Avrupa İslamofobi Raporu 2017 Yayında

Avrupa İslamofobi Raporu’nun üçüncü sayısı olan bu çalışma, 2017 yılında Avrupa’da İslamofobi’nin genel bir değerlendirmesini içermesinin yanı sıra, neredeyse tüm AB üyeleri ile Rusya ve Norveç gibi 33 ayrı ülkedeki islamofobik gelişmeleri incelemektedir. Rapor, Avrupa ülkelerinden önde gelen 40 akademisyen ve sivil toplum temsilcisinin katkılarıyla oluşturulmuştur.

Devamı
Avrupa İslamofobi Raporu 2017 Yayında
Türk Medyasında Terörün Ele Alınışı

Türk Medyasında Terörün Ele Alınışı

Sadece Türkiye’de değil, dünyada da bu tartışmanın geçmişi epeyce eskiye dayanır. Dünyada, özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından terör ve medya konusu daha geniş çalışmalara konu oldu.

Devamı

SETA'nın hazırladığı "Türk Medyasında Terörün Ele Alınışı" başlıklı raporda, Türk medyasının terör olayları karşısında kullandığı dil ve sergilemiş olduğu tutum incelendi.

Alman siyasetinin bugünlerde Afrin operasyonuna karşı sert duruşunun en az iki temel sebebi var. Bunlardan birincisi Almanya’da terör yandaşlarının şiddet içerikli saldırılarını Alman kurum ve kuruluşlarına yönlendirmesi ikincisi ise Türkiye’nin yakın coğrafyasında bölgesel oyun kurucu güç konumuna gelmesi ve kendine daha geniş nüfuz alanı sağlamasıdır.

Aktörler arasındaki çelişkileri kullanabilmek için sahaya inme cesareti Ankara'nın elini güçlendirmekte.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı "fıkhi yorumların yenilenmesi" tartışması kamuoyunda ciddi bir karşılık buldu. Meseleyi "dinde reform" bağlamında algılayan CHP yetkilileri, "ayetler değişmez" açıklaması ile tartışmanın ne kadar dışında kaldıklarını gösterdiler.

Dini Alanda Geçmişin Mirası

Değişim böyle böyle olur. Önce halktan talep gelir. Taban fokur fokur kaynamaya başlar. Rahatsızlığını çeşitli vesilelerle dile getirir...

Devamı
Dini Alanda Geçmişin Mirası
Erdoğan'ın Konuşmasına Tepkilerin Gerçek Amacı ne

Erdoğan'ın Konuşmasına Tepkilerin Gerçek Amacı ne?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 8 Mart'ta yaptığı konuşmanın ne denli önemli olduğu günden güne daha iyi anlaşılıyor.

Devamı

‘Cumhur İttifakı’ karşısında oluşturulmak istenen zoraki ittifakın mayası sadece Erdoğan-AK Parti karşıtlığıdır. Bu bloktaki partiler, gizli ittifak arayışlarının örtüsü olarak “ilkeler platformu” gibi süslü bir yapıyı dolaşıma sokmakta ve el altından görüşmeler yürütmekte. İşin garibi milletin huzurunda kuramadıkları ittifakın sandıkta kazanacağını düşünmekteler.

2019 seçimlerine giderken muhalefetin üç temel paradokstan muzdarip olduğu...

Millî Görüş Hareketi, Türkiye siyasetinin bugününün şekillenmesinde istisnai bir yere sahiptir. Mevcut durumda, kurumsal yapısı ve birliktelik gücü zayıflasa da potansiyel bakımından hâlâ çok önemli bir siyasi harekettir.

SETA, siyasal sistemlerde seçim ittifaklarını dünya örnekleri üzerinden değerlendiren ve Türkiye'de seçim ittifaklarının siyasetin geleceğine yönelik muhtemel etkilerini ele alan "seçim ittifakları" başlıklı analiz yayımladı.

28 Şubat sürecinde Batılı hükûmetlerin ve medyanın açık bir şekilde darbeden yana tavır alarak demokrasinin katledilmesini kendi halklarına meşru göstermek için Türkiye’deki iktidarı karalayan politikalarını unutmamak gerek.

Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupalı devletler bir terör örgütü olmasına rağmen PKK'yı Suriye'de desteklemelerini en başından beri sadece bir argümana dayanarak savunuyorlardı.

Türk toplumunun bölündüğünü söylüyorlar. Biz ve siz diye toplumun ayrıştığından şikayet ediyorlar. Evet aramızda kalın bir çizgi var.

Seçim kanununda yapılacak değişikliklerin çerçevesi, “partiler arasında ittifak” düzenlemesi ile sınırlı olacak gibi gözüküyor. Yani yüzde 10 barajı devam ediyor. Seçim çevresi ile ilgili dar ya da daraltılmış bölge düzenlemesine şimdilik gidilmiyor.

15 Temmuz 2016’da FETÖ üyeleri tarafından yapılan askeri darbe girişiminin toplum tarafından püskürtülmüş olması 28 Şubat’ta jakoben Kemalistler tarafından zirveye çıkartılan ‘dindar’ karşıtlığını yeterince etkilememiş görünüyor.

Türkiye’de siyasi sistemin, iki partili bir yapıya dönüşüyor olduğunu tespit etmek için erken..

Geçmişten bugüne, başkanlı bir siyasal sisteme geçilmesi durumunda, Türkiye’de iki partili bir sistemin hâkim olacağına yönelik çok genel bir tartışma yürütülmüştür.

Yerli-milli siyaset kökleştikçe CHP ve HDP derin bir krize doğru yol alıyor. CHP’nin geri adım atarak harekâta destek vermesi, milli bir meselede menfi tavrı nedeniyle sadece toplumun bütününde değil kendi tabanında dahi karşılığını yitirme riskiyle karşı karşıya olmasından kaynaklanıyor. HDP ise hala Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devleti hayali kuruyor.

"Gül aday olur mu olmaz mı?"