Liselileri Sokağa Çağıran Kim?

Muhaliflerin liselileri sokağa çağırması, terör olayları etkisiyle yeniden dinamizm kazanan eski Türkiye aktörlerinin, tekrar siyasetin merkezine yerleşmek ve AK Parti iktidarını geriletmek amacına hizmet etmektedir.

Devamı
Liselileri Sokağa Çağıran Kim
HDP de Neler Oluyor

HDP’de Neler Oluyor?

İlk defa HDP içerisinden birisi, PKK'nın şehirlerde gerçekleştirdiği bombalı saldırıları "terör eylemi" olarak değerlendirdi. Açıkça PKK'nın bölgede çatışmaları başlatması ve şehirlerde kazdığı hendek siyasetinin yanlış olduğunu dile getirdi

Devamı

Dinî kimliği ile kamuoyuna çıkmış bir figür, söylediği doğru veya yanlış bir sözden dolayı toplumsal linçe hedef olduğunda, taş atanların arasında kendi mahallesi de yer alıyor. Mesele sözlerin içeriği olsa bir tekme de benden, lakin mesele içerik değil kimlik!

Post-Kemalist dönemin varlığını siyasal anlamda geride bırakıyor olmak, zihinsel dönüşümün tam anlamıyla gerçekleştirdiğini göstermemektedir. Gezi Parkı sürecinde muhafazakârlar üzerinde oluşturulan sembolik şiddet, siyasal/sosyal açıdan kaybedilen pozisyonların yarattığı travma ile bağlantılıdır.

Yeni Türkiye'nin bir ihtiyacı olarak ortaya çıkan diaspora politikasının tam manasıyla oturmadığı açıktır. Türkiye'nin bir diaspora stratejisine ihtiyacı vardır.

Türkiye Cumhuriyeti'ne düşmanca bir tutum içerisinde olanları çıkaracak olursak en azından birkaç Türk kökenli milletvekilinin bu tasarıya karşı çıkması gerekirdi. Ama görünen o ki bugün Alman Parlamentosu'nda muhafazakâr ve dindar Türk kökenli seçmen temsil edilmemektedir.

Almanya Bu Riski Neden Alıyor?

Türkiye’nin mülteci meselesi konusunda Avrupa’nın düştüğü acziyeti siyasi baskı aracı olarak kullandığını düşünen Merkel hükümeti Ankara’ya karşı bir güç gösterisinde bulunmak istiyordu.

Devamı
Almanya Bu Riski Neden Alıyor
Hangisi Örnek Nahda mı AK Parti mi

Hangisi Örnek: Nahda mı AK Parti mi?

Bugün Tunus devriminin Arap isyanlarından geriye kalan tek olumlu örnek olması Gannuşi'nin siyasetine çok şey borçludur. Bu siyaset aynı zamanda Nahda hareketini radikalleşme tehlikesinden korudu.

Devamı

Ak Parti karşısında seküler-sol bir tarihsel bloğun kurulması iki postmodern öznenin karşı karşıya gelmesi anlamını taşımaktadır. Bunun olabilmesi için CHP’nin Kemalizm saplantısından, HDP’nin de PKK’nın kontrolünden ve mevcut yönetici kadrosundan kurtulması gerekmektedir.

Erdoğan nefreti ve takıntısının Türkiye'de “saygın” kabul edilen birçok kişinin maskesini düşürmesinin ardından uluslararası alanda da “saygın” birçok kişiyi şirazesinden çıkardığına şahit olmaktayız.

Başkanlığa geçiş sürecinin uzamasının AK Parti’yi sürekli olarak bir saldırı altında bırakacağını ve yıpratacağını kestirmek zor değil.

Eğer parlamenterler Türkiye'nin geri kalan beş kriteri sağlamak konusundaki iyi niyetine ikna olmazsa süreç en başa dönecek. Yani Türkiye ile Komisyon arasında yeni bir yol haritası çizilmesi gerekecek.

Türkiye, son 20 yılda laikliği temel bir mesele olmaktan çıkarmış ve birlikte yaşamı güçlendirecek değerleri üretmeyi başarmıştır. Laiklik artık siyaseti dizayn etmeye dönük bir araç değildir.

Demirtaş, 7 Haziran’a gidilirken kullanılan “halklar” ifadesinden “halk” ifadesine geçiş dışında, yani “Türkiyelilik” siyasetinden “Pankürdist” bir siyasete evrilmeyi bir kez daha somutlaştırmaktan başka, yeniden bir halk ayaklanması çağrısını dillendirmektedir.

Laiklik adına yapılan baskıların neredeyse bütün Ortadoğu coğrafyasında tepkisel bir dindarlık/dincilik oluşturduğu ve Ortadoğu insanıyla din arasında doğal ve sağlıklı bir ilişki kurulmasını engellediği unutulmamalıdır.

MHP'nin olağanüstü kongre süreci hakkında HDP'lilerin de açıklama yapmaya başlaması, Bahçeli'nin siyaset karşıtı tutumunun vahim sonuçlarını göstermesi açısından tek başına yeterli.

"Amerika'nın telkinlerini emir telakki eden"lerin içinde endişeli muhafazakâr siyasetçiler de var. Kendi pozisyon kayıplarını dünyanın sonu diye pazarlayan yazarlar, danışmanlar da...

Türkiye örneği, İslam ülkelerine örnek olabilecek alternatif bir ekonomik sistem olabilir mi?

Türkiye AB'nin "acil ihtiyaçlarını" kendi öncelikleri ile harmanlayarak "insan kaçakçılığını" düzenli bir "mülteci politikasına" çevirmeye çalışıyor.

İran’da İç siyasetin, ambargoların kalkmasıyla gelecek ekonomik canlılıkla kontrollü şekilde rahatlatılması beklenebilir. Ancak dış politika, temel mecrasında akacaktır.

Kamuoyunda yeniden tartışılmaya başlanan “Başkanlık Sistemi” tartışmalarını daha iyi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini ve SETA’da yayımlanan raporları bir arada sunuyoruz.