Hilafet ve Atatürk Tartışmalarına Nasıl Bakmalıyız?

Uzun yıllardan sonra Ayasofya'da ilk Cuma ve bayram namazlarının kılınmasının büyük sevinci içerisindeyiz. Bu sevince ne yazık ki polemiklerin eşlik etmesi Türkiye siyaseti için hiç şaşırtıcı değil. "Hilafet kurumu geri getirilecek" ve "Atatürk'e lanet edildi" iddiaları üzerinden bir bardak suda fırtına kopartıldı. Siyasi spektrumun uçlarındaki çevrelerin radikal siyasi hayallerini biliyoruz. Kimileri hala sosyalizmin iktidara geleceğini tahayyül eder, kimileri de hilafet kurumunun geri dönmesinin Müslümanlar için çözüm olacağını savunur. Ancak iktidar cenahında en üst düzeyde yalanlanan bu iddiaların muhalefetin ana siyasi aktörlerini bu kadar meşgul etmesi normal değildi. Temel saik Ayasofya'nın yeniden camiye çevrilmesinin oluşturduğu atmosferin başka bir ortak değerimiz olan Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün sahiplenilmesiyle bastırılma çabasıydı. Eğer son aylarda Batı medyasında köpürtülen ve hedefi Türkiye'yi sınırlandırmak olan "sultan, halife Erdoğan" kampanyası ile "dost ittifakı" kurulmadıysa.

Devamı
Hilafet ve Atatürk Tartışmalarına Nasıl Bakmalıyız
Kimlik ve Egemenlik Arasında Ayasofya

Kimlik ve Egemenlik Arasında Ayasofya

Ayasofya örneğinde bir kez daha Türkiye'nin egemenliği ve kimliğiyle ilgili her adımın hamaset çığlıklarıyla itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı görülmüştür. Halkın Ayasofya'ya teveccühü ise Türkiye'nin hamasete değil ama haysiyetli bir siyasete duyduğu özlemi gözler önüne sermiştir.

Devamı

'Ayasofya'nın dirilişi' bu saatten sonra Türkiye'nin uluslararası sistemde etkili aktör olma hamlelerini sembolize eden bir gerçekliktir.

1950 sonrası demokrasiye geçilmesinden bugüne, geniş toplum kesimleri oy verdikleri sağ iktidarlardan ve liderlerden Ayasofya’nın ibadete açılmasını talep etmişlerdir. Menderes, Erbakan, Özal, Türkeş, Yazıcıoğlu gibi liderlerin, ulu mabedin ibadete açılması yönünde hayallerinin olduğu bilinen bir gerçektir. Bu liderler, seçim mitinglerinin birçoğunda, Ayasofya’nın bir gün zincirlerinin kırılarak özgürlüğüne kavuşacağını söylemişlerdir. Merhum Erbakan’ın siyasi mücadelesinde, Ayasofya’nın ibadete açılması gündeminin hep ön sırasındaydı.

15 Temmuz destanının dördüncü yıldönümü. Meşum FETÖ darbe girişimini bastıran milli iradenin tecellisini yeniden anma zamanı.

AK Parti Kemalist mi oldu?

AK Parti'li muhalifler bir süredir AK Parti'nin derin bir krizde olduğu tezini işliyor..

Devamı
AK Parti Kemalist mi oldu
Perspektif On Birinci İran Meclisi ve İran Siyasetine Muhtemel Etkileri

Perspektif: On Birinci İran Meclisi ve İran Siyasetine Muhtemel Etkileri

Meclisin ve meclis seçimlerinin İran için önemi nedir? On Birinci İran Meclisinde hangi siyasi grupların hakimiyeti söz konusu? Yeni Meclis İran’ın iç ve dış siyasetine nasıl bir etkide bulunacak?

