Hakan Fidan Neden Hedefte?

Türkiye'de MİT Krizi'yle tartışmaların odağı olan Fidan'ın bu kez uluslararası kamuoyunun gündemine gelmesi, birçok tartışma ve yorumu da beraberinde getirdi. Bu tartışmalar bağlamında SETA araştırmacılarının yaptığı analizleri bir arada sunuyoruz.

Devamı
Hakan Fidan Neden Hedefte
Yerel ve Bölgesel Siyaset Bağlamında Erdoğan'ın Kosova Ziyareti

Yerel ve Bölgesel Siyaset Bağlamında Erdoğan'ın Kosova Ziyareti

Başbakan Erdoğan'ın Kosova ziyareti, Kosova'da 3 Kasım tarihinde gerçekleşecek kritik yerel seçimlerin hemen öncesine denk gelmesi ayrı bir önem taşıyor.

Devamı

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun Kasım 2012'de yayınladığı rapor ve ele aldığı konular 13 Aralık 2012 tarihinde SETA'da tartışıldı.

SETA Başkanı Taha Özhan, Diyarbakır'da hafta sonu Başbakan Erdoğan'ın gerçekleştirdiği mitingin Türkiye için yüzyıllık ezberlerinden kurtulma fırsatı sunduğu değerlendirmesinde bulundu.

28 Şubat sürecinde bile muvafık rol üstlenen Gülen Cemaati'nin bu son tutumu ne ifade etmektedir? Laik Kemalist rejime okunmayan kahhariyenin İslamcı olduğu söylenen Erdoğan iktidarına okunmasının anlamı nedir?

Geniş halk kitleleri bu çatışmaya normatif yani “kim haklı, kim haksız” gözüyle bakma eğiliminde. Siyaset bilimini bilenler veya siyaset tecrübesi olanların esas sorusu şu: Kimin elinde ne var?

Ahir Zaman Mehdisi mi?

Tabii olmayan, ‘kesret'e dahil olmaya yanaşmamaları, diğer ‘cemaat'lere bir yandan “önümde durma” derken, öte yandan “önümde durmazsan hamin olurum, durursan sen de hedefim olursun” mesajı vermeleri. Peki bizden istenen bu ‘teslimiyet'in kaynağı ne olabilir? ‘Ahir zaman'da olduğumuzdan şimdi ya da yakın bir zamanda ilan edilecek bir mehdilik iddiası mı?

Devamı
Ahir Zaman Mehdisi mi
17 Aralık'ın Gülen Cemaati'ne Maliyeti

17 Aralık'ın Gülen Cemaati'ne Maliyeti

Bu operasyonun Gülen Hareketi için en büyük maliyeti “devlet içinde paralel yapı” olduklarına yönelik yaygın bir kanaatin, tüm toplumsal gruplarda oluşmasıdır.

Devamı

22. Kış Olimpiyat Oyunları, 6 – 23 Şubat tarihleri arasında Rusya'nın Soçi kentinde yapılacak. Rusya'nın en dezavantajlı bölgesi olarak kabul edilen Kuzey Kafkasya'nın kıyı bölgesinde yer alan Soçi, 2007'de olimpiyatlar için seçildi. Soçi Olimpiyatları, bu tarihten itibaren farklı argümanlarla protesto edilmeye başlandı. Bölgenin otokton (yerli) halkı olan Çerkesler, olimpiyat yapılacak bölgeyi soykırım toprağı olarak görüyorlar ve şehrin aday olarak açıklanmasından itibaren başlayan itirazları halen devam ediyor. Bugüne kadar hem Kafkasya'dan hem de farklı ülkelerde bulunan Çerkes diasporasından olimpiyatlara karşı boykot çağrısı yapıldı ve çeşitli protestolar düzenlendi. Bunun yanı sıra, çevre örgütleri olimpiyatlar için yürütülen inşa faaliyetlerinin bölgede geri dönüşü olmayan çevre tahribatına neden olduğunu öne sürerek olimpiyatlara ilişkin ciddi bir muhalefet sergilediler. UNESCO Kültür Mirası listesinde olan bölgede, ağaçların kesilmesi, toksik atıkların nehirlere dökülmesi gibi çevre hakkının ihlali niteliğinde olan faaliyetler, hem insanları hem de bölgede yaşayan diğer canlı türlerini tehdit ediyor. İnsan hakları örgütleri ve aktivistleri de Rusya'da devam eden insan hakları ihlallerine dikkat çekerek, olimpiyatların bu ihlallerin örtülmesine vesile olmaması gerektiğini belirtiyor ve bölgede uygulanan güvenlik politikalarının orada yaşayan insanların en temel haklarının ihlali anlamına geldiğinden bahisle endişelerini dile getiriyorlar. Bu muhalefet ve boykot çağrıları olimpiyatların iptali sonucunu doğurmasa da, uluslararası camiada Rusya'nın başını epeyce ağrıttı ve ağrıtmaya devam edecek gibi görünüyor.

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, hükûmete bağlı istihbarat kurumuna ait tırların durdurulmasının doğrudan siyasete müdahale olduğunu belirtti.

17 Aralık sürecinin yeniden tartışmaya açtığı 7 Şubat MİT Krizi'ni ve 17 Aralık'la içerik, hedef ve aktörleri bağlamında nasıl bir ilişkisi söz konusunu olduğunu SETA'dan Taha Özhan, Hatem Ete, Ufuk Ulutaş ve Ahmet Demirhan değerlendirdi.

Düşünce veya siyasa/araştırma kuruluşları, akademisyenliğin ve gazeteciliğin avantajlı taraflarını birleştirmeye olan ihtiyacı karşılarlar.

Dini hizmeti kendi tekelinde görmek ve bunun için hem diğer İslami aktörleri tasfiye yetkisini kendine tanımak hem de bu yolda uluslararası aktörlerle tartışmalı işbirliklerine girmek kabul edilebilir bir durum değildir.

7 Şubat'ta hedef, Kürt meselesinin çözümü sırasında suç işleyen devlet memurları olmadığı gibi, 17 Aralık'ta da hedef yolsuzluk suçunu işleyenler değildi. Hedef açık bir şekilde siyaseti dizayn etme girişimiydi.

Cemaat bugüne kadar “savaş” seçeneğini uygulamaya devam etti. Bu siyaset oldukça riskli bir noktaya geldi. Benim kavrayışıma göre, Cemaat “kazan-kaybet oyununun” kaybedeni haline gelmeye başladı.

Devlet aygıtı üzerinden kendi ideolojisini enjekte eden Kemalist rejimin, devlet eliyle hükmetme ve dönüştürme mantığının bir yol ve yöntem olarak benimsenmesi söz konusu.

17 Aralık'tan bu yana toplum, gün be gün, Gülen ve takipçileri şahsında, siyaset dışı bir yapının siyaseti ve devleti esir almaya yönelik faaliyetlerine şahit oluyor

Moskova, olası bir ırkçı saldırıya karşı Rus nüfusu korumak amacıyla, “Kırımlı Rusların çağrısı” üzerine Kırım'a askeri müdahalede bulunacakmış gibi manevralar yapıyor. Bu müdahalenin Kremlin açısından çok farklı neden ve gerekçeleri bulunuyor.

Neo-vesayet odağının sağladığı mühimmatla kamuflaja bürünen popüler entelektüel isimlerin kahir ekseriyeti, meşru siyasete karşı vekaleten bir savaş sürdürüyorlar.

AK Parti, çok partili hayat boyunca, Türkiye siyasetinin bütün yapısal ve arızi frekans bozucularına rağmen dikkatini dağıtmamayı beceren tek parti oldu.