Endüstriyel tasarım başvurularında Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere ve Japonya’yı geride bırakan Türkiye 2002-2023 döneminde Ar-Ge’ye 166 milyar dolar yatırım yaptı. Türk teknoloji firmalarının ortaya çıkması ve gelişmesi için büyük önem arz eden Ar-Ge yatırımları teknoloji teşvikleriyle desteklendi. Türk teknoloji firmaları milyar dolarlık satışlarla ülkeye büyük miktarda değer kazandırdı ve Made in Turkey markasını “Made in Türkiye” haline taşıdı. Milli Teknoloji Hamlesi olarak ortaya atılan ve yeni sanayileşme hareketinin bir parçası olan süreç ise Türk firmalarını Güney Kore, Japonya ve Almanya seviyelerine taşıyabilir. Ancak böyle bir sürecin tamamlanmasının zaman alacağı göz önünde bulundurulmalı. 2050’de tahminlere göre küresel sanayi üretiminin yüzde 2,5’ini gerçekleştirecek olan Türk sanayisi de yaşanılacak dönüşümün en önemli yapı taşı olacaktır.
Devamı
Yapay zeka, teknolojinin hızla gelişen ve hayatımızın hemen her alanına nüfuz eden bir dalıdır. Bu teknoloji, sağlık hizmetlerinden finansal analize, eğitimden güvenlik önlemlerine kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Ancak yapay zekanın bu hızlı ilerlemesi, birçok fırsatı beraberinde getirirken bazı önemli tehditler ve etik tartışmaları da gündeme getirmektedir. Bu yazıda yapay zekanın çeşitli alanlardaki kullanımı, yapay zekanın karanlık yüzü olarak sanal dolandırıcılık ve hırsızlık gibi suçların nasıl geliştiği, devletlerin bu alandaki çalışmaları, mesleklerin geleceği ve yapay zekanın şüphecileri tarafından sıkça dile getirilen yapay zekanın gelecekte insanlığa bir tehdit oluşturma olasılığı, güvenilirliği ve gelecekteki olası kullanım alanları üzerinde durulacaktır.
Devamı
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi desteğiyle hazırlanan Dijitalin Yüzyılı kitabının temel amacı da genel anlamda dijitalleşme hakkında geniş kitlelere farkındalık kazandırmak ve özelde ise Türkiye’nin dijitalleşme sürecinde attığı önemli adımları ortaya koyabilmektir. Kitabın, dijitalleşme konusunda Türkçe alan yazınında temel bir referans eser olması ve teknolojinin toplumsal, ekonomik ve idari etkileri hakkında bilgi sunması hedeflenmiştir. Bu açıdan elinizdeki kitap, hem profesyonel anlamda alana ilgi duyanlara hem de bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen geniş toplumsal kesimlere katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Teknoloji, tarihsel olarak savaşın yapılış tarzı ve seyrine yön veren başat faktörlerden biri olmuştur. Teknoloji alanındaki gelişmeler politikacıların ve askerlerin savaş hakkındaki inanış, düşünce ve beklentileri üzerinde köklü değişikliklere neden olmuş; karar alıcıları bir sonraki savaşı kazandıracak adaptasyon ve dönüşüm gibi pratiklere zorlamıştır. Bu anlamda teknolojik durum, savaş hakkındaki mülahazaların ayrılmaz bir parçası olarak anlaşılabilmektedir.
Sağlık sisteminin ekonomik açıdan sürdürülebilirliğini sağlayabilmek için tüm dünyada yenilikçi çözümler üretilmesi gerekmektedir. Bunu yapamayan ülkelerin sağlık sistemlerinde ciddi sıkıntılar yaşaması beklenmektedir. Koronavirüs (Covid-19) salgını sağlık sektöründe ani değişimlere uyum sağlamanın önemini bir kez daha tüm dünyaya göstermiştir. Koronavirüs gibi bulaşıcı hastalıklar, endemiler ve pandemiler bundan sonraki dönemde de karşılaşılacak en önemli global halk sağlığı sorunlarıdır. Böyle yıkıcı sağlık sorunlarının çözümünde dijital sağlığı ön plana çıkarmak, kaliteli veri toplayarak analiz etmek, yapay zeka yöntemleri ile karar süreçlerini kısaltmak hayati öneme sahiptir.
