Trump’ın Amerikan seçimlerini kazanmasıyla birlikte, ABD ile Avrupa arasındaki doğal ittifak hâli, uzun bir aradan sonra yeniden sorgulanmaya başladı.
Devamı
Birçok kişi farklı cümlelerle "dağdaki çobanla benim oyum bir mi" mesajı verdi. Bir Amerikalı "think tank"çi "Bugün ABD'yi ancak bir askeri darbe paklar" mealinde bir sosyal medya paylaşımında bulundu.
Devamı
PKK'nın terör saldırılarını trafik kazası haberi gibi verdi gazeteniz. O zaman neredeydiniz, ey duyarlı Cumhuriyet okurları? Ey yüce ulusalcı kamuoyu!
Türkiye Batılı müttefiklerine her iş birliği çağrısı yaptığında, aslında onlardan duygusal değil, akılcı bir Türkiye politikası üretmelerini talep ediyordu.
Cumhuriyet, önümüzdeki süreçte yeniden Atatürkçü çizgisine dönecek ve muhalefetini bu bağlamda devam ettirecektir fakat topluma ve toplumun değerlerine olan karşıtlığından vazgeçmeyecektir.
15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşananların toplumsal hafızada bıraktığı izlere bakmak ve bunların analizini doğru yapmak gerekiyor. Bu doğrultuda hazırlanan en kapsamlı çalışmalardan biri, Demokrasi Nöbetleri: Toplumsal Algıda 15 Temmuz Darbe Girişimi başlıklı saha araştırması.
Türkiye’de başkanlık sistemi tartışması teknik bir yönetim sorunu olarak ele alınamaz. Ülkede yaşanan iktidar mücadelesinin bir parçası olarak okunmalıdır.
Devamı
Bu siyasi gidişat geriye kalan HDP'lilere tek bir seçenek sunuyor: PKK'dan kopacak ve Türkiye merkezli siyaset yapacak yeni bir siyasi parti oluşturmak. İspanya örneğinde olduğu gibi.
Devamı
"Uluslararası sistem"in, ABD'nin, kaldıysa biraz AB'nin iktidarına güvenip "buralar hep bizim" edasıyla hareket ediyorlar. Şimdi sokakları hareketlendirmenin derdindeler.
1960'larda önce Yön dergisinde, ardından Devrim gazetesinde temsil edilen çizgi önemli oranda Cumhuriyet gazetesini etkisi altına almıştı. Bu çizgi 2013'te önemli bir kırılma yaşadı.
Kılıçdaroğlu hiçbir seçimi kazanamadı ama ne gafları bitti ne de medyanın tevil çabaları. “CHP Genel Başkanı olmayacağım” dedikten saatler sonra genel başkanlığa adaylığını açıkladı, ses etmediler.
1 Kasım Seçimleri tek başına iktidar çıkardıysa da siyasetin suları durulmadı. İç ve dış siyasetin gündemindeki bir dizi sorun sebebiyle çok uzun bir yıl yaşadık. İki Kasım arasındaki bir yılın muhasebesini dört başlıkta yapmak mümkün.
Bürokratik merkez, 15 Temmuz öncesinde belli ölçüde Kemalist aktörlerin FETÖ tarafından tasfiye edilmiş olması ve sonrasında ise bunların yerine gelen FETÖ mensubu aktörlerin de tasfiyesi ile otonomisini kaybetti.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran başkanlık sistemi tartışmaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Tabanda "CHP, PKK -HDP'nin payandası mı" sorusu eşliğinde belli bir tepkinin oluşması -ki son dönemde "yeni devlet" ile ilişkiler bağlamında Kemalist kesimde kısmi bir parçalanma gözlemlenmektedir- beklenebilir.
"Beka" söyleminin somut karşılığı olarak gösterilebilecek "federalizm" konusu Türkiye tipi başkanlık sistemi tartışmasının hayli uzağında.
CHP bütün dinî cemaatlere karşı olduğu gibi, o zamanlar legal bir görünüm arz eden FETÖ’ye de karşıydı. Ancak dikkat buyurun, devlet içerisinde örgütlendiği, darbe yapmaya çalışacağı için değil!
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran MHP'nin başkanlık sistemindeki tutumu üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Kitap, Ankara, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Trabzon, Adana, Van, Sakarya ve Eskişehir illerinde demokrasi nöbetlerine katılan 176 kişiyle gerçekleştirilen saha araştırmasının bulgularını içeriyor.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun Halep’te yaşananlar üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA ve Pollmark tarafından 2497 noktada toplam 10577 kişi üzerinde gerçekleştirilen bu çalışma Türkiye'de bu konuda yapılmış en kapsamlı araştırma.