Tabu yıkıldı ve artık -sanki öncekiler partisizmiş gibi- partili bir cumhurbaşkanımız var. Saçma bir kuraldan, tarih dışı bir zihniyetten kaynaklanan ayrılık son buldu.
Devamı
Türkiye, bütün yapay siyasal mühendislik çabalarına rağmen 16 Nisan'da büyük bir eşik atladı ve yoluna çok daha güçlü şekilde devam ediyor.
Devamı
Benim gözümde Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi 15 Temmuz gecesi başlayan bir maraton. Ve kanaatimce üç etaptan oluşuyor.
Türkiye ile AB ilişkileri geçmişi incelendiğinde, AB’nin ve AB üyesi ülkelerin belki de tarihinin hiçbir döneminde bir ülkenin iç siyasetinde bu kadar açık ve militanca bir tavırla pozisyon aldığı görülmemiştir.
Kazanılan bir referandumdan yola çıkarak AK Parti'nin iktidar yorgunu olduğu öne sürülebilir mi?
Gelinen noktada Avrupa medyasında bitmek bilmeyen "diktatörlük" suçlamaları AB'nin Türkiye üzerinde dönüştürücü bir gücü kalmadığını yeniden ve yeniden göreceği bir düzlemde gidiyor.
AK Parti bir taraftan 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanacak, diğer taraftan uyum yasalarının çıkarılması için çabalayacak. Ancak, iktidar partisi olarak, siyasetin sosyolojisini de göz ardı etmeden kendi dönüşümünü gerçekleştirecek.
Devamı
Tarafgir, ideolojik ve ön yargılı tutum raporun tamamına hâkim durumdadır.
Devamı
AYM ve AİHM'nin bu konuda yetkisiz olduğu göz önünde bulundurulursa gündem sonuçlara değil sürece odaklanacak.
CHP yine kolaya kaçıyor. Günlük kısa vadeli çıkarlar için siyaseti terk ediyor; kaosu, karmaşayı ve sokağı gösteriyor.
Hazırladıkları raporu okuyunca zaten, raporun objektif kriterleri içermediği ve birçok tespitinin tek taraflı olarak hazırlandığı açıkça görülüyor.
Paket hazırlanırken Meclis'te, kampanya sürecinde sahada görülen, uyum yasaları sürecinde tekrar mecliste göreceğimiz işbirliği 2019 seçimleri kampanyasında da devam edecektir.
Türkiye demokrasisi hakkında eleştiri yapacak konu bulmak zor değil. Ama en azından seçim güvenliğini sorgulamazsınız. Türkiye'yi dış dünyaya seçim güvenliğini sağlayamayan bir ülke gibi sunmak sorumsuzluktur.
Bu halkın zaferine gölge düşüremezsiniz. Bu milletin hakkını gasp edemezsiniz. Karşınızda 1990'ların halkından kopuk devleti yok! İçinde FETÖ'nün cirit attığı o kötürüm kurum da yok.
Anayasa değişikliği kabul edilirse Türkiye’nin otokratik bir ülkeye dönüşeceğini iddia eden Avrupa medyası daha referandum sonucunu beklemeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı diktatör ilan etmişti.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş Referandum sonuçları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran referandum sonuçları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
İktidarı değiştiremeyeceği için kendini değişmek zorunda olduğunu anlayınca gerçeklikle yüzleşecek çoğu kimse. Gerçeklik bugünden itibaren kendini dayatmaya başladı.
SETA Toplum ve Medya Araştırmacısı Yusuf Özkır referandum sonuçları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Kontrolsüzce, çırpınıp duruyor, çırpındıkça batıyor
İslamofobi artık retorik düzeyde bir nefret söylemi olma eşiğini çoktan aştı ve Müslümanlara yönelik fiziki saldırılarda kendini gösteren somut bir düşmanlık halini aldı.