Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 30. sayısı raflardaki yerini aldı.
Devamı
Erdoğan bu geziyi bir Latin Amerika gezisi olarak da görüyor. Uluslararası sistemdeki gerilim ve adaletsizliğe sürekli işaret edecek ve bu anlamda uluslararası bir farkındalık oluşturmaya çalışacaktır. BM reformu konusunu gündeme taşıyacaktır.
Devamı
Washington yönetimi bir stratejiden yoksun olduğu için de sahada YPG ile yürüyen taktiksel iş birliğinin kendisi strateji haline geliyor. CENTCOM bu gidişle ya bu çatışmanın kurbanı olacak ya da iki NATO müttefikini askeri olarak çatışma noktasına taşıyacak.
Bu zirvenin ekonomik gündemi korumacı politikalar, ABD-Çin arasında karşılıklı misillemelerle sürdürülen ticaret savaşı ve İran yaptırımları olacak.
SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerilim hakkında değerlendirmede bulundu.
Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz dünyanın gündeminde yeni ve sıcak bir pencere açtı. Bir yanda Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO ve AB üyeliği tartışmaları sürerken Rusya'nın Kırım ve Ukrayna'nın bir bölümünü işgal etmesi ilişkileri daha da gerdi. Rusya ise, bu krizin ABD'nin jeopolitik oyunları olduğunu belirtiyor.
Sonuç ortada, Rusya göstere göstere ilerliyor. Batı ittifakı dediğimiz şey bu yayılmayı görmezden geliyor. Ama bu duruma bir günde gelmedik. Gürcistan, Kırım, Suriye örneklerinde Rusya kendi önünde dikilen bir NATO görmedi.
Devamı
Meselenin nirengi noktası Türkiye ya da Britanya'ya kurulan "tuzakta" değil. Avrupa'nın kendi elleriyle geleceğine kurduğu "tuzakta."
Devamı
Prof. Dr. Duran, 'Sosyo-ekonomik özellikleri açısından kırılgan olan çocukların, sosyal yardımlarla desteklenerek eğitim sürecine dahil edilmesi, Türkiye'de gelir eşitsizliğinin azalması için oldukça önemlidir.' dedi.
NATO üyesi Türkiye’nin PKK ve FETÖ terör örgütleri karşısındaki mücadelesine bu örgüt çatısı altındaki müttefiklerinin nasıl tepki verdiğine baktığımızda ise, AB çatısı altındakine benzer dayanışmayı kesinlikle göremiyoruz. Başta ABD, Almanya ve Fransa olmak üzere NATO’nun birçok üyesi, güvenlik ortaklığının gereğini yerine getirmek yerine bu örgütlere doğrudan ya da dolaylı destek veriyorlar.
SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Kemal İnat Avrupa Ordusu konusunda Avrupalı ülkelerin tutumları hakkında değerlendirmede bulundu.
Ortadoğu’da gerilim düşmek yerine sürekli artmaktadır. Bu artışı bölgede mayalanmakta olan değişim sancılarının sinyali olarak okumak da mümkündür. Ulus-devletlerin ve halklarının kendilerini hem askeri hem de politik-ekonomik açıdan güvende hissetmeleri her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. ABD, Çin, Rusya ve AB gibi bölge-ölçekli ya da kıta-ölçekli devletler-arası uluslararası sistem, diğer bölge devlet ve halklarını da benzer bir siyasi düzene geçme konusunda baskılamaktadır.
İdlib Ateşkesi, Dörtlü Zirve ve Kaşıkçı cinayetindeki politikası ile etkisini artıran Erdoğan ise Le Figaro'daki makalesinde dünya kamuoyuna önemli mesajlar verdi.
Trump'ın Ortadoğu'da yapmak istedikleri konusunda iyi bir yerde olduğu söylenemez.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Duran, 'ABD'de yapılan ara seçimler, Trump yönetimi için sınav niteliğinde. Seçim, Kongre ve Başkanlık arasındaki güç dengelerini değiştirebilir.'
Dörtlü zirve, Türk diplomasisinin Suriye krizinde geldiği etkili konumu özetlemekte. Suriye iç savaşının başından itibaren ABD tarafından yalnız bırakılan Türkiye, 2015'ten sonra Rusya ve İran ile bir yol bulmak durumunda kaldı. Astana süreci ve Soçi Zirvesi Moskova ile birlikte çalışmanın parametreleriydi.
Geçtiğimiz günlerde RAND Corporation’dan Türkiye uzmanı Katherine Costello tarafından yazılan “Russia’s Use of Media and Information Operations in Turkey” isimli rapor, Rusya örneği üzerinden hem devletlerin klasik ve yeni medya vasıtasıyla yürüttüğü operasyonel beceriyi gösteriyor hem de günümüzde devletlerin müdahale etme araçlarında ne gibi dönüşümler olduğunu ortaya koyuyor.
Almanya ve Fransa’nın sürece dâhil olmaları Türkiye açısından olumlu bir gelişmedir. Bu sayede Ankara tek başına Moskova’yı dengeleme zorluğundan kurtulmuş oluyor.
2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Ortaya atılan iddialar ve özellikle açıklamalar durumu daha da ilginç hale getiriyor. Peki, Cemal Kaşıkçı neden öldürüldü? Gerçekten bir arbede sonucunda mı öldü yoksa bir hikâye mi yazılıyor? Bu cinayetin sonucu neleri değiştirecek?
Sonunda Suud cinayeti kabul etti. Kaşıkçı'ya Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Üzücü bir olay. Sadece bir insan ve bir gazetecinin katledilmiş olması başlı başına üzücü. Ama kendi ayaklarıyla kendi konsolosluğuna giden bir insanın parçalanmış olması çok daha üzücü. Fakat olayın vahameti bununla da sınırlı değil.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, "Türkiye'nin önümüzdeki günlerde daha ciddi meydan okumalarla karşı karşıya kalacağını beklemek lazım." dedi.