Muhalefetin Tutarsızlıktaki Israrı

Muhalefet partisinin dünya siyasetinin gerçekliğinden bu derece uzak olması normal mi? Eğer iktidar hayali kuruyorsanız vatandaş sizin bu çalkantılı dönemde ne önerdiğinizi duymak isteyecektir.

Devamı
Muhalefetin Tutarsızlıktaki Israrı
Milletvekillerini Liderler Tespit Etmeyecekmiş

Milletvekillerini Liderler Tespit Etmeyecekmiş!

Hafta sonu yapılan CHP Kongresi’nde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde seçim kanununu değiştireceklerini söyleyerek “milletvekillerini liderler tespit etmeyecek” sözü verdi.

Devamı

'Ayasofya'nın dirilişi' bu saatten sonra Türkiye'nin uluslararası sistemde etkili aktör olma hamlelerini sembolize eden bir gerçekliktir.

Dava dosyalarında darbe girişiminin başarısız olmasının hemen ertesinde örgütün oluşturmaya çalıştığı kontrollü darbe, tiyatro ve benzeri söylemlerin hiçbirisini destekleyecek veri yer almamaktadır. Bu iddialar hiçbir somut hukuki dayanağa sahip değildir. Ama darbecilerin yargılandıkları davalarda ve FETÖ liderinin ABD'de kurmaya çalıştığı bu söylemin muhalefet partileri tarafından tekrarlanması büyük bir talihsizliktir.

Bir hayal daha gerçek oldu. Ayasofya artık mahzun değil. Yüzyıla yakın süren tatsızlık dün cuma namazıyla son buldu. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.

Burada sorulması gereken soru şu: Ayasofya'nın cami olarak kullanılmaya başlanması kararı iktidarı kaybetme korkusunun mu yoksa iktidar olmanın verdiği öz güveninin bir sonucu mudur?

Kimlik ve Egemenlik Arasında Ayasofya

Ayasofya örneğinde bir kez daha Türkiye'nin egemenliği ve kimliğiyle ilgili her adımın hamaset çığlıklarıyla itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı görülmüştür. Halkın Ayasofya'ya teveccühü ise Türkiye'nin hamasete değil ama haysiyetli bir siyasete duyduğu özlemi gözler önüne sermiştir.

Devamı
Kimlik ve Egemenlik Arasında Ayasofya
Cumhurbaşkanlığı Sisteminin İki Yıllık Değerlendirmesi

Cumhurbaşkanlığı Sisteminin İki Yıllık Değerlendirmesi

Nisan 2017'deki referandumla kabul edilen ve 10 Temmuz 2018'den itibaren uygulanmaya başlanan Cumhurbaşkanlığı sisteminde iki yılı geride bıraktık. Bu minvalde Cumhurbaşkanlığı ikinci yılında siyasal sistemin dönüşümü ve bundan sonraki süreçte sistemin güçlendirilmesine yönelik atılması gereken adımlar gündeme geldi.

Devamı

Yeni sistemin performansı kuşkusuz farklı başlıklar üzerinden analiz edilebilir. Ancak, son 7 yıllık dönemde Türkiye’nin yüzleşmek zorunda olduğu saldırılar göz önünde bulundurulmadan, yeni siyasal sistemin ne anlama geldiği yeterince kavranamaz.

Görüyoruz ki; CHP başta olmak üzere, tüm muhalif partiler, muhalif medya ve muhalif kadın dernekleri sırf ittifaka zarar gelmesin diye kadınların zarar görmesine tepki vermiyorlar!..

Dört yıl sonra hala kripto FETÖ'cüler ortaya çıkabiliyor. Güvenlik güçleri hala bu örgütün uyuyan hücreleriyle mücadele halinde.

Türk dış politikasında 2006-2007 sonrasında yaşanmakta olan dönüşüm, 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte ivme kazanmıştır. Dönüşümün temel hedefleri ve istikameti değişmemiştir.

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, 15 Temmuz Darbe Girişiminin siyasi yelpazedeki yansımaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devletin içerisine 40 yıldan fazla bir sürede sapkın dinî inançlarla motive edilerek yerleştirilen FETÖ’cüler, 15 Temmuz gecesi milletin tankını, uçağını, silahını kullanarak insanlarımızı cani duygularla şehit ettiler. Bu bağlamda, 15 Temmuz sadece bir darbe gerişimi değildir. Aynı zamanda, terör yöntemleri kullanılarak, uluslararası güçlerin desteği ve iş birliği ile Türk devletini ele geçirmeyi amaçlayan bir işgal girişimidir.

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, TRT 1 ekranlarında yayınlanan Enine Boyuna programında Ayasofya kararına muhalefetin verdiği tepkiyi değerlendirdi.

15 Temmuz destanının dördüncü yıldönümü. Meşum FETÖ darbe girişimini bastıran milli iradenin tecellisini yeniden anma zamanı.

1950 sonrası demokrasiye geçilmesinden bugüne, geniş toplum kesimleri oy verdikleri sağ iktidarlardan ve liderlerden Ayasofya’nın ibadete açılmasını talep etmişlerdir. Menderes, Erbakan, Özal, Türkeş, Yazıcıoğlu gibi liderlerin, ulu mabedin ibadete açılması yönünde hayallerinin olduğu bilinen bir gerçektir. Bu liderler, seçim mitinglerinin birçoğunda, Ayasofya’nın bir gün zincirlerinin kırılarak özgürlüğüne kavuşacağını söylemişlerdir. Merhum Erbakan’ın siyasi mücadelesinde, Ayasofya’nın ibadete açılması gündeminin hep ön sırasındaydı.

Türkiye'de özgürlüklerin sınırlandırılması olarak yorumlanan ve Kemalist dönemin otoriter politikaları ile karşılaştırılan bu regülasyon girişimlerine yönelik eleştiriler, mevcut dünya reel-politiğini dikkate almamakta ve gelişen dünyanın dinamiklerine ayak uyduramamaktadır.

Erdoğan karşıtlığına bağımlılık, her versiyonuyla, muhalefetin siyaset üretebilme imkanının tüketen bir kara delik durumunda.

Ayasofya Cami'nin müze olan kağıt üstündeki statüsünün tekrar camiye çevrilmesine doğrudan karşı çıkamayan muhalefet "Efendim Türkiye'nin o kadar yoğun gündemi varken şimdi bunu tartışmanın sırası mı?" sorusunun arkasına sığınıyor. Aynı isimler bugünlerde bir başka yapıyı dillerine doladılar; devletin el koyduğu FETÖ binalarından bir tanesinin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na tahsis edilmesine pek içerlemişler. Bu kadar büyük bir binaya ne gerek varmış, İletişim Başkanlığı ne iş yapıyormuş, iletişim işleri için bu kadar kaynak aktarılması israf değil miymiş?

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ilk iki yılı beklenenden daha iyi sonuçlar üretti. Var olan sorunlar, sistem içi reformlarla düzeltilebilecek mahiyettedir. Eski sistemin mantığı ile yeni sistem değerlendirilmesinden vazgeçildiğinde, karşılaştırmada daha rasyonel bir zemin ortaya çıkacaktır...