"Öcalan, PKK için Son Şans'

SETA Başkanı Taha Özhan, TRT1'de yayınlanan Enine Boyuna programında, yeni İmralı süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Esed'i Ayakta Tutan Esed Sonrası

Esed'i Ayakta Tutan Esed Sonrası

Esed'in yıkılışıyla Esed'i ayakta tutan dinamik ve hesaplar da ya tekrar gözden geçirilecek ya da hepsi Esed'le birlikte Ortadoğu jeopolitiğinde sıkıntılı bir döneme girecekler.

Devamı

Tüm gündem saptırmalara rağmen Suriye'de hâlâ çatışan iki grup var: Baas rejimi ve Suriye halkı. Gerisi teferruat ve uluslararası toplumun pasifliği için yapay bir bahanedir.

Bosna'da yaşananların üzerinden neredeyse yirmi yıl geçtikten sonra bu sefer Suriye'de yaşanan trajedi Amerika'da yapılacak başkanlık seçimlerinin kurbanı oluyor.

Son haftaya girildiğinde birçok anket, ulusal oy oranında Romney'i önde gösterse de, başkanlık yarışının galibini belirleyecek delege sayısı bakımından Obama önde ve daha şanslı görünüyor.

Özkan: “Hugo Chavez'in ölümü Latin Amerika siyasi tarihinde bir dönemin kapanması anlamına geliyor.”

Suriye'de Esedli-Silahlı Çözüm

Suriye'de askeri veya siyasi çözümün anahtarı, askeri muhalefetin güçlendirilmesi veya rejimin askeri gücünün kırılmasıdır.

Devamı
Suriye'de Esedli-Silahlı Çözüm
Chavez'in Mirasını Tartışmak

Chavez'in Mirasını Tartışmak

Chavez birçoklarının öne sürdüğü gibi 21. yüzyıl solunun lideri miydi, yoksa bazılarının iddia ettiği gibi, popülist, şovenist bir lider miydi?

Devamı

SETA'nın düzenlediği, “Kuzey Afrika'nın Yeni Jeopolitiği: Türkiye ve Libya” başlıklı panelde iki ülke siyasetleri masaya yatırılacak.

Fransa'nın Mali'ye müdahalesiyle birlikte, uzun vadede kaybeden yalnızca Afrika değil, aynı zamanda uluslararası camia veya Batı da oldu.

Libya'nın başkenti Trablus'ta SETA tarafından düzenlenen panelde, Türkiye ve Libya'da “siyasal ve toplumsal dönüşüm” ile “dış politika ve anayasa yapımı” konuları iki ayrı oturumda masaya yatırıldı.

Avrupa Birliği (AB)'nin, Suriye meselesine yaklaşımına bakıldığında, karşımıza ortak tutum sergilemekten aciz bir AB tablosu çıkıyor. Bu tablodaki en büyük ayrışma ise İngiltere ve Fransa ile bu iki ülkenin karşısında konumlanan Almanya arasında yaşanıyor.

Libya'da devlet hizmetinin de dâhil olduğu tam vatandaşlık hakkına kimler sahip olacak? Bugünlerde Libya bu soruya cevap arıyor. Sorunun cevabını ararken ise Kaddafi sonrası Libya kendi geçmişiyle ve eski rejimin aktörleriyle hesaplaşıyor ve bazı gruplar bu hesaplaşmanın siyasi rekabette ön safhaya geçmek için araçsallaştırıldığını iddia ediyor. Şu an Libya'nın gündemindeki en önemli konulardan birisi Kaddafi döneminde vazife almış önemli mevkilerdeki kişilerin yeni dönemde tasfiye edilmelerini öngören Siyasi Tecrit Yasasıdır. Bazı yorumcular bu yasayı Irak örneğinden yola çıkarak 2003 yılında gerçekleşen ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra ortaya çıkan “Baassızlaştırma” hareketine benzetiyor. Milli Kongre'nin bu konuda görevlendirdiği bir komisyon bir yasa tasarısı hazırladı ve Kongre'ye sundu. Tasarı toplumun geneli tarafından olumlu karşılanmasına rağmen Kongre'yi oluşturan siyasi oluşumlar, tasarı üzerinde görüş ayrılıkları içindeler. Tasarı Kaddafi'nin 42 yıllık yönetimi döneminde ülkede idari, siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın yozlaşmasından doğrudan sorumlu olan kişileri belirlemek için 36 görev kategorisi oluşturdu ve hangi vazifelerde görev yapan kişilerin uzaklaştırılması gerektiğini belirledi. Ancak insan hakları örgütleri ve bazı siyasi oluşumlar belirlenen kategorilerin çok “muğlak ve geniş anlamlı” olduğu kanaatindeler.

Özkan: Libya'da bugün yaşanan saldırı Fransa'nın bölgesel politikalarından bağımsız okunamaz. Özellikle de Ocak ayından beri Fransa'nın Mali'ye yaptığı müdahalenin bir yansıması olarak görmek lazım bu olayı.

Bugün gelinen noktada Suriye krizi, ilgili bütün aktörler açısından ahlaki ve reel politik bir imtihana dönüşmüş durumda.

SETA bünyesinde yayımlanan Arapça akademik dergi Ru'ye Turkiyye'nin 5. sayısı okurlarla buluştu.

SETA Kahire'de düzenlenen ve Türk-Arap araştırmacıların katıldığı çalıştayda “3. yılında Arap devrimlerinin geleceği” tartışıldı.

Mısır'da Mursi'nin fiili Cumhurbaşkanlığı'nın sona ermek üzere olduğu söylenebilir. Ancak Müslüman Kardeşler'in ülke siyasi geleceğinin en önemli aktörü olmaya devam edeceği bir güç mücadelesi başlıyor.

8 Temmuz sabahı ordunun Müslüman Kardeşler'e yönelik hunharca uygulamış olduğu katliam, hiç şüphesiz İhvan üzerinde derin, yıkıcı ve onulmaz etkiler bırakacak, Mısır'da farklı toplumsal kesimlerin demokrasiye ve onun uygulanabilirliğine olan inancını da belirgin bir şekilde sarsacaktır.

Mısır'da yaşananlar sadece bir koltuk mücadelesi değildir. Asıl hedef, Ortadoğu'da dengeleri değiştirecek yeni bölgesel aktörler vasıtasıyla kurulacak olan ittifakların ve oluşumların önünü kesmektir.

Tunus'ta olası bir askeri darbe, içinde marjinalliği barındıran bir seçenek olmakla birlikte Tunus ordusunun siyasi ve ekonomik denklemdeki yerinin ehemmiyetsizliği açısından çok uzak bir ihtimaldir.