Geçtiğimiz günlerde RAND Corporation’dan Türkiye uzmanı Katherine Costello tarafından yazılan “Russia’s Use of Media and Information Operations in Turkey” isimli rapor, Rusya örneği üzerinden hem devletlerin klasik ve yeni medya vasıtasıyla yürüttüğü operasyonel beceriyi gösteriyor hem de günümüzde devletlerin müdahale etme araçlarında ne gibi dönüşümler olduğunu ortaya koyuyor.
Devamı
Devletlerin içişlerine hangi araçlar kullanılarak müdahale edildiği uluslararası ilişkilerin önemli konularından biridir.
Devamı
Kriter, bu sayısında iki ana konuyu ele aldı: 24 Haziran seçimleri ve 15 Temmuz. 24 Haziran Seçimleri sonrasında Türkiye’yi bekleyen değişime ve yenilenmeye odaklandı. Yeni kadrolarla birlikte Türkiye’nin önümüzdeki süreçte nasıl bir yol izleyeceğinin değerlendirmesini yaptı.
Sosyal medya aracılığı ile, reel siyasette ne kadar etkili olunduğu bir kenara, kısa süreliğine de olsa gündem oluşturulduğu ve bazı tartışmaların seyrine etki edilebildiği kabul edilmektedir. Bu nedenle internetin sunduğu imkanlar hem resmi hem de enformel yönleriyle kullanılmakta ve özellikle seçim dönemlerinde bu stratejiler izlenilerek istenilen yönde sonuç alınmaya çalışılmaktadır.
16 yıldır her seçimde aynı döngüye şahitlik ediyoruz. Bu sefer de böyle oldu. Türkiye'nin her şeyden önce bir muhalefet sorunu olduğu bir kez daha tescillenmiş oldu.
Seçimlerin sonucunu maniple etmeye dönük girişimlerin yapılabileceğini son birkaç yazıda belirtmiştim. Problemin nerede çıkabileceği, herhangi bir sıkıntı olması durumunda bunun nasıl tespit edileceği ve giderileceğine de değinmiştim. Çok geçmeden ilk girişimler denendi.
Sosyal medya ve siyaset ilişkisinin boyutları nelerdir? Sosyal medya siyaseti etkiler mi? Sosyal medyanın seçim dönemlerindeki manipülatif etkisinin küresel örnekleri nelerdir? 24 Haziran seçimlerine gidilen süreçte olası sosyal medya manipülasyonları nelerdir?
Devamı
Demokratik sisteminin kilitlenmesi, ülkenin krize ve kaosa teslim olması için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.
Devamı
Aslında Erdoğan karşıtlığının büyük ölçüde Türkiye karşıtlığını örtmenin yöntemlerinden biri olarak kullanıldığını belirtmek gerekir. 24 Haziran seçimlerine verilen ilk tepkilerde böylesi yoğun bir eleştirel dilin kullanılması, Batı medyasının seçim yaklaştıkça giderek daha hırçın ve saldırgan bir aşamaya geçeceğinin işaretidir.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin seçimlerin ertelenmesine yönelik yaptığı çağrı...
Başlarda özgürlüklerin genişletilmesi bağlamında değerlendirilen sanal mecralara yönelik aşırı iyimser tutumların yerini korku ve endişeye bıraktığı görülmektedir. Ulus devletler Facebook ve Twitter gibi küresel şirketleri kendi egemenliklerini tehdit edici aktörler olarak değerlendirmekte ve bu yönde önlemler almaktadır.
Farkında mısınız bilmem ama sosyal medya balonu sönüyor. Yaygınlık kazanmaya başladığı günlerde demokrasi, şeffaflık, ifade hürriyeti namına yere göğe sığdırılamayan sosyal medya günden güne gözden düşüyor.
Türkiye karşıtı haberlerin ve fotoğrafların akışı ve uğrak yerleri takip edildiğinde, tıpkı PYD/PKK’nın Afrin’deki yer altı tünellerine benzeyen bir ağın izlerine rastlanıyor.
28 Şubat sürecinde Batılı hükûmetlerin ve medyanın açık bir şekilde darbeden yana tavır alarak demokrasinin katledilmesini kendi halklarına meşru göstermek için Türkiye’deki iktidarı karalayan politikalarını unutmamak gerek.
Türkiye ne zaman harekete geçse, içeride veya dışarıda kendisine kast eden bir oluşumu dağıtmaya niyetlense bu film sahneye konuldu.
Zeytin Dalı Harekâtı'nda stratejik noktalar ele geçirilmiş durumda. Bir efsaneye dönüştürülmeye çalışılan PKK/PYD gittikçe alan ve güç kaybediyor. İnşa ettikleri betonarme kuleler, tüneller, mevziler birer birer yok ediliyor.
Öyle ya da böyle, Türkiye kendisine yönelen tehditleri bertaraf etmek için yola koyuldu. Önce DEAŞ şimdi de PKK/YPG'ye karşı harekete geçti. Bunun için gerekli siyasi irade, motivasyon ve destek de söz konusu. Bu motivasyon karşısında YPG'nin uyguladığı kirli ittifaklar ve taktikler de işe yaramayacak.
Mısır, 2011'deki devrimin ilk dönemlerinde belirlenen hedeflerin çok uzağında. 2013'teki darbenin ardından geçen beş yıllık sürecin ülkeyi devrim öncesindeki baskıcı dönemlere geri götürdüğü ise şüphesiz
Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtı öncesinde ve devamında yürüttüğü iletişim stratejisi..
Muhalefet grupları ve yapıları, 16 Nisan sonrasında, ilk yanlışı yüzde 48’lik “hayır” oyları üzerinden bloklaşma siyasetini devreye sokarak yaptı.
Batı, sosyal medya ile ilgili doğrudan kendisini ilgilendiren konularda önlem almaya başlasa da, göreceksiniz Batı dışı toplumlar için yine ikiyüzlülüğünü sürdürecek. Çifte bir standart geliştirerek kendisi için uygun gördüğünü ötekisi için görmemeye devam edecek.