Libya'da askeri denklem değiştikçe diplomasi arayışları da öne çıkıyor.
Devamı
Türkiye Ortadoğu'nun belki de en aktif askeri oyuncusu oldu. Suriye'den Libya'ya kadar askeri operasyonlar yapıyor. Cumhuriyet tarihimizde görmediğimiz bir hareketlilik ve müdahaleler dönemine girdik.
Devamı
Bu rapor 21. yüzyılın şok etkisi yaratan koronavirüs salgınının askeri çatışmalar ve terör örgütlerinin stratejileri üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde, sıcağı sıcağına yazılmış analizlerle sunmaktadır. Bu bağlamda Suriye, Libya, Yemen ve Irak’taki çatışmalara ışık tutarak salgın sonrası söz konusu alanlarda yaşanabilecek muhtemel gelişmelere dikkat çekmekte, ayrıca risklere ve yapılması gerekenlerin neler olduğuna değinmektedir.
Son dönemde Doğu Akdeniz’de hangi gelişmeler yaşandı? Doğu Akdeniz’de dengeler değişiyor mu? Türkiye’nin bölgeye yönelik yeni stratejileri nelerdir?
Türkiye'nin Kasım 2019'da Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Doğu Akdeniz'de yetki sınırlandırması ve karşılıklı işbirliğini içeren iki muhtıra imzalaması çerçevesinde UMH'ye destek vermeye başlaması ile birlikte sahada da ciddi değişimler meydana gelmeye başladı.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, Fransa, Mısır, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve BAE’nin imza attığı bildirinin amaç ve muhtemel sonuçlarını değerlendirdi.
Covid-19 salgını sırasında Doğu Akdeniz'deki gerilim düşerken Libya krizi derinleşiyor. Salgın petrol fiyatlarını vurunca ExxonMobil, Total ve ENI, 10 ve 6 numaralı parsellerdeki sondaj projelerini durdurdu. Bu kararlar, Türkiye'nin donanması ve üç sondaj gemisiyle Doğu Akdeniz'deki haklarına sahip çıkarak önerdiği hakkaniyetli paylaşıma katkı sağlayacak mahiyette.
Devamı
Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan krizin bütün dünyayı çok önemli oranda etkileyeceği, kriz sonrasında oluşacak “yeni normalin alıştığımız normal olmayacağı” neredeyse herkesin ortak kanaati.
Devamı
Aldığı tüm silah desteğine rağmen başkent Trablus'u ele geçiremeyen Halife Hafter, müttefiklerinin desteğiyle yurt dışından getirilen paralı askerleri kullanıyor.
Nisan 2019 itibarıyla Trablus'a saldıran milis lider Halife Haftar bu hafta başında, "halkın kendisine verdiği yetkiyle", "Libya Siyasi Anlaşması"nı rafa kaldırdığını, "önümüzdeki zor süreçte Libya Ordusunun yönetimde olacağını" duyurmuştur. Bu duyuru zımnen doğu bölgesindeki bütün siyasi yapıların feshi anlamına gelmektedir.
Önce pazartesi akşamı "halkın iradesini kabul ettiğini" söyleyerek "yeni bir hükümet kuracağını" ilan etti. Hafter, Libya Ulusal Ordusu'nun (LUO) başında. Görünüşte LUO da Tobruk'taki Temsilciler Meclisi ve Libya Devlet Yüksek Konseyi'nin emrinde.
Bazı çatışma bölgelerinde ateşkes ilan edilmiş olsa da genel kanı, silahlı grupların, koronavirüs salgınının neden olduğu belirsizlik ve hareketsizliği bir fırsat olarak gördüğü yönünde.
Ortadoğu'nun çatışma bölgelerindeki hareketlilik devam ediyor. Koronavirüs salgınının uluslararası sistemin yapısını, dünya ekonomisini ve devletlerin istikrarını nasıl etkileyeceği tartışmaları sürerken özellikle Libya'da sıcak gelişmeler yaşandığını belirtmek gerekir. BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile darbeci Hafter güçleri arasındaki çatışmaların seyri son bir aydır değişim gösteriyor.
Libya sahasında son durum nedir? Sahada yaşanan gelişmelerin siyasi ve diplomatik etkileri olur mu? Libya krizinin toplumsal etkileri neler? Berlin Deklarasyonu’nun uygulanmasında gelinen nokta nedir?
SETA, internet üzerinden takip edilen "Ortadoğu'nun Çatışma Gündemi - Libya" konulu panel düzenledi.
Libya'da, Haftar üzerinden askeri bir diktatörlük kurarak Libya halkının Şubat Devrimi'yle devirdiği Kaddafi rejimini hortlatıp, ülkeyi BAE ve onun üzerinden İsrail'in bölge stratejisinin aparatına dönüştürme girişimleri Türkiye-Libya arasındaki iş birliğiyle bozulmuştu.
Kovid-19 pandemisi ile mücadele ettiğimiz günlerde gönlümüz felaketten insanlığın ders almasını istiyor. Ama pandeminin varlığı bile güç mücadelesini, çatışmaları bitiremiyor.
Değişim her daim “devamlılığa” meydan okuyan bir olgudur. Ancak değişimin kontrollü, kontrolsüz veya travma şeklinde gelişmesi söz konusudur. Kontrollü değişim genellikle heyecan verici ve sükunet istikametinde duygu kabarmasına neden olurken kontrolsüz değişim sahip olunan kapasite ve kabiliyetin ötesine geçtiği durumlarda panik ve güvensizlik hissini tetikleyebilir.
Ne yazık ki büyük güç rekabetinin yoğunlaşması yönündeki emareler daha güçlü. Pandemi sonrası yeni bir düzenin kurulması değil, düzensizliğin artması bekleniyor. Uluslararası sistemde yeni bir güç dağılımı, yeni politik ekonomi ve normlar oluşmadıkça düzen kurulamaz. Ülkeler de yeni ittifaklara mecbur kalacak ölçüde çaresizliğe düşmedikçe radikal değerlendirmeler yapmayacaktır.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 45. sayısı çıktı.