Geride bıraktığımız son on yılda ivme kazanan sanayi ve ekonomideki gelişimin, MTH’nin yüksek çarpan etkisi ile Türkiye’nin kalkınma ve büyüme sürecine ciddi bir katalizör etkide bulunması beklenmektedir. 2002 sonrası dönüşümün, sağlamlaştırılan altyapının üzerine kurulan yeni teknoloji hamlesi, ciddi bir vizyonun ve küllerinden yeniden doğma çabasının son aşamasıdır. Sanayinin, iş ve üretim süreçlerinin hatırı sayılır bir dönüşüm geçirdiği son birkaç on yıl; yeni teknolojilere, sermaye birikimine ve beşeri kapasiteye yatırımı bir zorunluluk haline getirmiştir. Nitekim bugün yapay zeka, otonom teknolojiler ve robotlar; rutin, sekreterlik gibi sadece destek hizmetleri veren ve sürekli tekrar eden işleri devralırken, bireyin ve beşeri sermayenin, nispeten daha teknik, “yaratıcı” ve daha kompleks konulara yönlenebilmesinin önünü açmıştır.
Ar-Ge; bilgi seviyesinin artırılması ve mevcut bilginin yeni uygulamalarda kullanılması amacıyla “yaratıcı” ve sistematik çalışmalardan oluşmaktadır. Ar-Ge faaliyetleri aynı zamanda inovasyon çalışmalarının önemli bir parçasıdır. İnovasyon, verimlilik ve ekonomik gelişmenin iticisi olup, yeni ve daha iyi iş olanaklarının oluşması, sosyal hareketliliğin sağlanması ve küresel sosyal sorunların önüne geçilmesinde önemli bir araçtır. Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları ile firmalar, rekabet güçlerini artırarak ulusal ve uluslararası pazarlardaki konumlarını güçlendirme olanağı sağlayabilmektedir. Buna göre bugün teknolojik yeniliklerin getirdiği ekonomik büyümeden faydalanmak için hem firmaların hem de toplumların Ar-Ge faaliyetleri yürütmesi tartışılmaz derecede önemlidir.
Devamı
Küresel düzeni baştan sona değiştiren dijital teknolojiler, sosyoekonomik hayatımızda neredeyse tüm süreçleri ve hizmetleri etkileyerek alışkanlıklarımızı da tümüyle dönüştürmektedir. Özellikle büyük veri, yapay zeka, nesnelerin interneti, bulut ortamlar, blokzincir, dijital ikiz ve kuantum sistemleri gibi yenilikçi teknolojiler; geleneksel düşünme, davranma ve iş yapma yöntemlerimizi önemli ölçüde etkilemektedir. Bununla birlikte koronavirüs (Covid-19) salgını, Rusya-Ukrayna savaşı ve iklim değişikliği gibi önemli küresel sorunlar da değişimi hızlandıran ve tüm coğrafyaları zorlayan önemli sınamalardır.
Devamı
21. yüzyıl ekonomisinin çarkları teknoloji üretimi ve kullanımı ile dönmeye başlamıştır. Dolayısıyla bu yüzyılda ülkelerin rekabet edebilirliği dijital dönüşümü yakalayabilmesi ile mümkündür. Günümüzde ekonomik kalkınmanın sadece sermaye yatırımlarından ibaret olmadığı gerekçesiyle insanlara yapılan yatırımların önem kazandığı görülmektedir. Buna binaen insana yapılan yatırımın ana araçlarından biri olan eğitim küresel rekabetin ve ekonomik gücün hayati unsurlarından biri haline gelmiştir.
Türkiye’nin 2000’lerin başından bu yana artan enerji talebini karşılamak adına enerji teknolojileri alanında attığı adımlar birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Artan talep dışa bağımlılığı artırma endişesine neden olurken geliştirilen politikalar ve çıkarılan mevzuat Türkiye’nin enerji bağımsızlığı kararlılığını gözler önüne sermektedir. 2005’te kabul edilen YEKDEM mevzuatı yerli enerji teknolojilerinin geliştirilmesinin desteklendiği ilk yasal dayanak olması açısından önem arz etmektedir. YEKDEM ile başlayan süreç YEKA Yönetmeliği ile ileri bir boyuta taşınmıştır. Bir yandan yenilenebilir enerjiye dayalı kurulu güç artırılırken diğer yandan bahsi geçen alanda yerli teknolojilerin geliştirilmesi desteklenerek yerlilik ve millilik oranları yükseltilmeye çalışılmıştır.
Dijital Türkiye vizyonunu ve MTH’yi resmi kurumları aracılığıyla ilan eden Türkiye, teknoloji devriminin lider ülkelerinden olmak için gerekli tüm adımları atmaktadır. Bu vizyon resmi olarak 2019’da yayımlanmış olsa da Türkiye’nin teknoloji yolculuğu onlarca yıl öncesine dayanmaktadır. Ancak asıl dönüşüm ve ivme özellikle son yirmi yılda gerçekleştirilmiştir. AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın hem başbakanlık döneminde hem de cumhurbaşkanı olarak kararlı ve vizyoner yaklaşımı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmak üzere bütün paydaş kurumların özverili çalışmaları Türkiye’nin teknolojik gelişmelere dönük önemli adımlar atmasını ve büyük başarılar elde etmesini sağlamıştır.