Mısır'da Devrim Sonrası Sancılı Dönem

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı Dış Politika Uzmanı Ufuk Ulutaş, Kanal A Haber'de 2. yıldönümünde nedenleri ve sonuçlarıyla Mısır Devrimi'ni yorumladı.

Devamı
Selefilere Karşı İhvan-Kıpti Dengesi

Selefilere Karşı İhvan-Kıpti Dengesi

Selefi grupların Mursi'den desteğini çekerek solcu, laik ve liberallerin oluşturduğu bloğa katılması üzerine İhvan, Selefilere karşı Kıpti kozunu oynayarak siyasi boşluğu dolduruyor.

Devamı

Anayasa yapımını ihmal etmeden, sosyal dinamikleri önceleyen bir yaklaşım Tunus için belki de bundan sonra takip edilmesi gereken yol olarak durmaktadır.

Bahreyn'de diyalog sürecinin başarısı parlamentonun güçlendirilmesi, seçilmişlerin atanmışlardan daha fazla görev alması, Şiilerin hükümet ve kamu görevlerine katılmaları gibi önemli sorunlara çözüm getirip getiremeyeceğine bağlı.

Ulutaş: "İsrail'in komşularıyla özellikle de Filistin ile ilişkilerini normalleştirmeden Türkiye ile sürdürülebilir bir normalleşme yaşaması oldukça zor."

Türkiye'nin diplomatik başarı hanesine eklenen koca bir artının yanında gerçekçi olmak adına Türkiye ile İsrail arasındaki bölgesel vizyon çatışmaları, İsrail-Filistin sorunu vb. yapısal problemler hesaba katılmalı.

"İsrail'i Washington'da Yenmek!"

Obama Washington'da bileğini bükmekte zorlandığı İsrail'in ya da Netenyahu'nun, Ortadoğu'da Türkiye'ye 'yenilmesine' aracı olmak durumunda kaldı.

Devamı
quot İsrail'i Washington'da Yenmek quot
Türkiye-Libya İlişkileri Trablus'ta Değerlendirildi

Türkiye-Libya İlişkileri Trablus'ta Değerlendirildi

Libya'nın başkenti Trablus'ta SETA tarafından düzenlenen panelde, Türkiye ve Libya'da “siyasal ve toplumsal dönüşüm” ile “dış politika ve anayasa yapımı” konuları iki ayrı oturumda masaya yatırıldı.

Devamı

Türkiye'nin Somali politikasının sadece bir insani yardım politikası olmaktan çıktığı ve siyasal boyutlarıyla beraber bölgeyi yeniden yapılandırma yolunda geliştiği söylenebilir.

Son dönemlerde yargı bürokrasisi ile siyasilerin sıklaşan karşı karşıya gelişleri, Mısır'da tamamlanamamış devriminin yarattığı komplikasyonlarla bizi bir kez daha yüzleştirdi. Mübarek ve yakın adamları devrildikten sonra siyaset bir süre boyunca Yüksek Askeri Konsey üzerinden askerler eliyle belirlenirken, yargı bürokrasisi de kendi hâkimiyet alanını iyice genişletti.

Bir sosyal mühendislik çalışmasıymışcasına, ordunun finansal harcamalarının denetlenmesi meselesi, Mısır gündeminde bilinçli zamanlamalarla yer bulmaya devam ediyor. Bu seferki zamanlama, yargı bürokrasisine karşı hazırlanan Şura Meclisi’ndeki kanun teklifini hedef alınmış durumda.  

