5 Soru: Batı Medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi

Batı medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili öne çıkan temaları başlıca dört ana başlıkta değerlendirebiliriz: odak dağıtma, marjinalleştirme, okuru güncelliğini yitirmiş söylemlere inandırma, açık manipülasyonlar yürütme.

Devamı
5 Soru Batı Medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi
Sizi Fena Dolduruşa Getiriyorlar Bayım

Sizi Fena Dolduruşa Getiriyorlar Bayım!

Derler ki ‘gerçeklerin bir huyu vardır, eninde sonunda ortaya çıkar’. Gerçeği söylemeyen ülkenin tescilli asparagasçısı Cumhuriyet olunca, gerçekler daha da çabuk ortaya çıkıyor.

Devamı

Aklını hırsına, kinine veya bu ülkenin düşmanlarına kiraya verenler TBMM'nin 23 Nisan Resepsiyonunu iptal ettiğini duyar duymaz, "Cumhuriyet düşmanları işbaşında" diye propagandaya başladılar.

Bu kötülüklere muhatap olmamanın yolu, işbirlikçi unsurları tasfiye etmekten ve böylelikle gerçek siyasetin önünü açmaktan geçiyor.

Fahrettin Altun, Ankara saldırısının “toplumu terörize etmeye ve kaos yaratmaya dönük” bir saldırı olduğuna işaret etti.

1 Kasım'da ise sadece bir tek şeye karar vereceğiz. AK Parti tek başına iktidar olacak mı, olmayacak mı?

Türk Askeri DAİŞ'e Karşı Iraklıları Eğitiyor

Türk askeri zaten aylardır o noktadaydı ve talep üzerine Iraklıları eğitiyordu. Eğitim dışında herhangi bir görev yapmayan bu askerlerden rahatsız olanlar acaba örneğin Irak’taki binlerce İranlı yabancı savaşçıya ne diyor?

Devamı
Türk Askeri DAİŞ'e Karşı Iraklıları Eğitiyor

28 Şubat Bin Yıl mı Sürecekti

DÜN, 28 Şubat müdahalesinin 12. yıldönümüydü. Üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen, devlet-toplum dinamiklerini, bürokratik vesayetle millet iradesini, hukukun üstünlüğü ile hukuksuzluğu aynı cümle içinde kullanarak tartıştığımız her meseleyi, 28 Şubat süreciyle ilişkilendirmek zorunda kaldığımıza bakılırsa, Türkiye devleti ve toplumuyla bu sürecin yol açtığı tahribatla boğuşmaktan hala kurtulamadı.

Devamı

İSRAİL, yeni ABD Başkanı Obama yemin etmeden evvel, görevi devretmek üzere olan Bush’un da inisiyatif alamayacağı bir dönemde Gazze katliamını başlattı. Obama taç giymezden bir gün önce de Gazze saldırılarına tek taraflı ateşkes ile son verdi. Tek

“Söz”ün değeri sahibine göre ölçülür; yani sözün kendisi kadar onu “kimin” söylediği ve “nasıl” söylediği de önemli. Dolayısıyla doğru bir sözü doğru bir şekilde ortaya koyabilmek sahici bir meziyet. Bunun aksine yanlış bir sözü doğruymuş gibi aktarmak ya da doğru bir sözü yanlış bir biçimde iletmek ise vahim sonuçlar doğuruyor. Türk medyasının en temel sorunlarından biriyle tam da bu noktada yüzleşiyoruz: Medyamızda sözün özüne, yani “ne” söylendiğine, tarafsız bir biçimde bakmadan ve de sözün doğruluğunu yeterince araştırmadan haberler üretilebiliyor.

Taksim Gezi Parkı olayları bağlamında demokratik bir talebin nasıl ve hangi koşullar içinde ‘karşı şiddet' üreten bir ortama dönüştüğünü doğru okumak gerekiyor.

Son birkaç gündür Kahire'de adım adım darbeye şahitlik ettik. 30 Haziran hedefli komplo, Genelkurmay Başkanı Sisi'nin Cumhurbaşkanı Mursi'ye 48 saatlik süre tanıdığını ifade eden ‘Ulusa Sesleniş' konuşması sonrası darbesever muhalefetin sokaklarda kutlamalar yapması ve nihayetinde tankı-topu ile ordunun cebren Mursi'yi devirmesi ile sonuçlandı.

Son günlerde SETA'yı toplumun bir kesiminin hedefi haline getirmeyi amaçlayan haber ve yorumların iyi niyetle bağdaşmadığı ortadadır.

Gazze ablukası sona ermeden İsrail-Türkiye arasında "tam" normalleşme mümkün olmayacak. Bu sebepten İsrail Gazze politikasını revize etmediği müddetçe normalleşmeden beklentileri yükseltmemeli.

Takipçi kitlesinin genişliği ile övünen yayın organları saldırgan propagandalarının halk üzerinde beklenen etkiyi göstermeyişini iyi analiz etmeli ve daha ilkeli bir yayın politikası izlemelidirler.

Uluslararası alanda, medya manipülasyonlarıyla ortaya çıkan ana eğilimleri siyasal gerçekliğin ta kendisi olarak değerlendirmek ciddi hesap hatalarına yol açabilir.

Türkiye bir hedef saptırma aracı olarak seçilmiş. Kimisi Suriye çıkmazındaki, kimisi Sisi darbesindeki, kimisi Gazze katliamlarındaki ayıplarını örtüp Türkiye'yi hedef tahtasına oturtmak istiyor.

Gazeteci Halime Kökçe, sosyal medya-geleneksel medya ilişkisini, sosyal medyanın manipülasyona müsait yapısını ve toplumsal hareketlere etkisini değerlendirdi.

Yalanla siyasal gerçeklik kurup, bunun üzerinden kitleleri ayaklandırmak veya siyasal mücadele vermek artık bir “teorinin” parçası.