Almanya’nın AB karşıtı bir çizgiye savrulması bütün Avrupa’nın istikrarsızlığa savrulmasına yol açacaktır. Zira AB çizgisi Almanya’yı geçmişindeki yayılmacı politikalarından uzak tutan en önemli faktördü.
Devamı
Cumhuriyetimizin 95. yıldönümünü İstanbul yeni havalimanının açılışıyla birlikte kutladık.
Devamı
Brexit’e dair Londra’nın önünde iki alternatif var. Ya AB ile yürütülen müzakerelerin bir anlaşmaya varılmadan öngörülen tarihte sona erdirilmesi ya da müzakerelerin oldukça yavaş seyretmesinden ötürü bitiş tarihinin 1,5-2 sene daha uzatılması.
2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Ortaya atılan iddialar ve özellikle açıklamalar durumu daha da ilginç hale getiriyor. Peki, Cemal Kaşıkçı neden öldürüldü? Gerçekten bir arbede sonucunda mı öldü yoksa bir hikâye mi yazılıyor? Bu cinayetin sonucu neleri değiştirecek?
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, “Suud’un hırslı veliahdının peşine düştüğü liderlik arzusu ve hayal ettiği bölgesel dizayn meşruiyetini kaybetti” dedi.
Görünen o ki, Alman seçmenlerin kitlesel partilere olan güveni azalmaktadır. Seçmen, hükümetin, ülkenin temel sorunlarının çözülmesini sağlayacak reçeteleri olmadığına inanmaktadır. Şayet CDU ve SPD, Hessen eyaleti seçimlerinde oy kaybına devam ederse, ki son kamuoyu yoklamaları bu negatif trendi göstermekte, koalisyon hükümetini zorlu aylar bekliyor demektir.
Almanya'nın Bavyera eyaletinde geçtiğimiz pazar günü yapılan seçim sonucunda Avrupa'daki trend ile uyumlu bir şekilde aşırı sağın güçlenmeye devam ettiği görülüyor.
Devamı
'Avusturya İslamı' ilk etapta Avusturya sınırları içinde yaşayan 700 bin kadar Müslümanın 'ehlileştirilmiş', devlet otoritesine boyun eğmiş bir İslam anlayışını yaşamasını ve öngörüyor.
Devamı
İtalyan devletinin sergilediği güvenlik ve terörle mücadele odaklı yaklaşım, İslam konusunda Müslümanları da süreçlere dahil eden politikalar benimsemesine engel oluyor.
Seçimlerde İYİ Parti’nin MHP’den ve Akşener’in de kendi partisinden daha az oy alması, parti içinde devam eden tüm rahatsızlıkları seçim sonrasında gün yüzüne çıkardı.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Akşener ile Bahçeli’nin tartışması hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan'ın mesajı AB başkentlerine "stratejik hesapları" yeniden yapmaya davet niteliğinde. "Trexit zamanı geldi mi" henüz net değil. Ancak mevcut durumun sürdürülemezliği ise gayet açık.
SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı Avrupa’da yaşanan liderlik sorunu hakkında değerlendirmede bulundu.
Cumhurbaşkanımızın Almanya ziyareti ile son üç yılda oldukça gerilen Türk-Alman ilişkilerinde beyaz bir sayfa açılmasının ve siyasi ilişkilerin normalleştirilmesinin ilk adımı atılmış oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Hristiyan Birlik Partileri ve Sosyal Demokratlardan oluşan “Büyük Koalisyonun” rasyonel gerekçelerle arzu ettiği Almanya ziyareti iki ülke hükümetlerini birbirine yakınlaştırdı.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından "Avrupa Birliği'ndeki Fay Hatları" konulu panel düzenlendi.
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın ABD’nin değişen pozisyonun dünya siyasetinde oluşturduğu etkiler hakkında değerlendirmede bulundu.
Karşılıklı ekonomik ilişkilerimiz iki ülke için de vazgeçilmez boyutta.. Ancak öyle gözüküyor ki Alman siyasetçiler henüz yeterince cesur değil..
Terörle mücadele, mülteci ve insani yardım konularında Almanya ve Türkiye'nin karşılıklı iş birliği ve ortak çalışmaları iki ülke için de bu zor süreçte ilişkilerin yeniden rayına oturtulması - Türkiye'nin sadece Almanya ile değil Avrupa Birliği ile münasebetlerini de yeniden güçlendirecektir.
Türk-Alman ilişkilerini normalleştirmede Merkel'e zorlu bir görev düşüyor. Hem Avrupa siyaseti hem de kendi ülkesi için Türkiye'ye olan ihtiyacı iyi biliyor. Ancak birkaç yıldır Alman kamuoyunda yükseltilen Türkiye ve Erdoğan karşıtlığının bitirilmesi ve algı toparlamasının yapılması gerekiyor.
Son iki üç yılın tortuları aşılabilirse Ankara-Berlin arasında yeni bir "stratejik ortaklık" şekillenebilir. Bunun temel sebebi aslında ABD Başkanı Trump ve Erdoğan'ın peş peşe yaptığı BM Genel Kurul konuşmalarında bulunabilir. Sundukları "uluslararası sistemin geleceği" vizyonlarındaki farktan anlaşılabilir.