NATO Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi İldem, "NATO, Türkiye'nin son 67 yıldır önemli rol oynadığı önemli bir organizasyon. Türkiye, karar alma mekanizmalarında diğer üyelerle eşit haklara sahip." dedi.
Devamı
Avusturya’yı 'göçmen ve mülteci istilasına' karşı savunacağı imajıyla oy toplayan bir aşırı sağcı 'vatansever' siyasetçinin ülkeyi nasıl yöneteceğini de bu örnekte görmüş oluyoruz. Başka ülkelerdeki mülteci ve yabancı karşıtlığıyla prim yapmaya çalışan siyasetçilere de bu gözle bakmak gerekir. İnsani dramlar üzerinden fırsatçılık yapmaya çalışan siyasetçilerin ülkeye bir hayrı olmaz.
Devamı
Moskova’nın kontrollü gerginlik stratejisi, Türkiye’nin sahadaki askerlerini her zamankinden daha fazla riske atıyor. Tel Rıfat konusunda Türkiye’ye zaman zaman yeşil ışık, zaman zaman da hava sahasını kapatmak suretiyle kırmızı ışık yakan Moskova, Ankara’nın askeri sabrını da sürekli seyreltiyor.
Avusturya Kimlikçiler Hareketi nedir? Avusturya Kimlikçiler Hareketi’nin Yeni Zelanda’daki terör saldırısı ile bağlantısının ortaya çıkmasının Avusturya iç siyasetindeki yansımaları nasıl olmuştur? Batılı Müslümanların geleceği açısından Avusturya Kimlikçiler Hareketi’nin oluşturduğu tehditler nelerdir?
Dün, Ankara'da iki günlük NATO Konseyi Toplantısı başladı. Bu toplantı, S-400 alımı ve Doğu Akdeniz'de sondaj konularının Washington ve Ankara arasında gerilim oluşturduğu günlere denk geldi.
Suriye'nin kuzeyindeki olası güvenli bölge için Türkiye ve ABD arasında yapılan görüşmelerde iki ülke prensipte ilerleme kat etmesine rağmen, somut bir anlaşma zemininde uzlaşamadıkları anlaşılıyor.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Habertürk'ten Kübra Par'a konuştu. Prof. Duran, 'Dünyadaki gelişmelerden dolayı Türkiye’nin uzun vadeli bir toparlanmaya, iktidarı ve muhalefetiyle ortak meselelerde bir uzlaşma bulmaya ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği 'Türkiye ittifakı'nı böyle anlıyorum' dedi.
Devamı
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Dünya Düzeni, 1989 yılından sonra farklı bir döneme girdi. Küreselleşme dönemi de denilen bu dönem de bugünlerde değişime uğradı ve ABD Liberal Demokrasi’den korumacı “ulus devlet” formuna evirilmeye başladı. Trump ile Orta Doğu’da İsrail merkezli Yeni Orta Doğu amaçlanıyor. İsrail, Suudi Arabistan ve BAE aynı safta buluşurken İran düşman ilan edildi. İran’a yönelik çok sert ambargolar ve yaptırımlar art arda gelmeye başladı. ABD’nin Orta Doğu ve İran planları, gerilimli Türk-ABD ilişkilerini SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran ile konuştuk..
Devamı
Yüzbinlerce Suriyeliyi katleden Esed ile öylece anlaşarak 3,6 milyon Suriyeliyi yurtlarına gönderemezsiniz. Zorla insanları ölüme, işkenceye yollayamazsınız. Muhalefet Suriyeliler konusunda sorumlu bir tutum almak istiyorsa Türkiye'nin güvenli bölge kurma politikasını desteklemeli. Avrupa'nın aşırı sağcılarına öykünmekten vazgeçmeli.
Uluslararası düzeyde gücün karşısında hukukun pek şansı yoktu. Bu yüzden en başından beri uluslararası hukuk ancak güçlü küresel aktörlerin çıkarlarına dokunmadığı yerlerde kendisine uygulama alanı bulabildi
Ankara ve Washington arasındaki farklılaşmanın Doğu Akdeniz dahil yeni alanlara sıçramakta olduğunu da görüyoruz. Ancak yine de asıl olan, gerilimlerin ciddi bir yol kazasına dönmesini engellemek ve olumlu iş birliği alanlarını çoğaltmak. Bu arada da diplomatik müzakereye devam etmek.
Ruslar başta Avrupa olmak üzere tüm Batı'nın durumu kabul etmesini bekliyor. Avrupalılar ise özellikle Amerika'dan emin olamadıkları için pek etkili olmayan ama en iyi bildikleri insani yardım oyununu oynamaya devam ediyor.
CHP’li belediye başkan adaylarının bir sonraki seçim kampanyasının en önemli başlığı, kendi yönettikleri şehirlerden mültecileri nasıl gönderdikleri üzerine şekillenecek.
Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan Mueller raporunda 2016 Başkanlık seçimlerinde Trump'ın Rusya tarafından desteklendiği ve Trump'ın kampanyasını yürüten ekibin Rusya'yla işbirliği içine girdiğine yönelik iddialarının somut delillere dayanmadığının ortaya çıkmasının ardından tartışmalar farklı bir noktaya evrildi.
Batı ülkelerindeki yabancı düşmanı ve İslam karşıtı partiler ve onların medyadaki, bürokrasideki ve toplumun değişik kesimlerindeki uzantıları sonuçlarını bilerek ve isteyerek ırkçı ve faşist propagandalarını yapıyorlar.
Avrupa Parlamentosu’ndaki “Avrupa-Merkezci”, yani “her şeyin en doğrusunu biz Avrupalılar biliriz” diyen egoistler Türkiye’ye, “hem seni üye yapmaya niyetimiz yok hem de eleştirmeye devam edeceğiz” demek mi istiyorlar?
YENİ Zelenda'da aşırı sağcı İslam düşmanı bir terörist Cuma namazı esnasında camiye saldırır. 3 yaşından 73 yaşına kadar onlarca masum Müslümanı katleder. Saldırıyı gerçekleştirdiği silah adeta İslam'a, Müslümanlara ve özellikle Türklere karşı bir nefret koleksiyonu gibidir.
Dahası, Christchurch katliamı tüm Batı dünyasındaki Müslümanların ölümcül bir tehdit altında olduğunu göstermekle kalmıyor. Gittikçe güçlenen bir olguyu tespit etmek durumundayız. Batı dünyasında aşırı radikal bir fanatizm fırtınası esiyor.
Saldırıyı gerçekleştiren terörist, yazdığı 70 sayfalık manifestoda, “Refahımız ve halkımızın hayatta kalması için göç edip topraklarımızda yaşayanları ezmeli, onları sınır dışı etmeliyiz” diyordu.
Batı toplumlarında mülteci ve Müslüman karşıtlığı konusunda neredeyse bir konsensüs oluşmuş durumda. Herkes bu söylemler üzerinden oy devşirme telaşı içerisinde.
Cezayir'de Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine girilmesi ile sokaklar hareketlendi.