Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) son yılların sıcak başlıklarından olan Libya'yı farklı açılardan konu alan çok sayıda yayın ve analize imza attı.
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, 2011'deki Libya devriminin başından bu yana Türkiye'nin pozisyonunda bir değişiklik olmadığını belirterek, "Türkiye her zaman Libya halkının ve halkı temsil eden meşru aktörlerin yanında yer almıştır." dedi.
Bu analiz Halife Hafter’in Trablus’a saldırısıyla yeni bir aşamaya geçen Libya krizindeki son durumu incelemektedir.
Bu analiz BAE liderliğindeki bölgesel eksenin Suudi Arabistan üzerinden Selefiliği kendi bölge stratejisi için araçsallaştırmasını ele almaktadır.
Libya Ulusal Ordusu isimli silahlı grubun lideri Halife Hafter'in başkent Trablus'u güneyden ve doğudan kuşatmaya yönelik girişimleri endişeleri artırdı.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Duran, Türkiye'nin, Amerika ve Rusya ile koordine olarak, devlet dışı aktörlerin alanını kapatmaya çalıştığını belirterek, "Türkiye, ülkelerin birliklerinin korunmasını bunun için istiyor." dedi.
Devamı
İsyanların üzerinden 8 yıl geçti. Rejim değişimine yönelik taleplerle isyanların ortaya çıktığı ülkeler oldukça farklı noktalara evrildi.
Devamı
Bu çalışma DDSA olgusunun yeni Ortadoğu güvenlik mimarisi ve ikliminde oynadığı rollere odaklanmaktadır. Bu grupların doğaları, değişen rolleri ve bölgesel düzene yönelik ortaya çıkardıkları güvenlik risklerini ele almaktadır. Ayrıntılı ve çok yönlü analizleriyle kitapta yer alan makaleler DDSA’lar bağlamında egemenlik, jeopolitik, ideoloji, savaş, teknoloji, çatışma, terörizm, asimetrik savaş, düzensiz savaş ve şehir savaşı gibi olguların değişen karakterleri ve bunların bölge siyaseti üzerindeki etkilerine dair bulgular sunmaktadır.
Libya’nın geleceği dış aktörlerin müdahalesi ile değil, demokratikleşme iradesine sahip yerel grupların geniş kapsamlı müzakereleri sonucu varacakları toplumsal uzlaşıyla mümkün olacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde Türkiye’nin pozisyonu Libya’da istikrarsızlığın son bulması ve demokratik bir yönetimin kurulması açısından hayati önem taşımaktadır.
Türkiye tarihi sorumluk bilinci nedeniyle, Libya'daki krizin çözümü için uluslararası toplumla birlikte hareket ederek bu bloğun kullandığı asimetrik araçları kullanmaktan kaçınmıştır.
Türk heyeti Palermo’da gerçekleştirilen Libya Konferansı’ndan neden çekildi? Türkiye’nin Libya krizine ilişkin pozisyonu nedir? Libya krizinin kaynağı nedir? Palermo’daki Libya Konferansı kriz için çözüm olabilir mi? Libya’da bir çözüm mümkün mü?
Son dönemde bölgesel siyasette daha etkin bir aktör olma hedefindeki BAE, bu çerçevede hem Ortadoğu hem de Afrika Boynuzu'nda önemli stratejik hamleler atmıştır.
Bu analizde DAİŞ terör örgütünün Libya’da ortaya çıkışı, güç kazanması, mevcut durumu, örgütle yürütülen mücadele ve örgütün Libya için yerel, bölgesel ve uluslararası dengeler bağlamında nereye tekabül ettiği değerlendirilmektedir.
ABD’nin DAİŞ’le mücadele çerçevesinde Libya’daki varlığı daha eskilere dayanmaktadır ve bu, yerel ve uluslararası güç dengelerinin içinde farklı bir anlam taşımaktadır.
ABDnin DAİŞle mücadele çerçevesinde Libyadaki varlığı daha eskilere dayanmaktadır ve bu, yerel ve uluslararası güç dengelerinin içinde farklı bir anlam taşımaktadır.
Analizde Halife Haftar’ın darbe girişimine giden süreçte MGK içindeki siyasal kutuplaşmalar ele alınacak.
Analizde Halife Haftarın darbe girişimine giden süreçte MGK içindeki siyasal kutuplaşmalar ele alınacak.
Libyada devrim sonrasında yaşanan çatışmaları ve kutuplaşan Libya siyasetine bölgesel aktörlerin müdahalelerini yorumlayan Ufuk Ulutaş, Libyada yaşananları Ortadoğunun genelinde gördüğümüz kutuplaşmanın Libyaya yansımış bir hali ifadesiyle özetledi.
Libyalı tarafların anlaşması tek başına ülkedeki krizi çözme yeterliliğine sahip görünmüyor. Aynı zamanda bölgesel aktörlerin de Libya üzerinde asgari müştereklerde buluşması gerekiyor.
Başından beri izlediği politika Türkiye'ye, Libya'nın ateşkes sonrası sorunlarını aşmada güvenilir bir arabulucu olabilme imkânı veriyor.