Mısır Darbe Rejiminin Bedelini Ödüyor

Mısır'da 2013’teki darbenin ardından iktidara gelen Sisi rejimi, ekonomik anlamda kötü gidişi engelleyemediği gibi yanlış dış politika tercihlerden dolayı ülkeyi bölgesel düzeyde pasif bir aktör haline getirdi.

Devamı
Mısır Darbe Rejiminin Bedelini Ödüyor
Nükleer Barış

Nükleer Barış

İki çılgın adam dünyayı savaşa ve hatta nükleer bir yok oluşa sürükleyebilirdi...

Devamı

Filistin meselesinin Arap rejimleri tarafından mutlak terki anlamına gelen İsrail yapımı 'Asrın Anlaşması'na Filistin devletini tamamen topraksızlaştırmak anlamına geliyor ve Gazze’yi Sina’ya süpürmeyi hedefliyor. Bu tam olarak Filistin topraklarının Yahudileştirme projesi. Dolayısıyla Trumpçı diplomasiyi pekiştiren tek gerçeklik Trump ya da İsrail değil, bizatihi Arap devletlerinin kendileri.

Arap devletleri son yüz yıllık süreçteki en menfi süreçlerden birisinden geçmektedir.

İsrail’in Filistin’e karşı izlediği haksız politikaların önüne geçebilecek bir Arap ittifakının oluşmasını beklemek günümüz siyasi konjonktürü göz önüne alındığında hayalci bir yaklaşımdır. Arap yönetimlerinin Filistinlilerin haklarını savunmak bir kenara, İsrail’e karşı cezalandırıcı bir tavır almaktan kaçındıkları bir siyasi ortamda bu görev bölgedeki halklar nezdinde İslam ülkelerinin lideri olarak görülen Türkiye’ye düşmektedir.

"Esed'i tanıyalım" şarkısı...

Dünyanın En İleri Demokrasisi!

Gün geçmiyor ki batı basınında PKK'ya övgüler düzen bir haber yahut analiz çıkmasın.

Devamı
Dünyanın En İleri Demokrasisi
Arap Birliği Başarısız bir Bölgesel Kuruluş

Arap Birliği: Başarısız bir Bölgesel Kuruluş

Arap Birliği, son yıllarda birçok bölgesel konuda gösterdiği başarısız performanstan dolayı Arap kamuoyunda saygınlığını kaybetmiş durumda.

Devamı

Erdoğan'ın çabası Türkiye'nin "Afrika açılımını" pekiştirmek.

Muhammed bin Selman’ın stratejik müttefikleri olan ABD ve İsrail’in uzun vadeli stratejileri belirsizliğini korumaktadır. Nitekim bu ülkelerdeki liderliklerin iktidarını konsolide etme konusunda zorluklar çektiği unutulmamalıdır. Suriye ve Yemen’de kendi çıkarları doğrultusunda dönüşümlerin gerçekleşmesini başaramayan Riyad yönetimi, Katar krizinde de tüm çabasına rağmen ciddi bir etki yaratamamıştır.

NATO, bugün Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı güvenlik tehditlerinde ya Türkiye’ye doğrudan destek sağlamıyor ya da gecikmiş adımlar atmak suretiyle Türkiye’nin ulusal güvenliğinin altını oyuyor.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın "2018’de Türkiye'nin Dış Politikasına Bakış" dosyasına verdiği röportaj:

Arap baharı sonrasında yayılmacı siyaset izleyen Tahran, Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan'a milyar dolarlar akıtmanın iç desteğini kaybediyor.

İran'daki olaylar toplumsal değil siyasaldır. Yani hükumet değişebilir ama rejim değişmez..

2009’da göstericiler rejime değil, muhafazakârların yönetim biçimine itiraz ediyorlardı, şimdiki göstericiler ise İran’daki Velayet-i Fakih sistemine dayalı teokratik rejimin yıkılmasına yönelik bir tavır içerisindeler.

Medyaya yansıyan görüntüler şiddet kullanımının artmaya başladığını gösteriyor. Kimi yerlerde polis göstericilere karşı silah kullanmaya başlamış. Başka yerlerde ise göstericilerin polisleri linç ettiği ve polis araçlarını ateşe verdiğine dair görüntüler yayılıyor. Bu şiddet olayları henüz kontrol altına alınamayan bir sarmala dönüşmüş değil.

Trump beklenen güvenlik strateji belgesini açıkladı. Birçok yönüyle tartışıldı ve tartışılmaya devam edilecek. En önemli eleştirilerden biri aslında bu belgenin strateji tarafının oldukça zayıf olduğuna yönelik olması.

ABD bölgede hegemonik bir güç olmasına rağmen bu rolü hakkıyla oynama konusunda sıkıntılar mı yaşamaktadır? Yoksa ABD bölgede hegemonik bir güç olmaktan uzak ve nüfuzu da sallantıda olan bir devlet midir? Başka bir şekilde ifade edecek olursak, ABD-İsrail ikilisi böylesi bir karara, bölgede güçlerinin zirvesine çıktıkları için mi, yoksa bir düşüş yaşadıkları için mi imza attılar?

Mekke ve Medine'nin koruyucusu olarak kendini sunan bir devletin Kudüs konusundaki pasif tavrı Müslüman ve Arap dünyasındaki "liderlik" iddiasını yaraladı.

ABD ve İsrail’in ne yapmak istediği belli. Peki, İslam dünyası Kudüs için ne yapıyor? İsrail işgalinden beri İslam dünyasının Kudüs için ne yaptığına bakarsak, şimdi de pek fazla bir şey yapamayacağını görürüz. Bunun iki önemli nedeni var:

Trump'ın bu kararının arka planında şüphesiz iç siyaset ve ideolojik hesaplar rol oynamaktadır. Başkanlık koltuğuna oturduğundan beri başı soruşturmalar ile belada olan Trump'ın İsrail ve Kudüs konusunda fanatik görüşlere sahip olan Evanjelikleri ve Siyonistleri memnun ederek iç siyasette bir nebze olsun rahatlamak istediği açıktır.