İkinci Berlin Konferansı Sonrası Libya

İkinci Berlin Konferansı'nın, birincisi gibi, mevcut sorunlara hızlı çözüm üretmesi beklenmemeli. Türkiye, Libya'daki askeri varlığının resmi anlaşmalar çerçevesinde olduğunun bilinciyle geçiş sürecine destek verecek ve seçim güvenliğini sağlayacak katkılarda bulunacaktır.

Devamı
İkinci Berlin Konferansı Sonrası Libya
Libya Cephesinde Değişiklik Var mı

Libya Cephesinde Değişiklik Var mı?

Irak, Suriye ve Afganistan gündemdeyken Libya önümüzdeki haftanın yeni başlığı olma yolunda.. Rusya'nın Hafter'e desteği devam ettikçe Türkiye'nin Libya'da kalması ve dengeyi sağlaması tek seçenek olarak kaldı.

Devamı

Erdoğan hem NATO zirvesindeki görüşmelerle hem de Şuşa seyahati ile Türkiye'nin son dönemdeki dış politika hamlelerini pekiştirecek adımları atıyor.

Olması gereken Türk askerinin çekilmesi değil aksine eğitim ve danışmanlığıyla düzenli ordunun kurulmasına yardım etmesidir. Türk askeri varlığı Libya ordusunun eğitimine ve Hafter etkisinden uzak tutulmasına katkı sağlar. Kırılgan geçiş sürecini güvencede tutar.

Libya'da kalıcı ateşkes anlaşmasının imzalanmasının akabinde başlayan diyalog toplantılarında Başkanlık Konseyi ve yürütme organının belirlenmesi hedefleniyor. Peki süreç ne durumda, sahaya yansıması nasıl olacak?

Almanya-Fransa Arasındaki 5 Temel Ayrışma

Fransa'dan kaynaklı olarak yorumlanan Almanya ve Fransa arasında yaşanan fikir ayrılıkları, aynı zamanda AB başkenti Brüksel'de de Alman-Fransız ilişkilerinin kötü seyri olarak değil, daha çok Fransa'nın ortak AB Dış politikasından uzaklaştığı ve haliyle kendisini yalnızlaştırdığı yönünde algılanmaktadır. AB'nin çetrefilli, zahmetli ve hantal yapıya sahip olan ortak dış politika sürecine bağlı kalmaksızın milli hedeflerini önceleyen Fransa kendisine uluslararası sahnede hareket alanı açmıştır.

Devamı
Almanya-Fransa Arasındaki 5 Temel Ayrışma
Insight Turkey quot Libya Krizinin Geleceği Dış Aktörler ve İç

Insight Turkey "Libya Krizinin Geleceği: Dış Aktörler ve İç Yeniden Yapılanma" Başlıklı Yeni Sayısını Yayınladı

Insight Turkey'nin bu sayısı, Libya krizi bağlamında hem iç yeniden yapılanma vaatlerini hem de krize müdahale eden farklı dış aktörlerin körüklediği zorlukları siz değerli okuyucuların dikkatine sunuyor.

Devamı

Libya’da askeri zeminden siyasi arenaya kayan son dönem gelişmeleri farklı dinamikleri hareketlendirdi.

Kitap, bölgesel ve küresel aktörlerin Libya politikalarını incelemektedir. Libya krizinin içinden geçtiği süreci ve Türkiye’nin hem sahada hem de masadaki tavrını ayrıntılı bir şekilde ortaya koyarak bu konu hakkında detaylı bilgiler vermeyi amaçlamaktadır

Şansölye Merkel'in Ekim 2021'de siyaseti terk edeceği göz önüne alınırsa önümüzdeki altı aylık dönemde Avrupa siyasetinde kalıcı bir iz bırakmak için önemli hamleler yapma arzusu taşıması kuvvetle muhtemel.

Libya'da meşru Serrac Hükümeti'ni deviremeyeceğini anlayanlar şimdi ateşkes istiyor. Ama bu talep bir barış arayışı değil. Nefesi kesilenler enerji toplama ve vakit kazanma peşinde. Bu nedenle yapılan çağrıların çözüm için bir anlamı yok.

Batı dışında doğru tanımıyorlar. Batı dışında güzel bilmiyorlar. Aydınlık sadece Batı'dadır ve biz de yüzümüzü sadece Batı'ya döndüğümüz müddetçe aydınlanırız diyorlar. Anlamadıkları şey Türk'ün Libya'da, Yemen'de, Suriye'de ne işi olduğu değil.

SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, 'Eğer bu tempo devam ederse Hafter güçlerinin dağılması kaçınılmazdır. Bu durumda UMH'nin ülkenin tamamında kontrolü sağlaması imkanı doğar.' dedi.

Libya'da askeri denklem değiştikçe diplomasi arayışları da öne çıkıyor.

Nisan 2019 itibarıyla Trablus'a saldıran milis lider Halife Haftar bu hafta başında, "halkın kendisine verdiği yetkiyle", "Libya Siyasi Anlaşması"nı rafa kaldırdığını, "önümüzdeki zor süreçte Libya Ordusunun yönetimde olacağını" duyurmuştur. Bu duyuru zımnen doğu bölgesindeki bütün siyasi yapıların feshi anlamına gelmektedir.

Önce pazartesi akşamı "halkın iradesini kabul ettiğini" söyleyerek "yeni bir hükümet kuracağını" ilan etti. Hafter, Libya Ulusal Ordusu'nun (LUO) başında. Görünüşte LUO da Tobruk'taki Temsilciler Meclisi ve Libya Devlet Yüksek Konseyi'nin emrinde.

SETA, internet üzerinden takip edilen "Ortadoğu'nun Çatışma Gündemi - Libya" konulu panel düzenledi.

Türkiye bugüne kadar pek çok kereler farklı bölgelere farklı görev tanımlarıyla asker göndermiştir. İlk olarak 1950'de BM şemsiyesi altında Güney Kore'ye muharip unsurlar gönderen Türkiye o günden bugüne Bosna Hersek'ten Afganistan'a, Somali'den Katar'a kadar geniş bir coğrafyada askerlerini konuşlandırmıştır.