Ümit ve Müjde Siyasetine Karşı Korku ve Tehdit Stratejisi

İhsanoğlu, toplumsal rızaya neye karşı olduğu, neyin değişmesine müsaade etmeyeceği, ne tür korku ve tehditlerin Türkiye'yi beklediği gibi bilindik eski anlatıya vurgu yaparak talip oluyor.

Devamı
Ümit ve Müjde Siyasetine Karşı Korku ve Tehdit Stratejisi
Soliman Kılıçdaroğlu'nu Dinler mi

Soliman Kılıçdaroğlu'nu Dinler mi?

Mısır'da Mübarek devrildiğinden beri bölgesel statüko Amerika'nın desteğiyle ‘neo-Mübarekizme' yatırım yapıyor. İsrail meselesinde, Mübarekizmi aratacak yeni bir damar Mısır'da arzı endam ediyor.

Devamı

Öteden beri sert bir üsluba sahip olan ve her Salı gerçekleştirdiği Meclis Grup toplantılarında sıfat üretme ve analoji kurma performansıyla öfke ve nefret dilinin en mümtaz örneklerine imza atan Bahçeli, Bayram konuşmalarıyla yeni bir faza geçti.

Cumhuriyet'in kurucu ideolojisine olan mesafelerine göre siyasal yelpazede konumlanan iki Türkiye tahayyülünün değişim ve statüko temelinde giriştiği bu mücadele Cumhurbaşkanlığı seçiminin de temel dinamiğini teşkil ediyor.

Der Spiegel'in Almanca ve Türkçe hazırladığı “Erdoğan Devleti” başlıklı dosya, Erdoğan'ın ömür boyu iktidarda kalarak “Erdoğan Devleti” kurmak isteyen otoriter, despot ve adım adım şeriatı getiren bir lider olduğu imajı çiziyor. Der Spiegel'in kullandığı argümanlar ise oldukça tanıdık…

Hemen herkes Erdoğan'ın birinci turda seçilmesine kesin gözüyle bakıyor. Türkiye siyasal alanı bunu dillendirebilenler ve dillendiremeyenler olarak ikiye ayrılıyor.

AK Parti'nin Sorumluluğu

Muhalefetin elinden, bağımlısı olduğu Erdoğan karşıtlığı sermayesini alacak politikalar ve söylemler üretilmek zorunda. Geldiğimiz noktada galiba iktidar, muhalefetinin kemalinden de sorumludur.

Devamı
AK Parti'nin Sorumluluğu
Seçim ler de Ne Olur

Seçim(ler)de Ne Olur?

Yerel seçimlerin dışındaki bütün seçimlerde, muhalefetin coğrafi sıkışmışlığını da aşması gerekiyor. Yüzyılın bakiyesinin oluşturduğu sosyal hafıza ve muhayyileyi, 20. Yüzyıl partileri olarak aşmaları mümkün görünmüyor.

Devamı

Gezi'de sistematik bir başkaldırı metodolojisi uygulayarak hükümeti devirme işini üstlenenler acaba 17 Aralık Şebekesine meze olduklarını gördüklerinde neler hissediyorlar? Entelektüel namus acaba bu konuda birkaç kelam etmeyi gerektirmez mi?

Seçim kampanyasının sönük geçmesini sağlayan ilk etken, hem muhalefette hem de AK Parti'de “sonucu belli seçim” algısının erken oluşması oldu. Bu algıyı büyük oranda, 30 Mart seçim sonuçları doğurdu.

Kurumsal demokratikleşmenin önemli bir aşamasını temsil eden Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, siyasetin toplum merkezli bir vasatta yapılıp sahicileştiğini ve meşruiyet kodlarının değiştiğini gösterdi.

Seçmen, gerek seçime katılmayarak gerekse Erdoğan ve Demirtaş'a yönelerek ciddiye alınması gereken mesajlar verdi. Verilen mesaj, şimdilik CHP ve MHP liderlerinin koltuklarına mal olmasa da, siyaset değişikliğini zorunlu kılmaktadır.

10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimleri de Erdoğan'a siyasal misyonunu tamamlama fırsatı sunuyor. Seçim zaferi ile Erdoğan yeni Türkiye'yi kuracak siyasi lider olduğu gerçeğini tahkim etti.

SETA analisti Hatem Ete, seçmenin muhalefetin tercihine tepkisini seçimlere katılım oranı üzerinden belirlediği değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan siyaseti Erdoğan sonrası AK Parti'de kurumsallaşırsa siyaset-dışı vesayet odaklarına yaşama hakkı yok. Bu anlamda meseleyi tam anlamıyla bir varlık-yokluk meselesi olarak algılıyorlar.

AK Parti üstlendiği ilk misyonu yerine getirerek vesayetçi sistemi tasfiye etmeyi başardı. Vesayetçi sistemin tasfiye edilmesi, AK Parti'ye “yeni Türkiye'yi inşa etme” misyonu yükledi.

Bu değişim hızına, frekansına ve tabiatına ayak uyduracak; ‘ne yapılması' gerektiğini ‘nasıl göründüğüne' önceleyecek bir liderlik tercihi makulün yakalanması anlamına gelecektir.

Yeni Türkiye'yi inşa etmek isteyen icracı bir vizyonla farklı kesimleri kucaklamak istediğini söyleyen uzlaşmacı bir vizyon mücadele içine girebilir.

“1000 yıllık damar”la bağlantı kurup “100 yıllık parantez”i kapatma vizyonuna sahip olmak Erdoğan'ın özellikle ürettiği bir şey de değil, tersinden Erdoğan ve AK Parti'yi üreten bu topraklara mahsus merkezi bir olgu.

İhsanoğlu kampanyasının temel motiflerinden birisi olarak seçilen bizzat 'Cumhurbaşkanlığı makamı'nın simgeselleştirilmesi, halkın seçeceği bir Cumhurbaşkanı için ziyadesiyle yüktü.

Ankara, Cumhuriyet'in kurucu zihniyetinin sıkışmışlığının sembol şehri olarak kuruldu. Küçülmeyi kurtuluş olarak gören, geçmişini inkara mecbur bırakılmış bir zihniyetti bu.