16 Nisan’da Neyi Oylayacağız?

“Evet” halkın iktidarını garanti altına alacak bir siyasi kurumsallaşmanın hayata geçirilmesidir. Halkın yıllardır siyasete yüklediği misyonun en nihayet tamamına erdirilmesidir.

Devamı
16 Nisan da Neyi Oylayacağız
Tasarı Geçerse Ne Olacak

Tasarı Geçerse Ne Olacak?

Halkın kendi iradesini devlete yansıtmak için güçlü bir siyasi liderliği görevlendirmesi söz konusu olacaktır.

Devamı

SETA yayınlarından çıkan yeni kitap Birleşmiş Güvenlik Konseyi daimi temsilcisi beş ülkenin ulusal güvenlik stratejilerinin ne yönde evrildiği konusunu ele alıyor.

CHP, 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak Cumhurbaşkanlığı sistemi odaklı Anayasa değişiklik teklifine karşı çıkarak "hayır" kanadında yer aldı ve referandum kampanyasını, söylem ve stratejilerini bu doğrultuda şekillendirdi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devlet ele geçirilecek ama bir kişi tarafından değil millet tarafından…

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, SETA’da düzenlenen “Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Anayasal Tasarımı” başlıklı konferansta konuştu.

CHP’nin Yeni “Korku” Siyaseti

CHP'nin yeni korku siyaseti AK Parti seçmenini hayır tercihine doğru çekebilir. Son düzlükte referandumun sonucunu İslami-muhafazakâr oylar belirleyecek.

Devamı
CHP nin Yeni Korku Siyaseti
Martin Schulz'un Adaylığıyla Almanya da Siyaset Isınıyor

Martin Schulz'un Adaylığıyla Almanya’da Siyaset Isınıyor

Avrupa Parlamentosu eski başkanı Martin Schulz Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin başbakan adayı olması Alman siyasetine ve Eylül ayındaki seçimlere epeyce heyecan ve hareketlilik getirdi.

Devamı

Trump’tan bir balkon konuşması bekleyenler hayal kırıklığına uğradı, çünkü Trump bir nevi seçim kampanyası konuşması yaptı.

Angela Merkel 12 yıllık Almanya Şansölyeliği nam-ı diğer Başbakanlığı ile ülke siyasetine şimdiden damgasını vurmuş durumda. Gençlik yıllarını Doğu Almanya’da yaşamış ve Berlin Duvarı’nın yıkılmasının etkilerini derinden hisseden Merkel, 2017’de önemli sınamalarla karşı karşıya.

2017'ye baktığımızda FETÖ, PKK ve DEAŞ terörünün hedefi haline gelen AK Parti ve Türkiye devleti arasındaki bağlar güçlenerek devam edecektir.

Amerika’daki kurumları aynen getirip Amerikan modelini getirdim deseniz de o Amerikan modeli olmaz. Türkiye modeli olur. Çünkü her toplumun sosyokültürel ekonomik yapısı, tarihsel özellikleri ve uluslararası ilişkilerde konumlanması farklı olduğu için o sistemin işleyişi de kendine özgü olacaktır.

Özellikle tarafların motivasyonlarında dönemlere ve iktidarlara göre önemli değişiklikler gözlense de Türkiye’nin üyelik hedefinin iktidarlara göre çok fazla değişmediği ancak bu hedefe ulaşma yöntemlerinin ve Brüksel’den gelen taleplere karşı tutumların önemli farklılıklar gösterdiği görülmektedir.

14 yıllık mazide 2002 ve 2007 yılları arasındaki dönemde yapılan atılımlar en dikkat çekicileridir. Dikkat çekiciliğin nedeni, hangisine el atılsa kısa sürede başarılı ve fark yaratan sonuçlar alınabilecek el değmemiş sorunların varlığıdır.

11 Eylül saldırılarının üzerinden tam on beş yıl geçti. Bu süre zarfında dünya 11 Eylül’dekinden çok daha büyük yıkımlarla, çok daha ağır krizlerle karşı karşıya kaldı. Özellikle İslam dünyasında devasa kayıplar verildi, şehirler tarumar edildi, milyonlarca insanın canı yandı, devletler çöktü, ülkeler bölündü.

AB’nin Türkiye ile ilgili politikasını “Dostunu yakın tut ama düşmanını daha yakın tut” politikası olarak nitelendirmek mümkündür. Diğer taraftan Türkiye haklı olarak yıllar boyunca derinleşmiş olan ekonomik ve teknolojik bağımlılıklardan dolayı AB ile köprüleri atmamaya özen gösteriyor. Böylece ortaya sürekli krizler ve iniş çıkışlarla malul tuhaf bir ilişki biçimi çıkıyor.

Ergenekon ve Balyoz gibi davalardaki rolü FETÖ'nün yargıdaki gücünü göstermiş, özellikle 2010 Anayasa referandumu sonrasında HSYK üzerinden neredeyse yargının tümünü kontrol eder hale gelmişlerdi. Etkin oldukları bu dönemde yargıyı kendi örgütsel amaçları doğrultusunda Anayasa ve kanuna tamamen aykırı şekilde bir silah olarak kullanmışlar,

15 Temmuz başarısız darbe girişimi FETÖ’nün kendi vesayetini kurmak için hiçbir hukuki ve ahlaki sınırlamayı kabul etmeyen cuntacı bir terör örgütü olduğunu apaçık ortaya koydu. FETÖ’nün paralel devlet yapılanmasına girişen bir terör örgütü olduğu 17-25 Aralık yargı darbe girişiminden itibaren özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümeti tarafından ısrarla dillendirilmekteydi.

15 Temmuz süreci, AK Parti ve Erdoğan’ı tasfiye etme girişiminde sıklıkla başvurulan demokratik siyasetin kurallarının dışına çıkma eğiliminin zirve yaptığı bir dönem oldu. Süreç, darbe için aylar öncesine giden bir zemin hazırlanmasını, darbeye gerekli pratik ve söylemsel desteğin verilmesini ve darbe girişiminin başarısız olmasından sonra da sulandırılarak örtbas edilmesini kapsıyor

Bush'un ekibinde yer alan neo-conlar da, Trump'ın kabinesinde yer alacak olan muhafazakârlar da "İran karşıtlığı" ve "radikal İslamcılık düşmanlığı" noktasında buluşuyorlar.

Avrupa’yı, yönetim istikrarı açısından Türkiye’ye örnek gösterecekseniz, siyasal krizleri aşmak için sistemini değiştiren Fransa’nın deneyimini ya da diğer ülkelerdeki mevcut sistem krizlerini anlatarak işe başlayın.