Devamı

Başörtüsü Türkiye'yi anlamak için o kadar mümbit bir meselesi ki başörtüsünü tartışmanın kendisi bir tartışma konusu haline gelmiş durumda. Mesela bu yazıyı yazdığım veya sosyal medya hesabımdan bu minvalde paylaşımlar yaptığım için alacağım/aldığım tepkilerin önemli bir kısmı "yetmedi mi başörtüsü üzerinden prim yaptığınız?" olacak.

Haziranın ilk üç haftasında harcamalarda aralıksız bir artış var. Kredi koşullarının iyileşmesi de harcamalarındaki artışı destekliyor. Ekonomide büyüme bu yıl iç talebe bağlı olarak ilerleyecek

Herhangi birisine küfür etmenin yanlış olduğunda aklı başında olan herkes hemfikir. Hele ki bir hanıma kocasının yapıp ettiklerinden dolayı cinsiyetçi küfür etmeyi kimse kabullenemez.

Dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından birinden geçiyoruz.

Ancak şu da bir vaka ki bir kere darbe musibeti yaşayan ülkeler bu musibetten kolay kolay kurtulamıyor. Darbeler sivil siyasi kurumların yerleşmesini, siyasetin normal seyretmesini engelliyor ve bu yönüyle kendisinden sonra gelecek darbelerin de önünü açıyor, kronik bir probleme dönüşüyor.

Yeni partilerin özgün bir siyasi çizgiyi bulması hesaplaşmadan geçer. Bu hesaplaşma çok yönlü ve seçmene yeni ümitler verecek kıvamda yapılmak durumunda. GP ve DEVA'nın zorlandığı şey, ayrıldıkları AK Parti'yi ve lideri Erdoğan'ı eleştirebilme ya da parti kurabilme cesareti gösterme konuları değil. Bu noktayı çoktan geçtiler, asıl sıkıntıları başka bir yerde.

Farklıların üzerini kapatan örtüler, sahadaki zorlu denemeler karşısında yeterli gelemiyor. Örtü, İYİ Parti tarafına çekildiğinde, HDP tarafı açıkta kalıyor. HDP tarafına çekildiğinde ise diğerleri açıkta kalıyor. En sonunda bir o yana bir bu yana çekiştirilen örtünün tam ortadan yırtılacağı endişesi giderek yükseliyor.

Trump krizi bir fırsata çeviremediği gibi Amerikan federal hükümetinin küresel bir salgına hazırlıksızlığı her gün daha fazla ortaya çıkınca başkanın pozitif algısı da yara aldı.

İngiltere dünya genelinde en çok vaka sayısının görüldüğü ilk on ülke arasında altıncı sırada ve en çok ölümün yaşandığı ilk on ülke arasında beşinci sırada yer alıyor.

Liberal uluslararası düzenin dağıldığına ya da yeni bir uluslararası düzenin şekillendiğine dair alternatif değişim iddialarını anlamak için, kurumsal siyaset ve güç siyaseti üzerinden uluslararası düzenin nasıl şekillerde anlaşıldığına bakılmalı.

Avrupa'nın en güçlü ekonomisi konumundaki Almanya, ABD ve dünya ekonomisinin Kovid-19 sebebiyle yaşayacağı zorlu süreç akabinde daha da önem arz eden bir konuma evrilecektir. Bu sebeple Alman karar alıcılar krizin gidişatına göre eyaletler, federal devlet ve AB bağlamında hiç görülmemiş ilave adımlar atmayı da değerlendirecektir.

Durum her ne olursa bu sürecin sonunda toplumlar sermaye ile Fransız İhtilali'nden bu yana kurulmuş ortaklığı terk ediyor. Devletler yeniden güçleniyor. Önemli olan bu mekanizmaların hangi ellerde nasıl şekil alacağı.

Koronavirüs salgını İngiltere’de nasıl ortaya çıktı? Salgın ülkeyi nasıl etkiledi? Ulusal Sağlık Sistemi salgınla mücadele noktasında yeterli mi? Salgına yönelik bugüne kadar hangi tedbirler alındı? Salgın krizine yönelik hükümetin tutumu nasıl yorumlanabilir?