İlk önce Merkezi Denetleme Kurumu Başkanı (MDK / Mısır Sayıştay’ı) Hişham Cenine’nin, “ordu ve polis de dâhil olmak üzere tüm devlet kurumları finansal açıdan MDK’nın gözetimi altındadır” açıklaması, ardından ordu sözcülüğünün basında haberleştirilen “MDK’nın ticari faaliyetlerini denetlemesine izin verdiğini” belirten haberleri sert bir şekilde yalanlaması, Mısır ordusunun ‘iktisadi krallığı’ daha ne kadar devam edecek tartışmasını yeniden alevlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin Nisan ayında yaptığı Rusya gezisi sonrasında ortaya çıkan bilgiler, devrim sonrası süreçte bir süredir dondurulmuş olan nükleer enerjiden yararlanma çalışmalarının Rusya'nın yardımı ile tekrardan başlatılmak istediğini ortaya koydu. Bu durum, bölgedeki gücünü tanzim etmek isteyen Mısır için nükleer güç olma arzusunun dönemsel olmadığını, bir devlet politikası niteliği taşıdığını gösteriyor. Mısır, 1986 yılında yaşanan Çernobil felaketinden sonra nükleer programını askıya almıştı. 2006 yılında ise Hüsnü Mübarek döneminde yeniden çalışmalara başlandığı düşünülüyor. Şubat 2011'de hükümet, Akdeniz sahilindeki Deba bölgesinde ilk nükleer santralin kurulmasının planladığını kamuoyuna açıklanmıştı. Ancak bu konuda her hangi bir adım atılamamıştı.

Mısır'ın güneydoğusunda Bedevilerin yoğun olarak yaşadığı Sina bölgesinden İsrail'in güneyine füze atıldığı iddiası ve sonrasında Mısır muhaberatının aynı bölgede Mossad için çalışan bir ağı çökerttiğini açıklaması, ‘25 Nisan, Sina'nın İsrail işgalinden kurtuluş yıldönümü' kutlamaları arafesine denk gelerek, ironik bir zamanlama şeklinde tezahür etti. Camp David antlaşması çerçevesinde Mısır ile İsrail arasında tampon bölge olarak dizayn edilen Sina yarımadası; Cihatçı Selefi hareketlerden, İsrail ile güçlü ilişki ağına sahip bedevi aşiretlere kadar birçok farklı aktörüyle bölge jeopolitiğinin önemli fay hatlarından biri olarak enerji biriktirmeye devam ediyor.

Bugün gelinen noktada Suriye krizi, ilgili bütün aktörler açısından ahlaki ve reel politik bir imtihana dönüşmüş durumda.

3. yılında Arap devrimlerinin geleceği, SETA Kahire'de düzenlenecek çalıştayda tartışmaya açılacak.

SETA bünyesinde yayımlanan Arapça akademik dergi Ru'ye Turkiyye'nin 5. sayısı okurlarla buluştu.

SETA Kahire'de düzenlenen ve Türk-Arap araştırmacıların katıldığı çalıştayda “3. yılında Arap devrimlerinin geleceği” tartışıldı.

Lübnan içinde Şii elitler düzeyinde de tartışmalı hale gelen Hizbullah, Suriye krizine fiili olarak dâhil olduklarını itiraf ederek, Rusya ve İran'ın bile resmi olarak kabul etmedikleri dev bir siyasi basiretsizliğe imza attı.

28 Mayıs'ta Taksim Gezi Parkı'nda belli hassasiyetlerle sempati uyandırarak başlayan barışçıl eylemler, polisin orantısız ve yanlış müdahalesi sonrasında radikal sol grupların militanlığı ve ulusalcılarca asıl sahiplerinden çalındı, Taksim Platformu'nun talepleri listesiyle de sivil vesayet gösterisine dönüştü. Demokrasiler açısından son derece sağlıklı ve meşruluğu su götürmez başlangıç, gelişen momentumdan kargaşa çıkarmak suretiyle Başbakan'ı ve AK Parti'yi zayıflatma, uzak ihtimal de olsa düşürme hareketi devşirmeye çalışanlarca gölgelendi. Barışçıl olmaktan uzaklaşıp vandalizme dönüşen olaylarda, biri polis komiseri ikisi eylemci olmak üzere üç vatandaş hayatını kaybetti, içlerinde ağır yaralılar da olmak üzere onlarca polisle birlikte çok sayıda vatandaş yaralandı, kamu mallarına zarar verildi.