Rusya Almanya'nın Güvenlik Politikasını Değiştirdi mi?

Almanya, Ukrayna savaşının Rusya için uzun sürüp Putin’in zayıflamasının mı yoksa savaşın kısa sürüp Rusya’ya karşı yaptırımların gevşetilmesinin mi kendisi için daha iyi olacağı ikilemiyle karşı karşıya.

Devamı
Rusya Almanya'nın Güvenlik Politikasını Değiştirdi mi
Büyük Güçlerin Özeleştirisi

Büyük Güçlerin Özeleştirisi

Birinci Dünya Savaşı öncesi, Avrupalı devletler kısır bir döngü içinde kaynaklarını ve enerjilerini güvenlik ikilemine feda ederlerken ABD'nin Avrupa içi mücadelelerden uzak duran izolasyoncu politikası ile kendi içinde kaynak ve güç maksimizasyonu, onu savaş sonrasında dünyanın başat gücü konumuna yerleştirmiştir. Benzer bir senaryo, önümüzdeki on yıllar içerisinde bu defa Çin için çalışabilir. Eğer şahitlik ettiğimiz süreç gerçekten böyle bir süreçse, Çin'in zaten herhangi bir özeleştiri içerisinde olmasına gerek yok demektir.

Devamı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, üyeliğinin 70'inci yılında Türkiye'nin NATO'nun vazgeçilmez üyesi olduğunu, sağlam ve güçlü bir üyesi olmaya devam edeceğini söyledi.

Rusya her halükarda yeni bir hamlede bulunmak durumunda. Zira Ukrayna sınırına yığdığı 150 binden fazla askeri ilelebet orada konuşlandıramayacağı gibi ABD ve NATO'dan talep ettiği maksimalist güvenlik garantilerinin reddedildiği gerçeği var.

Putin'in ABD'nin Ukrayna politikasının Rusya'yı nereye sürükleyebileceği hususunda netleşmesi yeterli. Eğer Ukrayna krizinin yeni aşamasına geçiyorsak Erdoğan'ın Ukrayna ve Putin'in Türkiye ziyaretleri gerilimi düşüren bir süreci başlatabilir. NATO üyesi Türkiye'nin arabuluculuğunu kabul ederek Putin, Batı ittifakına yeni mesajlar verebilir.

Ukrayna- Rusya arasında son dönemde artan gerginliğin uluslararası sisteme ve ABD'nin liderliğine etkileri, ABD'nin başkenti Washington DC'de düzenlenen panelde ele alındı.

Almanya'nın Rusya İkilemi

Almanya, Ukrayna krizinde ve Rusya ile ilişkilerde Batılı ortaklarına güven vermeyen bir politika izliyor.

Devamı
Almanya'nın Rusya İkilemi
Biden ın Ukrayna İmtihanı

Biden’ın Ukrayna İmtihanı

Rusya'yı caydırmaktansa olası bir işgalin Kremlin'e ağır fatura çıkarmasını sağlama politikasının iflas etmesi durumunda, Biden yönetimi Ukrayna sınavından başarısız çıkmış ve uluslararası sistemin Rusya'nın istediği gibi şekillenmesini de kabullenmiş olacak.

Devamı

NATO üyesi Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna ile aynı anda iyi ilişkiler içerisinde olmasını bu kriz ortamında 'ciddi bir risk' olarak görenler var. Ben aksi görüşteyim. Kanaatimce, Ukrayna krizinin seyri yakın bir dönemde Türkiye'nin diplomatik çabalarını önemli hale getiren bir noktaya gelebilir. Yakında gerçekleşecek Erdoğan'ın Ukrayna ve Putin'in Ankara ziyaretlerini bu şekilde görmekte fayda var.

Krizin kaybedeni Fransa, Almanya ve Avrupa'nın stratejik otonomi tartışmaları olmuştur. Devam etmekte olan gerilim hem Rusya hem de ABD'nin Avrupa'daki konumlarını güçlendirmektedir.

Müzakereleri müteakip verilen demeçler Rusya-Ukrayna hattında savaş riskinin hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

Rusya'nın Ukrayna sınır bölgelerine yaptığı yığınaklar ve iki ülkenin karşılıklı restleşmeleri akıllara savaş ihtimalini getirdi.

Türkiye'nin dış politikada içine girdiği yeni dönemde kendisini yeniden konumlandıracak bir hareketlilik oluşturması ve hem fikri zemini güçlü hem de pratikleri ve araçları iyi hesaplanmış bir yaklaşım sergilemesi, pandemi sonrası dönem için elinin daha güçlenmesine imkan tanıyacaktır.

Gözler 14 Haziran'da Brüksel'de gerçekleşecek olan ikili zirvede.

Sadece kendi kabiliyetini geliştirmekle yetinmeyen aynı zamanda geleceğin harp ortamına uygun bir savunma teknoloji zinciri oluşturmaya çalışan Türkiye küresel savunma pazarında da gerçek bir oyuncu olma yolunda hızla ilerliyor. 

Kritik bir görüşmenin tarihi yaklaşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Haziran'daki NATO zirvesinde ABD Başkanı Biden ile ilk kez yüz yüze görüşecek.

Olması gereken Türk askerinin çekilmesi değil aksine eğitim ve danışmanlığıyla düzenli ordunun kurulmasına yardım etmesidir. Türk askeri varlığı Libya ordusunun eğitimine ve Hafter etkisinden uzak tutulmasına katkı sağlar. Kırılgan geçiş sürecini güvencede tutar.

Türkiye, Doğu Akdeniz'deki 'milli enerji' politikası ve diğer bölgesel adımları kapsamında dün Libya'ya çok önemli bir ziyarette bulundu. 'Libya Çıkarması'nda meşru hükümete destek bir kez daha yinelendi. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki yeni hamleleri, Enerji Savaşları ve Mısır ile normalleşme adımları konusunda SETA Enerji Araştırmaları Direktörü Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat sabah.com.tr'nin sorularını yanıtladı. Kemal İnat, Yunanistan ve Fransa'nın Doğu Akdeniz'de istediğini alamadığını belirtti. İnat, ABD ve Rusya ile ilgili de dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Öyle görünüyor ki Ukrayna sorununun askeri bir çözümü yoktur.

Bugünkü şartlarda ABD ve Avrupa'nın Rusya'ya gösterebildiği sopa, yaptırımlarla sınırlı.