Alman Parlamentosu'nda Türkleri Kim Temsil Ediyor?

Türkiye Cumhuriyeti'ne düşmanca bir tutum içerisinde olanları çıkaracak olursak en azından birkaç Türk kökenli milletvekilinin bu tasarıya karşı çıkması gerekirdi. Ama görünen o ki bugün Alman Parlamentosu'nda muhafazakâr ve dindar Türk kökenli seçmen temsil edilmemektedir.

Devamı
Alman Parlamentosu'nda Türkleri Kim Temsil Ediyor
Almanya Bu Riski Neden Alıyor

Almanya Bu Riski Neden Alıyor?

Türkiye’nin mülteci meselesi konusunda Avrupa’nın düştüğü acziyeti siyasi baskı aracı olarak kullandığını düşünen Merkel hükümeti Ankara’ya karşı bir güç gösterisinde bulunmak istiyordu.

Devamı

Bugün Tunus devriminin Arap isyanlarından geriye kalan tek olumlu örnek olması Gannuşi'nin siyasetine çok şey borçludur. Bu siyaset aynı zamanda Nahda hareketini radikalleşme tehlikesinden korudu.

Ak Parti karşısında seküler-sol bir tarihsel bloğun kurulması iki postmodern öznenin karşı karşıya gelmesi anlamını taşımaktadır. Bunun olabilmesi için CHP’nin Kemalizm saplantısından, HDP’nin de PKK’nın kontrolünden ve mevcut yönetici kadrosundan kurtulması gerekmektedir.

Erdoğan nefreti ve takıntısının Türkiye'de “saygın” kabul edilen birçok kişinin maskesini düşürmesinin ardından uluslararası alanda da “saygın” birçok kişiyi şirazesinden çıkardığına şahit olmaktayız.

Başkanlığa geçiş sürecinin uzamasının AK Parti’yi sürekli olarak bir saldırı altında bırakacağını ve yıpratacağını kestirmek zor değil.

Avrupa Parlamentosu’ndaki Vize Düğümü

Eğer parlamenterler Türkiye'nin geri kalan beş kriteri sağlamak konusundaki iyi niyetine ikna olmazsa süreç en başa dönecek. Yani Türkiye ile Komisyon arasında yeni bir yol haritası çizilmesi gerekecek.

Devamı
Avrupa Parlamentosu ndaki Vize Düğümü
Birlikte Yaşamı Güçlendirecek Değişim

Birlikte Yaşamı Güçlendirecek Değişim

Türkiye, son 20 yılda laikliği temel bir mesele olmaktan çıkarmış ve birlikte yaşamı güçlendirecek değerleri üretmeyi başarmıştır. Laiklik artık siyaseti dizayn etmeye dönük bir araç değildir.

Devamı

Demirtaş, 7 Haziran’a gidilirken kullanılan “halklar” ifadesinden “halk” ifadesine geçiş dışında, yani “Türkiyelilik” siyasetinden “Pankürdist” bir siyasete evrilmeyi bir kez daha somutlaştırmaktan başka, yeniden bir halk ayaklanması çağrısını dillendirmektedir.

Laiklik adına yapılan baskıların neredeyse bütün Ortadoğu coğrafyasında tepkisel bir dindarlık/dincilik oluşturduğu ve Ortadoğu insanıyla din arasında doğal ve sağlıklı bir ilişki kurulmasını engellediği unutulmamalıdır.

MHP'nin olağanüstü kongre süreci hakkında HDP'lilerin de açıklama yapmaya başlaması, Bahçeli'nin siyaset karşıtı tutumunun vahim sonuçlarını göstermesi açısından tek başına yeterli.

"Amerika'nın telkinlerini emir telakki eden"lerin içinde endişeli muhafazakâr siyasetçiler de var. Kendi pozisyon kayıplarını dünyanın sonu diye pazarlayan yazarlar, danışmanlar da...

Türkiye örneği, İslam ülkelerine örnek olabilecek alternatif bir ekonomik sistem olabilir mi?

Türkiye AB'nin "acil ihtiyaçlarını" kendi öncelikleri ile harmanlayarak "insan kaçakçılığını" düzenli bir "mülteci politikasına" çevirmeye çalışıyor.

İran’da İç siyasetin, ambargoların kalkmasıyla gelecek ekonomik canlılıkla kontrollü şekilde rahatlatılması beklenebilir. Ancak dış politika, temel mecrasında akacaktır.

Kamuoyunda yeniden tartışılmaya başlanan “Başkanlık Sistemi” tartışmalarını daha iyi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini ve SETA’da yayımlanan raporları bir arada sunuyoruz.

Bölgede artan gerginlik, dinsel temelli bir mezhep çatışması değil, İran’ın bölgesel stratejik hırsı ile Suudi Arabistan’ın siyasi korkularına dayalı siyasi bir çatışmadır.

Avrupalı siyasetçiler her ne kadar Müslümanlarla değil cihatçı ve teröristlerle savaştıklarını söyleseler de, bu söylem ne yerel ne de küresel kamuoyunda yeterince etkili olamadı.

Onların gözünde "Türkiye biçimi başkanlık" arayışı Necip Fazıl Kısakürek'in "Başyücelik devleti" isteğidir. "Başyücelik devleti" Kemalizm'e verilen bir tepkinin adıdır.

Küreselleşme ve görece hızlı zenginleşmenin getirdiği kültürel hazım sorunları, etik problemler, piyasa çarpıklıklarını meşru görme anlayışı ve aşırı pragmatizm, muhafazakar girişimcileri de etkiliyor.

Türkiye’de devlet-sermaye ilişkilerinde yaşanan gerginlikler, ekonominin büyüme yöneliminden daha çok ideolojik meselelerde yaşanan farklılaşmalardan kaynaklandı.