Temsil Krizinden Temsil Gücüne Yeni Türkiye'nin Cumhurbaşkanı

Yeni dönemde, yetki sınırları anayasa ile belirlenen Cumhurbaşkanı, meşruiyet kaynağını “cumhur” ile kurduğu ilişkiden alacaktır.

Devamı
Temsil Krizinden Temsil Gücüne Yeni Türkiye'nin Cumhurbaşkanı
Üçüncü Yol Mümkün mü

Üçüncü Yol Mümkün mü?

Meclis'te temsil edilen siyasi partiler, sahici bir toplumsal tabana sahipler. Seçimlere katılımın ve seçmenlerin parti sadakatinin yüksekliği buna işaret ediyor.

Devamı

İç ve dış politika arasındaki ayrım silikleştiğinden seçim ortamında AK Parti'nin Suriye ve Irak politikaları siyasi kutuplaşmanın konusu haline geliyor.

CHP meşru bir siyasi aktör olarak, kendisini inkar etmek pahasına, sokakta var olmaya çalışırken; Gülen Grubu sivil bir yapı olması gerekirken silahlı ve sivil bürokraside var olmaya çalışarak tam anlamıyla travma yaşıyorlardı.

Demirtaş'tan ilk beklenti, Erdoğan'a yönelebilecek HDP'li Kürt seçmeni engellemek. İkinci beklenti ise, İhsanoğlu tercihiyle demoralize olan CHP ve çeperindeki sol seçmenin boykot eğiliminden vazgeçirilerek Demirtaş lehine sandığa gelmesini sağlamak.

Dış politikada "tarafsızlığı" tartışmak bir seçim dönemi malzemesi olmaktan öte anlamlar taşıyor. Nasıl bir Türkiye ve Ortadoğu tahayyül ettiğimizi seçeceğiz.

Seçim Sürecinin Türkiye Siyasetine Kalıcı Etkileri

Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına adaylığı "yeni Türkiye" karşısında direnen yapıların "eski rejimi" restore etme çabalarını ve beklentilerini geri dönülemez şekilde kesintiye uğrattı

Devamı
Seçim Sürecinin Türkiye Siyasetine Kalıcı Etkileri
Eşit Yarış

Eşit Yarış!

Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olmak için yaslandığı mücadele tarihi kırk yıl iken, İhsanoğlu'nunki kırk dakikalık bir görüşmeden ibaret. Hal bu olunca da eşit bir yarıştan bahsetmek mümkün değil.

Devamı

SETA analisti Taha Özhan, İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığının, iki buçuk yıldır Türkiye siyasetinde güçlenen anti-siyasetin üzerine tuz biber ektiğini belirtti.

Muhalefet kendi seçmenine Erdoğan nefreti aşılayarak, siyaset üretme zahmetinden kurtularak belli oranlarda garantili bir oya sahip oluyor. Sonuç? Koltuklarını koruyan liderler, umutsuz ve siyasete küskün seçmen, bol miktarda Erdoğan karşıtlığı.

SETA analisti Taha Özhan, muhalefetin siyasetsizlik sorunu olduğunu ve bu sorunu, değişimi taşıyacak aktörlerle seçime giderek aşması gerektiğini belirtti.

Siyasetten umudunu kesenlerin artması aşırı örgütlerin rol çalması için verimli zemin oluşturmaktadır. Ancak bu tür örgütlerin İslam coğrafyasında geniş bir toplumsal karşılığı bulunmamaktadır.

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kendisini seçmene doğru bir aday olarak gösterecek iletişim stratejilerine ağırlık verdiğine, Tayyip Erdoğan'ın ise bir siyasal stratejisi olduğuna dikkat çekti.

2009 Davos sonrası Batı başkentlerinde ortaya çıkan ve içeride yeniden üretilen otoriterlik söylemi bir yönüyle Türkiye'yi tedip etme gayreti. Aktör olmanın pişmanlığını ikrar ettirme çabası...

İhsanoğlu'nun Erdoğan-karşıtlığı üzerinden kendisine bir imaj inşa etme sürecini bırakıp, bunun yerine kim olduğu, neyi temsil ettiği ve nasıl bir Türkiye vizyonuna sahip olduğunu Türkiye toplumuna anlatması gerekir.

Gezi eylemleri sürecinde absürd ‘sandık-demokrasi' tartışması başlatıp iktidarı sokakta belirlemek üzere siyaset teorisine takla attıran çevreler bile, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde şaşırtıcı sandık güzellemeleriyle seçmenleri sandığa kanalize etmeye çalışıyorlar.

‘Muhalif olmak' hiçbir şey değilse, ciddi bir iştir. Entelektüel bir faaliyettir. Belli bir düzeyde maddi bilgiye sahip olmanın yanında, asgari düzeyde kavramsallaştırma ve soyutlama yeteneğine sahip olmayı icbar eder.

Türkiye'de siyaset mühendisliği yıllarca bir paranoya mühendisliği olarak işledi. Üretilen paranoyalar da siyasal alanı vesayet altına aldı, siyasal özneler çoğu kez rasyonalitelerini bu paranoyalara teslim etti.

Muhalefet, başvuracağı birçok taktiğe rağmen Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyemeyeceğini de öngörüyor. Bu nedenle, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını kabullenerek seçim sonrası gündemi esir almaya yönelik birçok başlık açılıyor, bu başlıklar üzerinden tartışmalar yapılıyor.

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri, ileride “mühendislik ve siyaset arasındaki fark” anlatılmak istendiğinde en fazla başvurulan örneklerden biri olacak.

Erdoğan'ın Gazze'yi sahiplenmeyi "tarihi sorumluluk" olarak nitelemesi duygusal bir açıklamadan öte anlama sahiptir. Kurtuluş Savaşı'na bağlanarak Gazze, Türkiye'nin yeni kimliğinin kurucu unsurlarından biri haline gelmektedir.