Siyasi ve Ahlaki Boyutlarıyla Vatandaşlık Tartışması

Vatandaşlık statüsü verilmesi durumunda bunun bir güvenlik sorunu haline dönüşeceği de sık sık dile getirilen bir iddia. Ama ekonomik anlamda ne getireceği bilinmediği gibi güvenlik anlamında da sonuçlarının neler olacağını kestirmek öyle çok kolay değil.

Devamı
Siyasi ve Ahlaki Boyutlarıyla Vatandaşlık Tartışması
Yeni Terör Eski Kafa

Yeni Terör, Eski Kafa

İnsanın beline bomba sarmak, bomba bulunamazsa eline otomatik silah verip sivillerin arasına salmak, o da olmazsa bir TIR’ın şoför mahalline oturtup kalabalığın üzerine sürmek… Metotlar değişiyor ancak kendini “feda etmeye” hazır bir insan, değişen metotların merkezinde yer alıyor.

Devamı

Tarihî, kültürel, dinî birçok ortak noktamızın bulunması nedeniyle Suriyelilerin Türkiye'ye entegrasyonu iyi bir planlamayla çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Ülkemizin geleceğine "zenginlik" katacak bir hususu 2013 sonrası derinleşen fay hatlarını patlatacak kibrit ateşine çevirmek isteyenlere karşı dikkatli olunmalı.

Gönül isterdi ki muhalefet partilerimizin ufku ‘güzellik yarışması’ finalistlerinden hâllice olsun!

“3 milyon Suriyeli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mı olacak?” vehmiyle konuşmak sadece zaman kaybı. Yapılması gereken, Suriyelilerin “uyum sürecinin” başladığı kabul edilmeli ve uyum sürecine yönelik uygulama önerileri geliştirilmeli.

Bu Nasıl Batıcılık?

Sokak ortasında, Suriyeli mültecilere destek veriyor diye bir milletvekili bir İngiliz tarafından öldürülüyor. Ve bu kişi birçoklarınca kahramanlaştırılıyor.

Devamı
Bu Nasıl Batıcılık
Faşist Ergenler Gericiliğe Karşı

Faşist Ergenler Gericiliğe Karşı

İEL'de verdiğim AB'nin mülteci krizindeki politikaları ile ilgili konferans sırasında bu arkadaşlarla bizzat müşerref oldum. Marjinal gruplara üye aşırı siyasallaşmış azınlığın soruları, yabancı ve mülteci düşmanı söylemleri ise beni şoke etti.

Devamı

AK Parti muhaliflerinin keskin dilinin etkisindeki Batı medyası "değerler" adı altında Erdoğan'ı "Batı'nın ötekisi", hadi şimdilik "düşmanı" demeyeyim, olarak kodluyor.

Türkiye'nin demokrasisini eleştirmekte fayda gören Batı başkentlerinin kriz içine giren kendi "medeniyet değerlerini" korumalarının yolu Müslümanlar ve Türkiye ile birlikte çalışmaktan geçiyor. Cebelleşmekten değil.

NSU davası, Almanya'nın demokrasisi ve insan hakları karnesi açısından bir sınav haline gelmiştir. Bugüne kadarki bütün işaretler Almanya'nın bu sınavdan kalacağını göstermektedir.

ABD'nin PYD'ye yönelik yardımı, Türk kamuoyunda Suriye'de Amerikan vesayetinde küçük bir PKK devleti kurulmakta olduğu yönündeki şüphe ve endişeleri körüklüyor.

Almanya'da 90'lardan itibaren Solingen gibi katliamlarla artışa geçen yabancı düşmanı saldırılar, NSU terör dalgasıyla 2000'li yıllarda zirve yapmış durumdadır.

Tükete tükete büyümeye meyilliyiz ancak bunun gerek gelişim kalitemiz gerekse yolumuza çıkaracağı riskler açısından çok makbul olmadığı malum.

Aşırı sağ terör tehdidi bugün artık somut ve ciddi bir tehdit haline gelmiştir. Aşırı sağ terör dalgası Avrupa'yı vurmak üzeredir ve çok geç olmadan Avrupa bu tehditle yüzleşmelidir.

Burhanettin Duran, 1915 olaylarının Alman Parlamentosu tarafından soykırım olarak değerlendirilmesini yorumladı.

Bütün bu süreç, "mülteci krizi" başta olmak üzere ihtilaf içinde olunduğu düşünülen hususlarda Türkiye'yi köşeye sıkıştırma çabasının bir ürünü. Oysa bu hiç de rasyonel bir adım değil.

Türkiye ile mülteci krizini çözmek için bu kadar emek sarf eden Merkel hem mülteci-vize muafiyeti meselesini çıkmaza sürükleyebilir. Hem de iç muhalefetin baskısından kurtulamayabilir.

ABD açıkça Suriye’de hem muhalefetin hem de muhalefeti destekleyen Türkiye gibi aktörlerin başarısızlığını umarak sahada kendi gerçekliklerini yaratma çabası içerisine girdi. Kendi kendini doğrulayan kehanetleriyle Suriye’de önce DAİŞ’in sonra PKK’nın önünü açtı.

Türkiye’nin mülteci meselesi konusunda Avrupa’nın düştüğü acziyeti siyasi baskı aracı olarak kullandığını düşünen Merkel hükümeti Ankara’ya karşı bir güç gösterisinde bulunmak istiyordu.

Alman Federal Meclisinin almış olduğu kararın Türkiye üzerinde kurmak istediği baskıya karşı dik durulmalı, diplomatik alanda gerekli tepkiler verilmeli, ancak bu meselenin Türkiye'nin ekonomik çıkarlarına zarar verecek boyutlara taşınmaması gereklidir.