Almanlar‘In Kimyası Neden Bozuldu?

Son dönemde ortaya çıkan Türkiye-Almanya geriliminde Almanya'nın Türkiye siyasetinde aşırı bir duygusallık ve agresiflik ön plana çıkmaktadır

Devamı
Almanlar In Kimyası Neden Bozuldu
Erdoğan dan Başka Derdiniz Var Mı

Erdoğan’dan Başka Derdiniz Var Mı?

Parti, zaman zaman sıkıntılı günler yaşasa, yanlışlar yapsa da sahicilik sayesinde seçmenini ikna ederek umut olabilmeyi bildi.

Devamı

Şerif Mardin’in ardından yazılanlar, eski dönem üniversitelerinin öyle çok da özgür olmadığını net olarak bir kez daha gösterdi.

AK Parti'nin önünde kritik bir soru bulunuyor: "milli ve yerli" kavramlaştırmasının içini kimler ve nasıl dolduruyor?

Almanya'daki gözlemimiz Türkiye söz konusu olduğunda Almanların alışık olduğumuz rasyonel ve soğukkanlılığı bir kenara bırakarak aşırı bir duygusallık ve öfke içerisinde hareket ettikleri yönündedir.

Kemalizm baştan beri buyurgan, yukarıdan bir tonda var olmaya alıştığı için iliklerine işlemiş olan kibri böyle bir kabullenmeyi ve muhasebeyi zorlaştırdı.

Almanya’nın Türkiye’deki Kulturkampf’ı

Türk-Alman ilişkilerinden yaşanan gerilime ve Alman tarafının bununla ilgili yaptığı açıklamalara baktığımızda, Almanya'nın Türkiye`de bir `kulturkampf (kültür savaşı) 'yürüttüğü görülmektedir

Devamı
Almanya nın Türkiye deki Kulturkampf ı
Mahallesinden Erdoğan Eleştirileri

Mahallesinden Erdoğan Eleştirileri

Erdoğan kimliğine yapılan eleştirilere karşı rol yapmadıkça, sözde 'yüksek kültür'ün kodlarını benimsemeyip aksine ısrarla olduğu gibi göründükçe, eleştiriler artarak iyice irrasyonelleşiyor.

Devamı

Bir taraftan Kılıçdaroğlu’na yol haritası oluştururken; diğer taraftan da onun yerine başka “çatı adayı” arayışındalar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları partinin bir düşüş içerisinde olduğu izlenimini yaratmıyor. Peki Cumhurbaşkanı buna rağmen neden partiye dönük ikaz ve özeleştirilerde bulunuyor?

Küresel güç olmayı hedefleyen Türkiye ve İran’ın hedeflerine ulaşmak için hem ekonomik ilişkilerini hem de Orta Doğu sorunları konusunda aralarındaki rekabet ve çatışmayı iş birliğine dönüştürmeleri kaçınılmazdır.

Erdoğan 2019 seçimleri gibi kritik bir sürece hazırlanırken "eleştiri bizi zayıflatır" demek yerine "bu meseleleri halletmeden başarılı olmamız mümkün değil" diye düşünerek kamusal bir hesaplaşma süreci başlatıyor.

Konya konuşmasında 18 maddelik anayasa değişikliğinin üniter yapıyı değiştirmeyeceğini bir kez daha vurguladı.

Bu masum bir yürüyüş değil! Elinizi vicdanınıza koyun; 15 Temmuz gecesi ülke işgal edilirken saklanacak delik arayanlar, ülkesinin istikbali için meydanlara inmekten kaçanlar, bu sıcakta bunca zahmete neden katlanıyor?

Devletler için tahrip edici sonuçlar doğuran terör eylemleri söz konusu olduğunda özgürlüklerin güvenlik lehine sınırlandırılması mümkün olabilmektedir. Avrupa’daki örneklerden hareketle ifade ve basın özgürlüğünün çeşitli sınırlandırmalara tabi tutulduğu ve yakın gelecekte daha ağır düzenlemelerin yapılacağı anlaşılmaktadır.

15 Temmuz'da her kesimden insan sokaklardaydı ama Gezi'nin gençleri yoktu.

Toplum normalleşmeden, olması gereken yere gelmeden, toplumu oluşturan alt gruplar bulundukları yeri kabullenip sindirmeden Mustafa Kemal'i fanileştiremeyiz.

Şimdiden yeni dönemde yapılmaması gereken en temel hatayı yapmaya başladı CHP. Referandumda hayır oyu veren yüzde 48'lik seçmen grubunu kendisinin 'çantada keklik' seçmeni zannediyor.

CNR Kitap Fuarı'nın ana teması 15 Temmuz'du. Bugünlerde birbiri ardına 15 Temmuz ve Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili kitaplar çıkıyor. Fuarda birçoğunu görme imkânı buldum.

Amerika'nın dünya siyasetine dönüşünü savunan kitapların sayısında büyük bir artış var. Suriye gibi istikrarsızlık alanlarına müdahaleyi ve hatta silahlı müdahaleyi savunan kitaplar yayımlanıyor.

Halk, süreci son derece dikkatli biçimde izliyor ve siyasete katılıyor. Referandum günü bu katılımın ne denli güçlü olduğunu hep beraber göreceğiz.