Tavan Siyaseti ile Sonuç Alınır mı?

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı hariç, seçimlerle ilgili birçok husus artık netleşti...

Devamı
Tavan Siyaseti ile Sonuç Alınır mı
24 Haziran da Neyi Oylayacağız

24 Haziran’da Neyi Oylayacağız?

2018 seçimleri Türkiye'yi kimin yöneteceğine dair bir halk oylamasından çok daha fazla bir içeriğe sahip.

Devamı

İkili bir seçimde Erdoğan doğal olarak favori aday olacak çünkü medyan seçmenin beklentilerine, taleplerine en yakın aday. Saadet ile CHP’yi toplayıp ikiye bölerseniz karşınıza medyan seçmen çıkar. HDP ile İyi Parti’yi toplayıp ikiye bölerseniz karşınıza yine medyan seçmen çıkar. Ve o medyan seçmenin yeri 16 yıldır rezerve edilmiş durumda.

Muhalefet için en doğru yol Cumhurbaşkanlığı sistemini kabullenmek ve Cumhur İttifakı’nın karşısına toplumun değerlerine saygılı ve farklı toplumsal kesimlerin taleplerini merkeze alan sol bir adayla çıkmaktır. Cumhur İttifakı’nın gerçek anlamda alternatifi ancak yerli-milli sol bir aday olabilir.

Seçme ve seçilme hakkı demokratik rejimlerin en temel özelliklerinden biridir. Seçimler öncesinde kampanya yapılması, seçmenin bilgilendirilmesi ve ikna edilmeye çalışılması da demokrasilerde siyasal hayatın doğal bir parçasıdır.

CHP ve Saadet liderlerinin tüm çabalarına rağmen Abdullah Gül'ün çatı aday olma ihtimali kayboluyor.

Erdoğan'la Millet Arasındaki İlişkinin Tabiatı

Türk siyasetinden onlarca muhafazakâr siyasetçi geçti. Seçmen neden diğerlerine değil de Erdoğan'a bu kadar teveccüh gösterdi?

Devamı
Erdoğan'la Millet Arasındaki İlişkinin Tabiatı
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç Dr Nebi Miş Muhalefet Hazırlandı

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş: Muhalefet Hazırlandı Ama Sonuç Alamadı

Miş: CHP 16 Nisan’dan hemen sonra tüm muhalif partileri ziyaret etti, ikinci tura başladı. Sürekli “biz hazırız, erken seçime gidelim” diyordu. Ama yüzde 49’u yanlış okudular. Diğer partiler ise taktik hata yaptılar

Devamı

Erken seçim teklifi dün Meclis'ten 386 oyla geçti. Ve böylece 64 günlük yoğun seçim gündemi başladı.

Seçmenlerin önlerine konan ittifakların sadece seçime gidilen süreçle ya da seçimi kazanmakla sınırlı olmadığının altını çizmek gerekir. Kurulacak ittifaklar, nasıl bir yönetim tarzı ve siyasi düzen ortaya koyacaklarıyla yani seçimden ziyade seçimden sonrasıyla ilgilidir.

Gençler arasında “deizm” ya da “ateizm” yaygınlaşıyor mu?

Son yıllarda İslami-muhafazakâr kesimlerin nasıl bir dönüşümden geçtiği sıklıkla medyanın gündemi oluyor. Medyanın negatifi sevmesi ve siyasi polemiklerin konusu olması sebebiyle mesele hep sorun olarak kodlanıyor.

Erdoğan ile muhafazalar toplum kesimlerinin arasını açmak 2019'a giderken Erdoğan karşıtı çevrelerin elinde kalan neredeyse tek koz. .

Gezi Parkı eylemleri sırasında, hükûmet karşıtı çevreler eylemlere katılan genç kuşağa “orantısız” güzellemeler yaptılar. “Pırıltılı zekâ örnekleri sergileyen bir kuşak” olarak tanımladıkları bu kesimlerin onlara göre en belirgin özelliği, “sosyal medya”yı çok iyi kullanan gençler olmalarıydı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Enes Bayraklı ve Farid Hafız'ın editörlüğünü üstlendiği 2017 Avrupa İslamofobi Raporu'nu yayımladı. Üç yıldır yayımlanan Avrupa İslamofobi Raporu Avrupa ülkeleri bazında İslamofobi'yi araştırarak Avrupa'da Müslümanlara yönelik ırkçı eğilimlerin değerlendirmesini sunuyor.

İngiltere FETÖ’nün eğitimden kültüre, düşünce kuruluşlarından yardım derneklerine kadar birçok alana faaliyetlerini yaydığı bir ülke konumunda.

Avrupa İslamofobi Raporu’nun üçüncü sayısı olan bu çalışma, 2017 yılında Avrupa’da İslamofobi’nin genel bir değerlendirmesini içermesinin yanı sıra, neredeyse tüm AB üyeleri ile Rusya ve Norveç gibi 33 ayrı ülkedeki islamofobik gelişmeleri incelemektedir. Rapor, Avrupa ülkelerinden önde gelen 40 akademisyen ve sivil toplum temsilcisinin katkılarıyla oluşturulmuştur.

Sadece Türkiye’de değil, dünyada da bu tartışmanın geçmişi epeyce eskiye dayanır. Dünyada, özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından terör ve medya konusu daha geniş çalışmalara konu oldu.

SETA'nın hazırladığı "Türk Medyasında Terörün Ele Alınışı" başlıklı raporda, Türk medyasının terör olayları karşısında kullandığı dil ve sergilemiş olduğu tutum incelendi.

Alman siyasetinin bugünlerde Afrin operasyonuna karşı sert duruşunun en az iki temel sebebi var. Bunlardan birincisi Almanya’da terör yandaşlarının şiddet içerikli saldırılarını Alman kurum ve kuruluşlarına yönlendirmesi ikincisi ise Türkiye’nin yakın coğrafyasında bölgesel oyun kurucu güç konumuna gelmesi ve kendine daha geniş nüfuz alanı sağlamasıdır.

Aktörler arasındaki çelişkileri kullanabilmek için sahaya inme cesareti Ankara'nın elini güçlendirmekte.