ABD-Suudi Arabistan: Menfaat Var, Güven Yok

ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinin bugünden sonra asla bir daha eski yakın müttefik ve dostluk ilişkisi seviyesine çıkmayacağını söylemek mümkün. Menfaat ilişkileri devam edecek, ancak taraflar arasındaki güven ciddi bir şekilde zedelendi.

Devamı
ABD-Suudi Arabistan Menfaat Var Güven Yok
Suriye de Her Şey Farklı Olabilirdi

Suriye’de Her Şey Farklı Olabilirdi

Suudi Arabistan izlediği yanlış politikalar ve aldığı ihmalkar tavırlar neticesinde iç istikrarın bile tehdit altında kaldığı bir noktaya geldi; potansiyel müttefikleriyle de ayrı düşerek müttefiksiz kaldı.

Devamı

Mısır halkı daha fazla demokrasi için çıktığı yolda Mübarek dönemine göre daha baskıcı bir rejimle karşı karşıya kaldı.

SETA Araştırmacısı Yavuz Güçtürk, "Mısır, Devrim, Darbe ve Sonrası" panelinde, "Batı kamuoyunun ikircikli tutumu Sisi'nin elini güçlendiriyor" dedi.

Paris saldırıları sonrasında gösterilen kararlı tutum, Suriye iç savaşının bölgede yol açtığı insani trajedinin ortadan kaldırılması konusunda gösterilmemiştir ve bu trajediye uzun zaman seyirci kalınması Paris saldırılarını tetikleyen nedenlerden biri olmuştur.

"Türkiye boyundan büyük işlere kalkıştı" diyen şer ittifakının, bugünkü dayanağı katliamlar ve terör eylemleri. Yeni bir seçime doğru giderken bu kanlı girişimler üzerinden siyasi rant devşireceklerini düşünüyorlar.

Devrimden Darbeye Mısır

25 Ocak 2011'de başlayan Mısır'daki dönüşüm sürecini ve 3 Temmuz 2013'te Muhammed Mursi'nin görevden alınmasıyla gerçekleşen askeri darbeyi daha iyi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini ve SETA'da yayımlanan Mısır raporlarını bir arada sunuyoruz.

Devamı
Devrimden Darbeye Mısır
2012 Mısır'da Böyle Geçti

2012 Mısır'da Böyle Geçti

2012 yılı Mısır'da çok önemli olayların yaşandığı bir yıl oldu. Halk ve Şura Meclisleri seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimi en önemli gelişmeler olarak değerlendirilebilir.

Devamı

Kalabalık: “Mısır’daki tartışmalar anayasa maddeleriyle ilgili değil. Tartışmalar daha çok komisyonda çoğunluğun İslami akımlardan oluşması üzerinde yoğunlaşıyor.”

Mısır ‘sancılı bir demokratikleşme’ ile ‘askeri-yargı vesayeti’ arasında tercih yapacak. Birincisinin ismi ‘siyasal türbülans’. İkincisi ise Mısır’ın yıllarca mahkum olacağı Mübarekizmin önünü açabilecek ‘bürokratik oligarşi’.

Meclisin feshini alkışlayan bir liberal mi yoksa vesayetle mücadele eden bir 'firavun' mu daha demokrat sorusunun cevabı tartışmaya değer!

Türkiye’nin Mısır’a gideceği, Mısır’da ortak bir platformda Gazze meselesine müdahale edileceği düşünülemezdi.

Gerek ekonomik olarak gerekse de jeopolitik açıdan Mısır-Türkiye ekseni bölgede düzen kurucu ve dengeleyici formülün ismidir.

Mursi, bölgesel aktörlerle bir girişim başlatmasının ön şartı olarak Esatsız bir çözüm ön şartını koymalıdır.

İdeolojisi olmayan Mısır ordusunun boşluğunu yeni dönemde Batı adına siyasi tercüme faaliyeti yürüten bu yeni kesimler dolduracak.

Muhammed Mursi, ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan'a yaparak, körfez ülkeleri yönetim ve halkları nezdinde oluşan bütün endişeleri gidermeyi hedefledi.

Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, onlarca sorunla kaşıya bırakılmış olan ülkede yakıt, trafik, temizlik, ekmek ve güvenlik konularında, 100 gün içerisinde acil çözüm arayışına gireceğini söylemiş ve bu problemlerin halli vaadinde bulunmuştu.

Mübarek hükümetlerinin özellikle de son 10 yıldır taş üstüne taş koymadığı, hiç bir projeye çivi çakmadığı bir ülkede, 85 milyon nüfuslu bir Mısır enkazı devralmaya hazırlanan Mursi için, halkı memnun etmek hem zor hem de oldukça kolay.

Bugün itibariyle, Mısır, meclisi fiilen lağvedilmiş, anayasası asker eliyle delik deşik edilmiş, cumhurbaşkanlığı seçimleri galibi olmayan ve seçilecek cumhurbaşkanının neredeyse bütün yetkileri alınarak bir belirsizliğe gömülmüş durumdadır.