ABD'nin Ortadoğu Siyaseti Kaos Üretiyor

Trump yönetiminin, Ortadoğu'nun askeri bakımdan ağır sıklet aktörlerini bir tarafa bırakarak Suudi Arabistan ve BAE üzerinden bölgeyi şekillendirme çabası daha fazla kaos ve istikrarsızlık getirecek.

Devamı
ABD'nin Ortadoğu Siyaseti Kaos Üretiyor
Medhali Selefi Akım Libya'yı DEAŞ'tan Fazla Tehdit Ediyor

Medhali Selefi Akım Libya'yı DEAŞ'tan Fazla Tehdit Ediyor

SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, 'Medhali Selefi akım, tabiatı, inancı, örgütlenme biçimi ve emir alma şekli gereği Libya’yı DEAŞ’tan daha fazla tehdit etmektedir.' dedi.

Devamı

Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Yusuf Özkır MGK toplantısında alınan kararlar hakkında değerlendirmede bulundu.

Kamuoyu ekonomik konular, terör saldırıları ve gündelik meselelerle dikkat kesilmişken Doğu Akdeniz siyasi, ekonomik ve güvenlik konularında çok kritik bir dönüşüm yaşamakta.

MBS, Suudi Arabistan'ın bir prensi olmaktan ötede anlamlara sahip. Kendinden menkul gücü ve itibarı dolayısıyla değil, üzerinden yapılan hesaplardan dolayı kendisi ve ülkesinden daha fazlasına dair yorum yapmaya itiyor.

Rusya’nın tek elden belirlediği ve yürüttüğü Orta Doğu politikası, bu ülkenin ABD ile karşılaştırıldığında çok daha sınırlı kapasitesine rağmen Moskova için önemli kazanımları beraberinde getirdi..

SETA Strateji Araştırmacısı Kurt: ABD'nin Amacı 'Türkiye Oyalansın, PKK Dönüşsün'

Kurt: ABD, PKK zayıflamış ve Kandil’e hapsolmuşken aldı üç PKK’lıya ödül kararını. Benzer bir kararı PYD ya da Avrupa’daki PKK yöneticileri için almadı. Türkiye’yi oyalamaya dönük bir karar bu. Bu arada PKK da hızla biçim değiştiriyor.

Devamı
SETA Strateji Araştırmacısı Kurt ABD'nin Amacı 'Türkiye Oyalansın PKK Dönüşsün'
Palermo Konferansı'ndan Türkiye Heyeti Neden Döndü

Palermo Konferansı'ndan Türkiye Heyeti Neden Döndü?

Türkiye tarihi sorumluk bilinci nedeniyle, Libya'daki krizin çözümü için uluslararası toplumla birlikte hareket ederek bu bloğun kullandığı asimetrik araçları kullanmaktan kaçınmıştır.

Devamı

Libya’nın geleceği dış aktörlerin müdahalesi ile değil, demokratikleşme iradesine sahip yerel grupların geniş kapsamlı müzakereleri sonucu varacakları toplumsal uzlaşıyla mümkün olacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde Türkiye’nin pozisyonu Libya’da istikrarsızlığın son bulması ve demokratik bir yönetimin kurulması açısından hayati önem taşımaktadır.

Ortadoğu’da gerilim düşmek yerine sürekli artmaktadır. Bu artışı bölgede mayalanmakta olan değişim sancılarının sinyali olarak okumak da mümkündür. Ulus-devletlerin ve halklarının kendilerini hem askeri hem de politik-ekonomik açıdan güvende hissetmeleri her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. ABD, Çin, Rusya ve AB gibi bölge-ölçekli ya da kıta-ölçekli devletler-arası uluslararası sistem, diğer bölge devlet ve halklarını da benzer bir siyasi düzene geçme konusunda baskılamaktadır.

Türk-Amerikan ilişkilerinin düzelmesi için ya Ankara’nın da Abu Dabi, Riyad ve Kahire yönetimleri gibi Washington’a boyun eğip ABD’nin bölge politikalarına uygun davranmaya başlaması ya da Amerikan yönetiminin Ankara’ya yönelik dayatmalarına son verip Türkiye’yi eşit bir ortak olarak kabul etmesi gerekiyor

Türkiye'nin Libya Özel Temsilcisi İşler, 'Libya Konferansı'nın sabahında zirve içinde zirve görüntüsü veren bir toplantı yapıldı. O toplantıda biz de Türkiye olarak tavrımızı koyduk. Yapılan uygulama yanlıştı, verilen görüntü yanlıştı.' dedi.

Türk heyeti Palermo’da gerçekleştirilen Libya Konferansı’ndan neden çekildi? Türkiye’nin Libya krizine ilişkin pozisyonu nedir? Libya krizinin kaynağı nedir? Palermo’daki Libya Konferansı kriz için çözüm olabilir mi? Libya’da bir çözüm mümkün mü?

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, İsrail’in Gazze’ye Saldırıları hakkında değerlendirmede bulundu.

Filistin ve Türkiye küresel sistemde kendilerine biçilen rolü sorguluyor ve bundan dolayı şiddetli baskı ve saldırılara maruz kalıyorlar.

SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt Yemen meselesine ülkelerin yaklaşımı hakkında değerlendirmede bulundu.

Trump'ın Ortadoğu'da yapmak istedikleri konusunda iyi bir yerde olduğu söylenemez.

SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal İnat, ABD-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi.

Bugün ABD'nin İran'a ikinci tur yaptırımları başlıyor. Böylece, 2015 nükleer anlaşması ile kaldırılan yaptırımlar geri dönüyor. Başkan Trump'ın 'emsali görülmemiş' diye tanımladığı yaptırımlarla İran'ın taşıma, finans ve enerji sektörleri hedefleniyor.

Bölge Müslümanlarına “emanet” duygusu vermeyen, kendi vatandaşlarını bile bir otele hapsedip servetlerine el koyan ve diplomatik temsilciliklerinde muhalifleri infaz eden bir yönetim nasıl “İki Kutsal Harem’in Hizmetkârı” olabilir ki?

İsrail yönetimi Arap ülkeler nezdinde diplomatik görüşmeleri sıklaştırdı. Bu anlamda Körfez ülkeleri ile kurduğu ilişki dikkat çekici.