Mülteci Yükünün Ortak Paylaşımında Güvenli Bölgenin Önemi

Enes Bayraklı, mülteci sorunun kaynağına inilmesi, güvenli bölge oluşturulması ve mültecilerin orada korunması gerektiğinin altını çizdi.

Devamı
Mülteci Yükünün Ortak Paylaşımında Güvenli Bölgenin Önemi
Mülteci Meselesi Artık Türkiye'nin Taşıyabileceğinin Çok Ötesinde

Mülteci Meselesi Artık Türkiye'nin Taşıyabileceğinin Çok Ötesinde

Burhanettin Duran, mülteci meselesine nasıl bir çözüm getirilebileceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Dış ilişkilerin karşılıklı bağımlılık dünyasında Suriye krizi, Türkiye-Avrupa ilişkilerinde yeni bir hareketlenmenin de müsebbibi oldu.

Kemal İnat: “Mülteci sorununu çözemezse Merkel’in iktidarı zora girecek gibi gözüküyor.”

Yavuz Güçtürk: “Göç kaynağı ülkelere yönelik tespitlerde bulunup, yerinde sorunu çözmemiz lazım. Temel sebeplere dönmemiz gerekiyor.”

Muhittin Ataman, Batı’nın kendi refahı için Türkiye’yi mülteci vatanına dönüştürmek istediğini belirtti.

İnsani Krizden DAEŞ Tehdidine Dönüştürülen Suriye İç Savaşı

Muhittin Ataman: “Suriye krizini Batılılar kaçırdılar. Oradaki kriz insani bir krizdi; Suriye halkının yaşadığı bir krizdi. Fakat Batılılar ve küresel güçler o krizin niteliğini değiştirdiler. Suriye’deki krizinin adı DAEŞ oldu.”

Devamı
İnsani Krizden DAEŞ Tehdidine Dönüştürülen Suriye İç Savaşı
Mülteci Krizi Türkiye-AB İlişkilerinde Yeni Bir Sayfa Açabilir mi

Mülteci Krizi Türkiye-AB İlişkilerinde Yeni Bir Sayfa Açabilir mi?

Rusya’nın hava saldırılarının yeni mülteci akınlarına sebep olacağını belirten Ufuk Ulutaş, mülteci krizinin Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açıp açmayacağını değerlendirdi.

Devamı

Denizde gerçekleşen ölümlere, kışın kapıdan bakmasıyla birlikte artık donma riskinin de eklenmiş olması, Avrupa'ya mülteci akınının çok acil çözüm gerektirdiğini en açık şekilde gözler önüne seriyor.

Küresel krizden bu yana, alışıldık bir kalıp haline geldi: Bahardaki iyimser beklentiler, yıl ilerledikçe büyüme tahminlerinin aşağı çekilmesiyle sonuçlanıyor. 2015 de, böyle oldu.

G-20’nin güçlü sanayi ülkeleri, mülteci sorunu, Suriye ve Irak iç savaşları ile bu savaşlar bağlamında bölgede güçlenen terörizm dolayısıyla yaşanan insanlık trajedilerini görmeyip terör örgütlerini yanlış çıkar algıları çerçevesinde bir araç olarak değerlendiren politikalarını sürdürmeleri durumunda uluslararası sistemdeki düzen kurucu pozisyonlarını sürdüremeyeceklerdir.

Antalya'da, ekonomik problemlerin içine mülteci akınını zor da olsa entegre ederek küresel işbirliğine davet yapan bir platformun içinde, koca bir dönem sonunda bir sabah aniden terörün en ön sıraya gelip konduğu bir konjonktür oluşmuş oldu.

Fahrettin Altun: “Suriyeli mültecilerle ilgili olarak Türkiye eli en güçlü olan ülke çünkü taşın altına en fazla elini sokan ve çok ciddi anlamda elinden gelen bütün imkânları buraya hasreden bir ülke.”

Burhanettin Duran: “Dünya’daki mültecilere yönelik bu hava hiç olumlu değil. Çünkü bu, DAEŞ gibi örgütlerin elini güçlendiren bir şeydir.”

Burhanettin Duran: “Radikaller, İslam’ı teslim edebilirler mi yorumlarıyla? Elbette teslim edemezler, fakat bir takım insanlar, o radikallerin sunduğu hap gibi; sınırları belli, ne yapacağı belli ve kendini feda ettiğinde de direk cennete gideceği o İslam anlayışını hızla içselleştiriliyorlar.”

SETA Vakfı Genel Koordinatörü Duran, Paris'te yaşanan terör olaylarının en büyük mağdurunun Müslümanlar olduğunu belirtti.

Analizde AB ve Almanya’nın mülteci politikası ve bu konu üzerinden Türkiye ile ilişkileri incelenmektedir.

Mehmet Uğur Ekinci, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Zirvesi’nin sona ermesinin ardından zirvede alınan kararlar ve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye, bir sınır ülkesi olmasına, iç güvenliğine yönelik taşıdığı tehdit potansiyeline ve sınırlarını aşarak gelen 2.5 milyona yakın mülteciye rağmen Suriye krizine askeri araçlarla müdahale etmedi.

AB'de Türkiye'nin üyeliğine şüpheyle yaklaşan ve imtiyazlı ortaklık öneren bazı aktörlerin bu konuda bir paradigma değişikliğine gittiklerini iddia etmek için henüz çok erken olduğu açıktır.