Bu raporda cumhurbaşkanı adayları ve siyasi partilerin 24 Haziran seçimleri için Türk siyasal sistemi içerisinde kamuoyunun güvenini ve desteğini almak ve bu yolla iktidar olabilmek için belirledikleri siyasal iletişim stratejileri incelenmiştir.
Devamı
Doğrusu bu seçimlerin ana gündeminin sistem tartışması olmasıdır. Adaylar, yürütmeye dair modellerini kamuoyu ile paylaşmalılar. Neticede cumhurbaşkanı seçilen aday kararnamelerle kendi yönetim modelini belirleyecek.
Devamı
Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Yusuf Özkır, Kürt seçmenler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Kriter, 24 Haziran’da gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesi adayların ve partilerinin söylemlerine odaklandı. Beyannamelerden yola çıkarak kampanya stratejilerini ve vaatlerin millette nasıl karşılık bulduğunu veriler eşliğinde inceledi.
24 Haziran seçimlerine üç haftalık bir süre kaldı ve partiler siyasi pozisyon ve söylemlerini ortaya koyan beyanname metinlerini yayınladılar.
Almanya'nın Köln kentinde düzenlenen "24 Haziran Seçimleri ve Türkiye'nin Geleceği" konulu panele konuşmacı olarak katılan Duran...
Cumhur İttifakı karşıtı muhalefet, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Abdullah Gül’ün adaylığına bağladıkları umutlarının bir benzerini şimdi milletvekilliği seçimlerinde HDP’ye bağladılar.
Devamı
Partiler, milletvekili aday listelerinden sonra beyannamelerini açıklıyor. AK Parti, MHP, CHP ve Saadet Partisi vaatlerini kamuoyu ile paylaştı. İyi Parti ve HDP de önümüzdeki günlerde beyannamelerini açıklayacak.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce geçenlerde bir mitinginde "benim kız kardeşim 40 senedir başörtüsü takıyor. Size 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak söz veriyorum bu konu kapanmıştır. İster sokakta ister evde ister devlette tak nerede istiyorsan orada tak" diyerek başörtüsü ile bir probleminin olmadığını iddia etmişti.
Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmalar Vakfı (SETA) İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Fahrettin Altun, 24 Haziran'da bir devrin açılacağı ve bir devrin kapanacağı hayati bir seçimin yapılacağını söyledi.
Dört benzemezin aralarındaki çıkar birlikteliğinin merkezinde Erdoğan karşıtlığı olduğu kesin. Fakat bu bir vaat değil. Bir program değil. Öfke üzerine kurgulanmış bir senaryo. Yıkımı öneriyor. Birlikte neyi yapacaklarına dair tek bir ortak önerileri yok. Mesela FETÖ ile nasıl mücadele edilecek ve bu mücadele esnasında Batılı ülkeler mevcut tutumlarında ısrar ederlerse ne yapacakları konusunda bir öneri yok.
Cumhur karşıtı ittifak gündem oluşturamıyor. Şu anda heyecan duydukları tek şey Amerikan dolarındaki değer artışı. Böylelikle Türk ekonomisinin zora gireceğini ve bunun da seçimlerde kendi lehlerine bir sonuç doğuracağını varsayıyorlar.
CHP hem cumhurbaşkanlığı hem de milletvekilliği seçimlerinde kendi iç iktidar çatışmalarına odaklanmış durumda...
Bir haftadır Trump'ın kararlarını, İsrail'in katliamını ve Kudüs'e sahip çıkmayı konuşuyoruz. Şimdi gözler partilerin milletvekili aday listelerine çevrildi...
Erdoğan'ın "Siyonist ile Musevi'yi" ayırt eden "adalet" haykırışı ve "zulme karşı yürüme" daveti bölge insanını derinden etkileme potansiyeline sahip. Yahudi ve Batı karşıtlığı yapmadan İsrail ve destekçilerini insanlığa şikâyet etmesi ise devrimci bir mesaj. Ez cümle, Erdoğan'ın Yenikapı mitinginde Kudüs davasında "öncülük etme" ve "nöbeti devralma" çağrısı yapması Ortadoğu'da yeni dizayn peşinde olanlara meydan okumadır.
Milletvekilliği seçimleri açısından 24 Haziran’ın daha önceki seçimlerden farklılaşan bazı dinamikleri var. Bu dinamikler, hem seçmenler hem de partilerin aday tercihleri açısından önemli.
24 Haziran seçimleri, ‘Eski Türkiye’ ile ‘Yeni Türkiye’ arasındaki iktidar mücadelesinin oylanacağı, Türkiye tarihinin en politik seçimleridir. Değişimin aktörü konumundaki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na/AK Parti’ye verilecek oylar milletin kendisine vereceği oylardır. Bu oylar, millet iradesine dayalı bir siyasi düzenin inşasının ve bağımsızlık mücadelesinin devamına sunulacak destek niteliğindedir.
AK Parti kurulduğu 14 Ağustos 2001’den sonra girdiği ilk seçim öncesinde 3Y yani yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar ile mücadele edeceğini vurgulayarak seçmenin karşısına çıkmıştı. Gelinen noktada AK Parti’nin 16 yıllık hükümet etme dönemlerinde en başarılı olduğu alanlardan birinin yasaklarla mücadele olduğunu söylemek gerekir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim manifestosu, sadece kurumsal esnekliğin ve dayanıklılığın merkezde olduğu bir devlet değil, aynı zamanda bölgesel tehditlere karşı kendini savunabilme yeteneğine sahip güçlü bir devlet olma gerekliliğinin altını çiziyor.
Seçim yaklaştıkça gözler anketlere ve adayların güç analizlerine yöneliyor.