İran'ın 8. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 19 Mayıs günü beklenmedik bir helikopter kazası sonucu hayatını kaybetti. Reisi ile aynı helikopterde bulunan Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir-Abdullahiyan da kazadan sağ kurtulamadı. Bu şok edici gelişme, İran hükümetinin iki önemli ve etkili isminin kaybı, şüphesiz ki İran siyasetinde dengeleri değiştirecek bir öneme sahip.
Devamı
19 Mayıs Pazar günü İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev iki ülke sınır hattını belirleyen Aras Nehri üzerinde ortaklaşa inşa edilen Kız Kalesi ve Hudaferin barajlarının açılışı için bir araya geldi. Açılış töreninde Reisi’ye Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tebriz Cuma İmamı Seyyid Muhammed Taki Ali Haşim ve Doğu Azerbaycan Valisi Malik Rahmeti eşlik etti. Reisi ve beraberindeki heyet üç helikopterle törene katıldı. Tören sonrasında bahsedilen dört isim ve Reisi’nin Koruma Müdürü Seyyid Mehdi Musevi bir helikoptere, diğerleri de iki helikoptere binerek geri dönmek üzere yola çıktı.[1] Ancak geri dönüş yolunda Reisi ve beraberindeki üst düzey heyeti taşıyan helikopter düştü. Diğer iki helikopter ise acil iniş gerçekleştirdi. Kaza yapan helikopter yaklaşık on iki saat sonra Türk Silahlı Kuvvetlerine ait AKINCI-01’in tespit ettiği koordinatlar sayesinde bulunabildi.[2] Kaza sonucunda helikopterde bulunan 8 kişi hayatını kaybetti.
Devamı
ABD yönetimi 11 Eylül'de Afganistan'dan topyekûn çekileceğini açıkladı. Diğer yabancı ordular bu açıklama üzerine Afganistan'ı terk ettiler bile. Öte yandan ABD'nin Afganistan'dan çekilecek olmasının yaratacağı güç boşluğunu Taliban şimdiden doldurmaya başladı.
Yeni dönemde bölgesel güçler arasındaki büyük oyun Türkiye, İran ve İsrail arasında. Bu oyunun avantajlısı Ankara. İran eliti milliyetçi duygusallığı ve abartılı umudu bir kenara bırakıp yeni bölgesel jeopolitiğe odaklanmalı.
Şurası çok açık. İran ve Türkiye tarih boyunca bölgede iki önemli aktör olarak çoğunlukla gerilimli ilişkilere sahip olmuştur. Ancak yine aynı tarih bize İran ve Türkiye'nin uzun yıllar boyunca savaşa girmediğini de gösterir. Bölgesel rekabet hep var olmuştur. Ama sıcak çatışmaya dönüşmez.
Türkiye zaten yapılması gerekeni yaptı. İran'ın saldırgan tutumu da bu yüzden. Kendi sınırına yakın coğrafyada Azerbaycan'ın zararına kurulmuş olan statükoyu ısrarla destekliyordu. Karabağ operasyonları başladığında da Ermenistan'a önce açıkça destek vermeye kalkıştı. İran içindeki Türk nüfusun tepkisiyle karşılaşınca da desteğini gizlemek zorunda kaldı. Ama hepimiz Ermenistan'a sürekli silah ve mühimmat sevkıyatı yaptığını biliyoruz. Buna rağmen hem Ermenistan hem de İran kaybetti. Türkiye ve Azerbaycan kazandı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesi 2020 yılının Orta Doğu’da çok sıcak geçeceğinin işareti.
Devamı
Uzmanlar, ABD'nin Devrim Muhafızları Ordusu'nu terör örgütü listesine almasının, pratikte büyük etkisi olmayacağını ancak Ortadoğu'da dengeleri değiştirebileceği yorumunda bulundu.
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, bu örgütün Türkiye’nin Rusya ve Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerimizin şekillenmesinde muhtemel manipülasyonları da araştırılmalı.
ABD'nin 1979'dan beri İran'a karşı giderek sıkılaştırdığı yalnızlaştırma politikasının sona ereceğini gösteriyorsa ve İran'ın uluslararası sisteme entegre olmasının önünü açacaksa Tahran için gerçekten önemli bir dönüm noktası olacaktır.
Mikro düzeydeki mezhepsel, ideolojik ve etnik aidiyet ve asabiyelerin 19. yüzyıldaki ulusçuluk akımının yaptığına benzer bir şekilde Ortadoğu bölgesini kasıp kavurduğu bir dönem yaşanıyor.
İran nükleer sorununa dair müzakerelerin başarı şansı nedir? ABD'nin İran politikası nasıl şekilleniyor? ABD'nin İran politikasının Ortadoğu ve Türkiye'ye etkileri nelerdir?