MBS'nin Amerikan devleti tarafından Kaşıkçı cinayetinden sorumlu tutulması malumun ilanı olsa da ABD'nin Suudi Arabistan'la ilişkilerinde yeni bir dönem başladığını gösteriyor.
Devamı
Türk-Amerikan ilişkilerinin gerçekçi bir muhasebesi yapıldığında iyi bir noktada olduğunu söylemek pek mümkün görünmüyor. Bu gerçeklikten hareketle yeni ancak gerçekçi bir vizyon oluşturmak için her iki tarafın da taşın altına elini sokması şart.
Devamı
Trump'a yapılan 'sansür', dijital platformların ve sosyal mecraların Amerikan şirketleri tarafından ABD ulusal çıkarları için kontrol edildiğini kör göze ayan etti. Hatta tekelleşen bu dev şirketlerin 'belirli bir grubun tanımladığı Amerikan çıkarına' hizmet ettiği netleşti. Dünya başkentlerinde 'ulusal güvenlik' alarm zillerini yeniden çaldırdı. Trump tecrübesi 'Batı sonrası dünya' olgusunun ideolojik/siyasi alt yapısını güçlendirdi.
ABD ve diğer Batı ülkeleri Türkiye'yi yalnızlaştırma ve hatta kuşatma çabasına girdiler.
3 Kasım'da ABD'nin dünya liderliği iddiasının devam edip etmeyeceği ve ulus devlet modeline doğru evrilip evirilmeyeceğinin kararı verilecek. Seçmen bir yandan Trump'ın pandemiyi iyi yönetip yönetmediğine, ekonomik çöküşten sorumlu olup olmadığına, ırkçılık meselesinde sorumlu davranıp davranmadığına karar verirken diğer yandan da Amerikan ulusalcı popülizminin kalıcı olup olmayacağını belirleyecek.
Türkiye karşıtlığı ve PKK/YPG dostluğunun Amerika’da oluşturduğu partilerüstü koalisyon öyle bir noktaya geldi ki, bu koalisyonun Cumhuriyetçi üyeleri bile, önlerine çıkması durumunda kendi partilerinden olan Başkan Trump’ı bile ezip geçebilecekleri görüntüsü veriyorlar.
Amerika’daki bazı çevrelerde Trump’ın çekilme kararı büyük bir öfkeyle karşılandı. Bu kesimler PKK/YPG’ye bu zamana kadar verdikleri desteğin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar ve şimdi PKK eksenli Amerikan politikasının terk edilmesinden büyük hayal kırıklığı duyuyorlar.
Devamı
DEAŞ'ın başlangıcı gibi sonu da muamma ve sorularla dolu. Yeni vekalet savaşlarında canlandırılmak üzere DEAŞ şimdilik tasfiye ediliyor.
Devamı
'Kürtler' konusu bağlamında Batı kamuoyunda Aralık ayının sonunda başlatılıp Ocak ayında devam ettirilmek suretiyle yeniden ısıtılan Türkiye kampanyası, aslında tanıdık özelliklere sahip.
ABD askerlerine yönelik bombalı saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırıların hedefi net: ABD kamuoyunun Trump'ı baskı altına almasını ve böylece çekilme kararını gözden geçirmesini sağlamak.
Hem Amerika'ya hem de Rusya'ya mesaj veriliyor. Rusya'ya 'Türkiye İdlib'i kontrol edemez' iması yapılıyor. Amerika'ya 'DEAŞ bitmedi' deniyor.
Graham'ın Türkiye'ye ayak bastığı gün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un sosyal medya hesabından Haziran 2015'ten bugüne kadar terör örgütlerinin Türkiye'ye gerçekleştirdikleri saldırıları tarihleri ile birlikte veren bir video yayınladı.
Trump’un çekilme kararını bir “zafer” gibi görmek yapılabilecek en büyük hatalardan biri olur. Öncelikle Trump’ın çekilme kararının ciddiyeti netliğe kavuşmalı. Bu süreçte Türkiye’nin aşırı angajmana girmeden ve gücünü çok fazla yaymadan hareket etmesi en doğru yaklaşım olur. Türkiye için asıl tehdit YPG ve PKK. Bunun dışında kalanlar Türkiye için ikincil derecede önemli.
Krizin ilk aşamasında suçlamaları net bir dille reddeden S. Arabistan artık durumu kabullenmiş görünmekte. Bu kabule rağmen medyaya sızan bilgilere göre S. Arabistan cinayetin bir devlet planı olmadığını işleyeceği bir savunma hazırlamakta.
BM’nin şimdiye kadar uygulanmayan binbir kararı zihinlerimizde henüz tazeyken, dahası kararın merkezinde Doğu Guta varken; bu kararın Afrin’de uygulanma zorunluluğu varmış gibi bir hava estiriyorlar.