AK Parti Kemalist mi oldu?

AK Parti'li muhalifler bir süredir AK Parti'nin derin bir krizde olduğu tezini işliyor..

Devamı
AK Parti Kemalist mi oldu
Ekonomi ve Retorik

Ekonomi ve Retorik

Türkiye ekonomisinin çözülmeyi bekleyen belirli problemleri var. Özellikle istihdam piyasası, vergi rejimi ve gelir adaleti boyutlarında atılması gereken önemli adımlar bulunuyor.

Devamı

Trump yönetimi birkaç aydır hazırlığını yaptığı ve "Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası" adı verilen tasarıyı yürürlüğe soktu. Beşşar ve eşi Esma Esed listede yer aldı. Esed rejiminin uygulamış olduğu savaş suçlarının cezalandırılması amacıyla çıkarılan yasa sadece rejim yöneticilerini ve rejime destek veren İran ve Rusya'yı kapsamıyor.

Muhalefetin 'sosyal medyama dokunma' veya 'özgürlükler kısıtlanıyor' tavrı sorunu çözmediği gibi tüm dünyanın gündemindeki bir meseleyi de ötelemek demek. Evet, tam da "bizim ailemizin başına gelenler 83 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının başına gelebilir" bilinciyle sosyal medya mecralarıyla ilgili yasal düzenleme yapılmalı. Bu platformlarının Türkiye'de ofis açma zorunluluğu getirilerek vergi vermeleri sağlanmalı. Sahte hesapların önüne geçilmeli. Bu şirketler, suç içeren paylaşımlar hakkında Türk yargısına hızlıca bilgi vermeli. Bunlara uymayan şirketler de tıpkı Fransa, Almaya ve İtalya'da olduğu gibi cezalandırılmalı. Regülasyon bu mecraları kapatma anlamına gelmiyor.

Türkiye’de sosyal medya ile ilgili düzenleme yapılmadığı müddetçe, sırayla her gün birileri nefret söylemi ve düşmanlıkla saldırıya uğrayacak. Düzenlemenin gecikmesi, sosyal medya alışkanlıklarında kötülüğün ve saldırganlığın normalleşmesini yaygınlaştırıyor.

Siyasal alanın sosyal medya üzerinden yeniden şekillendirilmesine yönelik olarak, muhalefet bir süredir planlanmış organize kampanya yürütüyor.

Yeni Partilerin Adı Yok

MUHALEFET AK Parti karşısında önemli bir bloğu konsolide ettiğini düşünüyor. Ancak AK Parti'yi yenilgiye uğratmak için daha fazlasını yapmaları gerektiğinin de farkındalar. AK Parti karşısında birleşmek tek başına bir işe yaramıyor. Zafere ulaşmak için AK Parti'den de oy almaları gerektiğini biliyorlar. Tam da bu nedenle AK Parti'den ayrılan isimlerin kurduğu partilere büyük umutlar bağlamış durumdular. Biraz bakkal hesabını andırıyor ama her biri AK Parti'den iki puanlık bir oyu muhalefet cenahına getirse AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın desteğini %50'nin altına düşürürüz, hesabı yapıyorlar.

Devamı
Yeni Partilerin Adı Yok
Liberal İlmihalden Öğüt Verenler

‘Liberal’ İlmihalden Öğüt Verenler

Gerilime yönelmeden önce Türkiye'nin uzlaşma ve müzakere yolunu ısrarla denediğini unutuyorlar. Güç mücadelesine girmeden, maliyet ödemeden muktedir olunamayacağını, muktedir olmadan da düzen kurulamayacağını kabul etmiyorlar. Gezicilerin, FETÖ'nün ve PKK'nın yıkıcı emellerinin otoritenin ve güç ile karşılanmasının kaçınılmazlığını ıskalıyorlar.

Devamı

Sonuç olarak, Millet İttifakı ve HDP ile seçimlerde yapılan “güç birliğinin” bir gereği ve bu birlikteliğin 2023’e kadar taşınma kaygısı, CHP siyaset dilini giderek HDP siyasal söylem gramerine yaklaştırıyor. Meselenin temel izahı kısaca bu şekildedir...

