Kaşıkçı Meselesinin Ardından Türkiye Trump ve Selman’a Karşı Elini Kuvvetlendirdi

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın Kaşıkçı meselesinin sonuçları ve etkileri hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı
Kaşıkçı Meselesinin Ardından Türkiye Trump ve Selman a Karşı Elini
Filistin ve Türkiye Neden Birbirine Benzer

Filistin ve Türkiye Neden Birbirine Benzer?

Filistin ve Türkiye küresel sistemde kendilerine biçilen rolü sorguluyor ve bundan dolayı şiddetli baskı ve saldırılara maruz kalıyorlar.

Devamı

ABD Başkanı Donald Trump önümüzdeki iki yılda Temsilciler Meclisi bütçeyi kontrol ettiği için istediği harcamaları yapamayan ve istediği yasaları geçiremeyen bir başkan durumuna düşebilir.

Trump'ın Ortadoğu'da yapmak istedikleri konusunda iyi bir yerde olduğu söylenemez.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Muhittin Ataman, 'Cemal Kaşıkçı cinayeti ile Batı tarafından reformist olarak tanımlanan Bin Selman efsanesi yerle bir oldu.'

Kaşıkçı cinayetiyle yüz yüze gelinen kriz durumunun iyi yönetilmesi ve bu esnada kriz iletişiminin başarılı bir şekilde uygulanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına gösterilen küresel teveccühün arka planını oluşturuyor.

ABD Türkiye'siz Yapamadı

SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal İnat, ABD-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi.

Devamı
ABD Türkiye'siz Yapamadı
İsrail Lobisi

İsrail Lobisi

'Amerikan dış politikası ABD'ye değil İsrail'e hizmet ediyor.' Bu hikâye aslında bilinen bir gerçekti. Fakat anlatmaya kimse cesaret edemiyordu.

Devamı

Doç. Dr. Talha Köse, 'Prens bin Selman'ın karşı karşıya kaldığı suçlamadan en fazla İsrail rahatsızlık duyuyor. Çünkü Veliaht kendi yatırımları gibiydi. Bu yatırımlarının boşa gitmesi onları rahatız ediyor.' dedi.

ABD'nin 'sınırlandırmak' için karşısında Arap-İsrail bloğu oluşturduğu yayılmacı bir bölgesel gücün (İran) bu halde olması tahmin edilen bir şeydi. Ancak Trump ailesi ile yakın ilişkileri olan Veliaht Bin Selman'ın hırslı politikalarının bu denli bir sorgulamaya tabi olması beklenmiyordu.

Bölge Müslümanlarına “emanet” duygusu vermeyen, kendi vatandaşlarını bile bir otele hapsedip servetlerine el koyan ve diplomatik temsilciliklerinde muhalifleri infaz eden bir yönetim nasıl “İki Kutsal Harem’in Hizmetkârı” olabilir ki?

Türkiye karşı karşıya kaldığı bu kriz durumunda sağlam bir iletişim yönetimi başarısı ortaya koyarak taraflı tarafsız kamuoyunun takdirini topladı. Olumlu bir iklim oluşturdu. Bundan sonraki aşamada yapılması gereken bu pozitif tabloyu kalıcı hale getirecek iletişim stratejisinin uygulanmasıdır.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 29. sayısı raflardaki yerini aldı.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili yaptığı açıklama hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar Kaşıkçı meselesinin uluslararası sistemdeki yeri hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı Cemal Kaşıkçı meselesi nedeniyle Türkiye’ye gelen Suud savcının ziyareti hakkında değerlendirmede bulundu.

Riyad'ın açıklamaları sık sık değişti. Önce Kaşıkçı'nın konsolosluktan ayrıldığını, bilgilerinin olmadığını söylediler. Sonra çıkan bir arbedede öldürüldüğünü belirttiler. "Başına buyruk serserilerden" bahsedildi. En son da "planlı cinayeti" kabul aşamasına gelindi.

Hiçbir somut başarı hikayesi olmayan Veliaht Selman’ın adının sürekli olarak kriz ve kaoslarla anılması sadece şahsına yazılamaz. Kaşıkçı cinayeti başta olmak üzere yapılan tüm eylemlerde aynı zamanda ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’in katkısının olduğu ve eşdeğer sorumluluklarının bulunduğunun altı çizilmelidir.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından, "Cemal Kaşıkçı Cinayeti, Bölgesel ve Uluslararası Yansımalar" paneli düzenlendi.

Suud rejimi Kaşıkçı krizini en az hasarla atlatmaya çalışıyor. Krizin başından beri yalpalayan Kraliyet yönetimi uluslararası kamuoyuna yönelik pozitif mesajlar vermeye başladı. Halbuki birkaç gün önce soruşturmaya kimseyi karıştırmayacaklarını açıklamışlardı. Bu çizgiye gelmelerinde Türkiye'nin payı büyük.

Eğer Suud ailesi içinde Prens'i zorlayabilecek bir otorite boşluğu olsaydı o zaman ABD alternatif veliaht meselesini gündeme alabilirdi. Ancak şimdilik alternatif yok.