Libya’daki çatışmaların arka planı nedir? Türkiye’nin Libya’da stratejik hedefi nedir? Libya’ya yönelik muhtemel senaryolar nasıl şekillenebilir?
Devamı
Putin iktidarı döneminde Sovyet döneminin eski iddialı günlerini arayan Rusya’nın Orta Doğu’da etkinliğini artırma çabası herkesin malumu.
Devamı
Libya’da hareketlilik devam ediyor. Sahada Türkiye destekli hükümet güçleri ilerlemeye devam ederken, Hafter destekçileri de hem sahada hem diplomatik düzeyde çeşitli arayışlara girdi.
Ruslar Libya'ya 14 uçak sevk ediyor. Sorsanız bunu yapan Wagner şirketidir. Ama işin aslı tabii ki böyle değil. Rusya Wagner'i bir paravan olarak kullanıyor.
Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı Libya ordusu, Türk yapımı SİHA'ları etkin kullanarak Haftar'ın batı bölgesindeki saldırıları açısından hayati öneme sahip olan el-Vutye Hava Üssü'nü Haftar milislerinden temizlemiş, çok sayıda Rus yapımı Pantsir hava savunma sistemlerini imha etmiş, Tarhuna'yı kuşatmış, Trablus'un güneyinde ilerlemeye başlamıştır.
Libya’da olup biteni izleme şansınız oldu mu? Gitti gidiyor denen Serrac Hükümeti tam tersine kaybettiği bütün bölgeleri geri kazanıyor. Bunda da en önemli faktör Türkiye'nin verdiği destek. Avrupalı devletlerin, Rusya'nın ve Körfez'deki fitne yuvalarının tüm desteğine rağmen Hafter güçleri patır patır dökülüyor. Türk SİHA'larının harikalar yarattığı bir bölgede her şey tersine dönüyor.
Salgın sonrası jeopolitik denklemler Türkiye'nin bölgesel rolünü güçlendirecek bir değişime işaret ediyor.
Devamı
Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti Hafter güçlerini gerileterek alan kontrolünü genişletmeye devam ediyor. UMH, aradaki mesafe ve lojistik zorluklara rağmen Türkiye'nin sağladığı stratejik destek ile Rusya, BAE ve Mısır'dan destek alan Hafter güçlerini önce durdurdu ve son günlerde ise geriletmeye başladı. Bu da hem sahada hem de uluslararası alanda dengelerin değişmesi anlamına geliyor. Önce Trablus'tan Tunus sınırına kadar olan bölgenin sonra da Vatiyye askeri üssünün kontrol edilmesi bu anlamda büyük bir başarı ve önemli bir dönüm noktası.
Devamı
Libya'da baş döndürücü gelişmeler görüldükçe Akdeniz'in suları bir başka ısınmaya başladı. Birçok devlet, büyük hesaplarının peşinde, Libya'yı maske olarak kullanmaya ve uzun vadeli çıkarlarını Libya'da kurulan kirli denklem dahilinde gerçekleştirmeye çalışıyor. Yorum yapabilmek için "Libya oyunu"nu anlamak için, oyuna dahil olan ülkelerin ana amaçlarının ve stratejilerin incelenmesinde fayda var. Ancak öncelikle Libya'nın, halen istismar edilen iç dinamiklerini anlamak gerekiyor.
Libya'da askeri denklem değiştikçe diplomasi arayışları da öne çıkıyor.
Türkiye Ortadoğu'nun belki de en aktif askeri oyuncusu oldu. Suriye'den Libya'ya kadar askeri operasyonlar yapıyor. Cumhuriyet tarihimizde görmediğimiz bir hareketlilik ve müdahaleler dönemine girdik.
Bu rapor 21. yüzyılın şok etkisi yaratan koronavirüs salgınının askeri çatışmalar ve terör örgütlerinin stratejileri üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde, sıcağı sıcağına yazılmış analizlerle sunmaktadır. Bu bağlamda Suriye, Libya, Yemen ve Irak’taki çatışmalara ışık tutarak salgın sonrası söz konusu alanlarda yaşanabilecek muhtemel gelişmelere dikkat çekmekte, ayrıca risklere ve yapılması gerekenlerin neler olduğuna değinmektedir.
Türkiye'nin Kasım 2019'da Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Doğu Akdeniz'de yetki sınırlandırması ve karşılıklı işbirliğini içeren iki muhtıra imzalaması çerçevesinde UMH'ye destek vermeye başlaması ile birlikte sahada da ciddi değişimler meydana gelmeye başladı.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, Fransa, Mısır, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve BAE’nin imza attığı bildirinin amaç ve muhtemel sonuçlarını değerlendirdi.
Covid-19 salgını sırasında Doğu Akdeniz'deki gerilim düşerken Libya krizi derinleşiyor. Salgın petrol fiyatlarını vurunca ExxonMobil, Total ve ENI, 10 ve 6 numaralı parsellerdeki sondaj projelerini durdurdu. Bu kararlar, Türkiye'nin donanması ve üç sondaj gemisiyle Doğu Akdeniz'deki haklarına sahip çıkarak önerdiği hakkaniyetli paylaşıma katkı sağlayacak mahiyette.
Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan krizin bütün dünyayı çok önemli oranda etkileyeceği, kriz sonrasında oluşacak “yeni normalin alıştığımız normal olmayacağı” neredeyse herkesin ortak kanaati.
Aldığı tüm silah desteğine rağmen başkent Trablus'u ele geçiremeyen Halife Hafter, müttefiklerinin desteğiyle yurt dışından getirilen paralı askerleri kullanıyor.
Nisan 2019 itibarıyla Trablus'a saldıran milis lider Halife Haftar bu hafta başında, "halkın kendisine verdiği yetkiyle", "Libya Siyasi Anlaşması"nı rafa kaldırdığını, "önümüzdeki zor süreçte Libya Ordusunun yönetimde olacağını" duyurmuştur. Bu duyuru zımnen doğu bölgesindeki bütün siyasi yapıların feshi anlamına gelmektedir.
Önce pazartesi akşamı "halkın iradesini kabul ettiğini" söyleyerek "yeni bir hükümet kuracağını" ilan etti. Hafter, Libya Ulusal Ordusu'nun (LUO) başında. Görünüşte LUO da Tobruk'taki Temsilciler Meclisi ve Libya Devlet Yüksek Konseyi'nin emrinde.
Bazı çatışma bölgelerinde ateşkes ilan edilmiş olsa da genel kanı, silahlı grupların, koronavirüs salgınının neden olduğu belirsizlik ve hareketsizliği bir fırsat olarak gördüğü yönünde.
Ortadoğu'nun çatışma bölgelerindeki hareketlilik devam ediyor. Koronavirüs salgınının uluslararası sistemin yapısını, dünya ekonomisini ve devletlerin istikrarını nasıl etkileyeceği tartışmaları sürerken özellikle Libya'da sıcak gelişmeler yaşandığını belirtmek gerekir. BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile darbeci Hafter güçleri arasındaki çatışmaların seyri son bir aydır değişim gösteriyor.