AB Borç Krizi ve Türkiye'de Ekonomik Büyüme

Küresel kriz ve piyasaların belirsizliğinin devam ettiği bu dönemde, Türkiye ekonomisinde hem kamu bütçe dengesi sağlanmış hem de yatırım yapılabilir bir ortam oluşmuştur.

Devamı
Türkiye'de Cari Açık Kriz Sebebi mi

Türkiye'de Cari Açık, Kriz Sebebi mi?

Hızlı büyüme dönemlerindeki yüksek cari açığın sorun olmaması için, en önemli yapısal nedenlerden olan enerjide dışa bağımlılık azaltılmalıdır.

Devamı

2012 için öngörülen tüm olumsuz senaryolara rağmen ekonomik büyümede çok keskin bir düşüş yaşanmadan büyüme dinamiğinin devam edeceğini söylemek mümkün.

Başta bizim ve piyasa katılımcılarının kesin olarak not artışı beklediği bir dönemde S&P'den gelen bu kötü haber yabancı yatırımcıların yatırım kararları verirken bir kez daha düşünmelerine neden olacaktır.

Ekonomik büyümedeki bu olumlu görünümün devamlılığı için Merkez Bankasının da faiz oranlarını düşürmesinin zamanı gelmiştir.

SETA'nın hazırladığı çalışmaya göre, 2012 yılı II. çeyreğinde ekonomik büyüme aralıksız devam ediyor. Raporda büyümenin lokomotifi olarak ise ihracat gösteriliyor.

Kredi Notu Artırımı ve Sonrası

Türkiye, bölgede sağladığı politik gücü, ekonomik boyuta taşımalı ve alternatif kredi derecelendirme kurma konusunda öncü olmalıdır.

Devamı
Kredi Notu Artırımı ve Sonrası
Perspektif GSYH 2012-III Çeyrek Değerlendirmesi

Perspektif: GSYH 2012-III. Çeyrek Değerlendirmesi

Türkiye'nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye yükselmesi ile olası sermaye girişleri TL'nin değerlenmesine neden olabilir.

Devamı

Türkiye, yakın ve Ortadoğu ülkelerinde coğrafi çeşitliliği sağlayarak hem pazar payını büyütmüş hem de ihracata pozitif bir ivme kazandırmıştır.

Analizde, cari açık sorunu, azalan makro-finansal riskler, sürdürülebilir ekonomik büyüme, enflasyondaki azalış ve krizlere karşı direncin artması gibi ekonomide 2012'nin önemli başlıkları ele alınıyor.

Ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması ve "Orta Gelir Tuzağı"ndan çıkışın hızlandırılması için ekonomide makas değişikliğine ihtiyaç vardır.

Büyümek (dengeli) isteyen bir ekonomiye de fırsat verilmeli ve görünmeyen çıpalar ile ekonomi boğulmamalıdır.

SETA tarafından hazırlanan "Türkiye-IMF İlişkilerinde Yeni Dönem" başlıklı analiz, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın konuşmacı olarak katıldığı bir panelle kamuoyuna tanıtıldı.

Türkiye, 1961 yılında IMF ile gerçekleştirdiği ilk stand-by anlaşması ile 2008'de sona eren son stand-by anlaşmasına toplamda 19 stand-by yapmıştır. Türkiye, 30 yılı aşan stand-by ile yaşama döneminde, IMF'den 50 milyar doların üstünde kaynak sağlayan ülkelerden biri olmuştur.

Türkiye'nin 1947 yılından bu yana süregelen ve özellikle de 2001 ekonomik krizinin ardından toplumun hemen hemen her kesiminin aşina olduğu IMF ile ilişkiler 13 Mayıs 2013'te kalan son borcun da ödenmesiyle yeni bir evreye girdi. Bundan sonraki dönemde Türkiye'nin IMF ile ilişkileri bütün üye ülkelerin tâbî olduğu dördüncü madde kapsamında rutin olarak devam edecek. IMF Türkiye Temsilciliği'ndeki görevli sayısı 19. stand-by anlaşmasının sona erdiği 2008 yılında hali hazırda yarı yarıya azaltılmıştı. Böylece IMF Türkiye Temsilciği altı ayda bir değerlendirmeler yapan irtibat bürosuna dönüştü, ilişkilerin seviyesi düşürüldü.

2013 yılında cari açık ve ekonomik büyüme arasında tercih noktasına gelmemek için, ekonomide uygulanacak uzun vadeli yapısal önlemler ile cari açığı artırmadan ekonomik büyümenin sağlanması gerekmektedir.

Türkiye ekonomisinde son 11 yılda gerçekleştirilen iyileştirmeler ekonomideki dengesizliklerden rant sağlayan bazı kesimlerin çıkarlarına ters düşmüştür.

Abdullah Yegin: Ruhani'nin zaferi şunu gösteriyor: Halk, içeride de dışarıda da çatışmadan uzak duran, politik dengeleri gözeten bir cumhurbaşkanı istiyor.

FED'in açıklamaları ve Gezi olaylarının faiz oranları ve Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendiren SETA Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl, faiz artışının getireceği ek yükü toplumun ödeyeceğini belirtti.

Sermaye giriş ve çıkışlarının istikrarsızlık unsuru olmaması için ülkeye yatırım fonlarının girişi teşvik edilmeli çıkışlar için tedbir alınmalıdır. İFM projesi yabancı sermaye giriş çıkışlarının istikrarsızlık unsuru olmasını engelleyecektir.

SETA Ekonomi Direktörü Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, faiz artırımının mevcut sermayenin ülkeden çıkmasını engelleyeceğini dile getirdi.