Türkiye Söylediğini Yaptı, Sıra ABD ve Rusya’da

Türkiye’nin Sincar ve Karaçok saldırıları PKK ve türevleriyle mücadele konusunda kararlı olduğunu ve bu mücadele çerçevesinde sınırları zorlayacağını gösterdi.

Devamı
Türkiye Söylediğini Yaptı Sıra ABD ve Rusya da
Irak la Yeniden

Irak’la Yeniden

Türkiye Musul Operasyonu başladığında gereksiz bir saldırganlık tuzağına düşmedi. Başika'dan da çekilmedi. İleri de gitmedi. Suriye'de ise ilerlemeye devam etti. Ne Musul düştü. Ne Türkiye devre dışı kaldı.

Devamı

Türkiye’nin şimdiye kadar Musul konusundaki tutumu işe yaramış gibi görünüyor. Fazla endişeye kapılmadan ve geri adım atmadan uygulanan “bekle gör” yöntemi önümüzdeki dönemde de tercih edilebilir bir tutum olarak karşımıza çıkmakta.

Türkiye her ne pahasına olursa olsun güneyinde bir terör yapılanmasına müsaade edemez. Bunu bir savaş nedeni olarak açıklaması da bundandır. Cerablus Operasyonu da bu amaçla Fırat’ın batısını güvence altına almıştır. Bu hattın daha da derinleşmesi ve genişlemesi gerekecektir.

Türkiye'nin Sünni aşiretlerle, Suudi Arabistan'ın Mukteda Sadr grubuyla kurduğu ilişkiler İran'ın Irak'ta dengeleneceği bir dönemin habercisi.

Türkiye için El-Bab, Arap dünyasına açılan kapı anlamına geliyor, çünkü Irak’tan Cerablus’a uzanan sınır boyunca Türkiye Arap dünyasıyla olan sınır bağlantısını fiilen kaybetmiş durumda.

Muhittin Ataman: Barzani Çizgisi Daha Fazla Destek Bulabilir

Donald Trump’ın olası politikalarının Ortadoğu’daki yansımalarını değerlendiren Prof. Dr. Muhittin Ataman, Kürdistan Bölgesi’nin daha fazla destek bulabileceğini söyledi.

Devamı
Muhittin Ataman Barzani Çizgisi Daha Fazla Destek Bulabilir
Türkiye nin Olmadığı Her Senaryo Irak ta Çöker

‘Türkiye’nin Olmadığı Her Senaryo Irak’ta Çöker’

Irak sorunu ile doğrudan ilgisi olmayan çok sayıda ülke gelip de Irak topraklarında operasyon yapıyorlarsa Türkiye de bu topraklarda kendi çıkarlarına tehdit oluşturacak gelişmelere izin vermeyecektir.

Devamı

1 Kasım Seçimleri tek başına iktidar çıkardıysa da siyasetin suları durulmadı. İç ve dış siyasetin gündemindeki bir dizi sorun sebebiyle çok uzun bir yıl yaşadık. İki Kasım arasındaki bir yılın muhasebesini dört başlıkta yapmak mümkün.

Orta Doğu halklarının demokrasi ve özgürlük talepleri hızlı bir şekilde bastırılıp, oluşan çatışma ve kaos ortamı Sykes-Picot düzeninin Batılı ülkelerin istediği gibi revize edilmesi için bir fırsata dönüştürülmek isteniyor.

Türkiye'yi Musul'a davet edebilecek aktör olarak görülen Nuceyfi Türkiye'ye "ajanlık suçlaması" ile tasfiye edilmeye çalışılıyor. Bu kaotik rekabette sürpriz, tek taraflı adımlar atılması sahanın yakıcı gerçekliği.

Irak Temsilciler Meclisi'nin Başika kararı semboliktir. Irak’ın bu konuda yaptırım uygulayabilecek bir gücü mevcut değildir.

“Erdoğan gibi dönüşüm ve ilerlemeyi temsil eden bir lider statükocu güçleri huzursuz ediyor.”

Toz bulutu dağılıyor. Herkes Washington’un ne yapmaya çalıştığını açıkça görüyor. Türk ordusu ile PYD/PKK çatıştığında kimi destekleyeceğine karar verme zamanı geldi.

Çatışma ve kaos ortamında ne kadar insanın hayatını kaybettiği ve bunların ne kadarının Kürt olduğunun da ne PKK ne de onu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirenler için hiçbir önemi yok.

PYD, Esed rejimi, ABD ve Rusya ile taktik ilişkiler içerisine girerek Kuzey Suriye’de Arap ve Türkmenler’in yaşadığı bölgeleri de kontrol altına almaya çalışmaktadır.

Bush döneminde çok agresif, tek taraflı ve sert bir şekilde girilen Ortadoğu'da Amerika bugün bu maliyeti başkalarının üzerine yıkmaya çalışıyor.

Rusya, İsrail'in isteği doğrultusunda Esed'e ve Hizbullah'a verdiği desteği sınırlandırsa da İran'ı kaybetmek istemiyor. İsrail ise net. Suriye'de güçlü Esed ve İran etkisi istemediği için "federalizme" açık destek veriyor.

Can Acun: “Kürt Ulusal Konseyi, PYD ve YPG’nin Esed rejimiyle girdiği ilişki öncesinde Kuzey Suriye’de çok daha köklü siyasal yapılar olarak ön plana çıkmaktaydı ancak PYD Esed rejiminden aldığı askeri destekle bu yapıları elimine etti ve bunların birçoğu Türkiye veya Kuzey Irak’a kaçmak durumunda kaldı.”

PYD, Esed rejimi, ABD ve Rusya ile taktik ilişkiler içerisine girerek Kuzey Suriye’de Arap ve Türkmenler’in yaşadığı bölgeleri de kontrol altına almaya çalışmaktadır.

Herkes Ortadoğu'nun eskisi gibi olmayacağını biliyor, derinden hissediyor. Stratejilerini ve ittifaklarını yeniden gözden geçiriyor.