük ve geleceğe dair derin sancılar keskin ayrılıklara dönüşmeden şimdilik geçiştirildi. Yine de İttifak'ın yeni bir stratejik değerlendirmeye ihtiyacı olduğu açık. Rusya ve Çin'in ne tür tehditler olduğu ve terör tanımı (YPG özelinde) çözülmesi gereken sorunların başında geliyor.
SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, Londra’da gerçekleşen NATO zirvesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, soğuk savaş dönemi sonrası NATO’nun ortak düşman algısı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 41. sayısı çıktı.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Türkiye’nin NATO ile ilişkisi ve Avrupa’da yükselen milliyetçi dalganın NATO’ya yönelik tutumu üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, İngiltere’de gerçekleşen NATO zirvesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Londra’da yapılacak NATO zirvesi öncesinde ittifak üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Strateji Araştırmacısı Talha Köse, İngiltere’de gerçekleşecek zirve öncesinde Türkiye’nin NATO’daki tutumu üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan, NATO içerisinde terör örgütü PKK/PYD’ye destek veren ülkelerin tutumu üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Bu analiz iki günlük zirveden nelerin beklenmesi gerektiği konusunda Türkiye’nin İttifaktaki konumu meselesine de değinerek yol gösterici olmaktadır.
Başat aktörlerin küresel beklentileri nelerdir ve bu NATO’yu nasıl etkileyebilir? NATO blokunda çatlak var mı? NATO’nun geleceği nasıl şekillenebilir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün NATO Liderler Zirvesi için Londra'da. Önce Macron, Merkel ve Johnson ile dörtlü bir toplantı yapacak. Yarın NATO'nun 70. yıl kutlama zirvesine katılacak, ertesi gün de Cambridge'de cami açacak. Bu seyahat, NATO'nun dönüşüm sancıları yaşadığı bir döneme denk geldiği için ayrıca önemli. İttifak'ın müttefiklerinin güvenlik kaygılarını gözeten yeni bir stratejik değerlendirmeye ihtiyacı olduğu ortada.
Türkiye bu tavrıyla, Batılı ortaklarına “gerçek müttefik olacaksak artık elinizdeki sopayı bırakın” diyor.
Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra NATO kendisine yeni bir misyon biçme ve bu misyonu tüm üyelerine kabul ettirme konusunda başarısız oldu.
NATO kuruluşunun 70. yılını 4 Aralık'ta Londra'daki zirveyle kutlayacak. 29 ülkenin liderinin katılacağı kutlama zirvesinin sancılı geçmesi bekleniyor. Zira geçmişinde parlak başarılar olan Transatlantik ittifakı, üyelerin farklılaşan milli çıkarları sebebiyle derin ayrılıklar içinde. Bu yüzden Londra zirvesi hızlı bir kutlama toplantısı olarak geçiştirilebilir. Gündem ise hayli kabarık: askeri harcamaların paylaşılması, Kuzey Makedonya'nın üyeliği, teknolojik dönüşüm, Avrupa'nın stratejik otonomisi, Suriye'deki güvenli bölge ve Baltık savunma Planı'na Ankara'nın itirazı. İlk bakışta NATO'nun en büyük meydan okuması Rusya'nın genişleyen nüfuzu olarak görülebilir. Ancak NATO'nun temel krizi günümüz dünyasında kendisine yeni bir rol biçmekle alakalı.