Muhammed Bin Selman’ın İktidar Yürüyüşü Ve Ortadoğu

Geçtiğimiz haftadan itibaren Suudi Arabistan’da yaşananlar uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı.

Devamı
Muhammed Bin Selman ın İktidar Yürüyüşü Ve Ortadoğu
Lübnan da Karmaşa

Lübnan’da Karmaşa

Anlaşıldığı kadarıyla Hariri doğrudan Suud kontrolünde bu davranışları sergiledi. Ama neden istifa ettiği meselesi oldukça karışık. Şayet Suudi Arabistan Lübnan'ı bir kapışma alanı olarak belirlediyse Başbakanı elinde tutmak fena olmazdı. Başbakan'ın istifası demek Lübnan'ın bir karmaşaya sürüklenmesi demektir.

Devamı

Tutuklamalar ve infazlar devam ediyor. Bu esnada yapılacak pazarlıklar sayesinde biatlar garanti edilirse biat edenlere yeni pozisyonlar ve ekonomik kazançlar paylaştırılarak yeni düzene geçilmeye çalışılacak...

Yıllarca mezhep grupları arasında bir tür "mecburi koalisyon"la yönetilen bir ülke Lübnan. Bugün Lübnan yeni bir bölgesel yarılmanın ve çatışma ortamının zeminine dönüştürülmek üzere. İran ve S. Arabistan'ı karşı karşıya getirerek bölgede geçmiştekinden çok daha etkili bir Sünni-Şii çatışması zemini inşa edilmek isteniyor. Plan, İslam dünyasında yüzyıllara sari bir parçalanmanın altyapısını oluşturmak, husumet tohumları serpmek.

Bin Selman dağıttığı güç merkezlerini hızlıca yeniden toparlamaya çalışacak. Bu anlamda kullanabileceği stratejiler de belli. Rakip aile ve aktörleri kooptasyon, baskı ya da yeni iktidardan pay vererek biat almaya çalışacak.

Türk-ABD ilişkilerinin kötü dönemlerinden birinden geçtiği konusunda herkes hemfikir. İkili ilişkilerin tarihinde iniş-çıkışlar olduğu biliniyor. Ancak küresel belirsizliklerin ve bölgesel çatışma ortamının derinleştiği bir dönemde Ankara-Washington hattındaki problemler farklı bir yapısal krize işaret ediyor.

Suudi Arabistan İle İran Savaşacak Mı?

Karşısında olan aktörlerin kimliğine takılmayın, İran da Ortadoğu’da İsrail kadar yıkıcı bir aktör. İran sınırları içerisinde kalmayıp vekillerine verdiği destek üzerinden bölgesel çatışmalar üretip, bu çatışmaların tarafı olunca doğal olarak çözülmesi gereken bir soruna dönüştü. Suudi Arabistan’a atılan İran yapımı füze veya İran’ın topladığı haydut milislerin Suriyelileri canından ve vatanından etmesi sorunun boyutlarını gösteriyor. İran kendi sınırları dışına taştığı oranda bölge için bir sorun olmaya devam edecek.

Devamı
Suudi Arabistan İle İran Savaşacak Mı
Türkiye Neyi Engellemek İstiyor

Türkiye Neyi Engellemek İstiyor?

Irak'ta ayrılıkçı pan-Kürdist siyasetin zayıflamaması için çaba sarf ediyor, "Batı, Kürdistan hayalinden vazgeçmemeli" propagandasını canlı tutuyor.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş İran’ın yayılmacı politikası karşısında bölge ülkelerinin alacağı tedbirler hakkında değerlendirmede bulundu.

Sonucu belirleyecek olan şey, Suudun İran'ı sınırlandırma hedefini iç ve dış siyasetini konsolide ederek yürütebilme kapasitesinde yatıyor. Şimdilik Suriye, Yemen ve Lübnan'da gidişat kötü, Irak'ta henüz değişen bir şey yok.

Bölge Suriye krizine gark olmuşken bölgesel ve küresel güçlerin özellikle de Suriye’nin tatbikat alanı Lübnan pek dikkatleri çekmemişti.

Mücadele sadece bölgesel düzlemde değil, küresel ve ulusal düzlemde de sertleşiyor. Şahidi olduğumuz dönem ve ait bulunduğumuz coğrafya bizi daima istim üzerinde tutuyor, tutmak zorunda.

Suudi Arabistan'daki gelişmeler ne anlama geliyor?

Washington'ın Irak ve Suriye politikası sebebiyle Türkiye ile yaşadığı sorunlara çözüm bulmadan sadece S. Arabistan, İsrail ve Körfez ülkeleri sayesinde Şii militanlardan kurtulabileceğini sanması ilginç.

Türkiye, yeni Bağdat- Erbil denklemindeki müzakerelerin ve olası uzlaşmaların kilit ülkesi durumunda.

ABD heyetinin çözüm için sunduğu taleplerin arasında Amerikan elçiliği çalışanlarının eğer ABD'nin isteği ile hareket ettiyse tutuklanmaması var.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Ortadoğu’da şekillenen yeni dengeler çerçevesinde ABD ve İran ilişkileri hakkında değerlendirmede bulundu.

İşbirlikçiliğin, yabancı muhibliğinin, düşmana teslimiyetin en çıplak formu mandacılık zihniyeti. Bu ülke bu zihniyetle yeni tanışmıyor.

Mevcut şartlar altında Barzani’nin mutlak bir self-determinasyon hakkı yoktur, Irak’taki Türkmenlerin de Yemen’deki Husilerin de Lübnan’daki Hıristiyanların da böyle bir hakkı yoktur.

Şiddeti terk eden sol, devrimciliğini yitirir, zamanla liberalizm tarafından evcilleştirilir ve soldan geriye liberal sol, bir başka tabirle liberalizmin bir yorumu kalır.

Barzani’nin, federal Irak devleti içerisinde yönettiği IKBY federe devletinin asıl bağımsızlık mücadelesini PKK’ya ve onu destekleyen aktörlere karşı vermesi gerekiyor.