HDP, PKK terör örgütünün emrinden çıkamayacağı için Edirne ve Hakkâri’den Ankara’ya yürüyüş başlattı. Ancak, bölge halkı sokakta HDP’ye destek vermeme kararını sürdürdü. Sonuçta; HDP sokaktan beklediği desteği göremedi. PKK’nın 1 Haziran’da emrini verdiği yürüyüş, parti yöneticileri ve milletvekillerinin katıldığı küçük gruplarla sınırlı kaldı.

Batı dışında doğru tanımıyorlar. Batı dışında güzel bilmiyorlar. Aydınlık sadece Batı'dadır ve biz de yüzümüzü sadece Batı'ya döndüğümüz müddetçe aydınlanırız diyorlar. Anlamadıkları şey Türk'ün Libya'da, Yemen'de, Suriye'de ne işi olduğu değil.

Hedef seçilen bir kişi ve onun ailesi organize kötülüğün hedefi hâline getiriliyor. Bir ülkenin Cumhurbaşkanına ve başka bir partinin liderine çevresi üzerinden nasıl zarar verilir diye planlamalar yapılıyor.

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, HDP ve Millet İttifakı etrafındaki tartışmaları değerlendirdi.

Türkiye'nin ana muhalefet partisi Türkiye düşmanlarıyla ortak bir tavır sergileyip Türkiye'yi itham ediyor.

Geçtiğimiz hafta CHP milletvekili Enis Berberoğlu ile HDP milletvekilleri Musa Farisoğulları ve Leyla Güven aldıkları kesin hükümlerin TBMM Genel Kuruluna bildirimi ile milletvekillikleri düşmüştü.

Türkiye kendi halkının ve bölge halklarının çıkarlarını öncelediği için, Özal zamanında olduğu gibi AK Parti döneminde de bağımsız dış politikaya yönelerek Orta Doğu’da daha uzun dönemli ittifaklar arayışına girdi.

Kılıçdaroğlu, yeni kurulan partilerin de içinde olduğu, muhalefetin ittifak potansiyelini feda etmek istemiyor.

Bölgemizdeki tüm ülkeler çökerken Türkiye güçleniyor ve bağımsız bir aktör haline geliyor. Suriye'de iki önemli aktörden biri olduk. Libya'da neredeyse tek aktör diyebiliriz. Birçok sorunun cesaretle üzerine gidildi ve imkânsız gibi görünen işler gerçek oldu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu mayıs sonundan bu yana iktidarın muhalefeti "sokağa dökerek OHAL ilan edeceğini" iddia ediyor. En son 3 CHP ve HDP'li ismin milletvekilliğinin düşürülmesinden sonra bu söylemini genişletti.

Önümüzdeki dönemde siyasal alanı yeniden şekillendirmeye dönük özellikle muhalefet kanadında ve medyasında bolca anket yayınlanmaya devam edecek. Yakın bir dönemde seçim olmadığı hâlde, sık sık yayınlanan bu anketler özellikle muhalefetin konsolidasyonu ve yeni kurulan partilerin öne çıkarılması gibi belirli amaçlara matuf olarak yorumlanacak.

George Floyd'un polis tarafından öldürülmesi Amerikan siyah toplumu için alışılmadık bir vaka değil aslında. Bu sefer farklı olan olayın görüntülenmesi ve kısa sürede medyada yarattığı infial oldu. Başkan Trump'ın olaya yaklaşımı da büyük bir çarpan etkisi yarattı. Siyahların sistematik olarak orantısız polis şiddetine maruz kaldığı herkesin malumu olmasına rağmen son senelerde bu gibi olaylara toplumsal tepki her seferinde artmaya devam etti. Gerek siyah toplumun gerekse genç beyaz nüfusun protestolarının şiddeti, zamana yayarak unutturma ve sorumlu kolluk gücü üyelerinin en fazla açığa alınmasıyla yetinilmesinin önlenmesi amacına matuf aslında. Gösterilerin isyan boyutuna varması da Trump yönetiminin olayları siyasi olarak yönetemediğinin en bariz göstergesi.